Bolahenk

Bolahenk
@Muvazene
Kendi içine yürümek ve saatler boyu kimselere rastlamamak... Rainer Maria Rilke
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Tokatların ardı arkası kesilmeyen bir kitap, her satırında beyaz insanın kapital dünyasından yakınıyor aslında. Bilmiyor ki içine düştüğümüz bu kuyunun içinden çıkabilmemiz imkansız. Biraz toz pembe bakıp sert konuşuyor abimiz. Oldukça güzel analizler var bu kitapta hepimizin bildiği lakin umursamamayı tercih ettiği analizler. Hepimizin yumuşak karnı olan mülkiyetçiliğe değiniyor “şey”siz yaşamaktansa, ölmek için ateş borusunu alnına dayayan insanlar vardır diyor sayfa 47’de. Hangimiz inkar edebilir bağlılıklarını. Sonrasında “benim” kelimesinde takılıp kalıyor “Papalagi’nin uykusu hiçbir zaman derinleşemez. Gündüz topladıkları gece uçup gitmesin diye uyanık olması gerekir çünkü. Ellerinin ve duyularının, “benim”lerinin en uç sınırına kadar uzanması lazımdır.” (sayfa 61) deyip tokat gibi hatırlatmalarına devam ediyor. Kabile şefi hayattan zevk almak ve onun sunduklarının tadına varmaktan bahsediyor mesela güneşi gördüğümüzde hangimiz havanın sıcaklığından yakınmak yerine faydalanmaktan bahseder ki. Papalagi ürettiklerinin içinde boğuluyor. Papalagi biz beyaz insanlar oluyoruz, göğü delen adamlar. Genel olarak kitaba baktığımızda farkındalık oluşturan, insanın gözünü kapadığı gerçekleri yüzüne çarpan bir kitap niteliğinde bunun yanı sıra kitaptan beklediğim bilgeliği, derinliği bulamadım ve bununla birlikte birazcık ön yargı hissettim. Sosyolojik açıdan önemli bir yere sahip olduğunu ve herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. :)
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,8bin okunma
Reklam
584 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Centilmen Piç serisinin birinci kitabı olan Locke Lamora’nın Yalanları beklentimi karşılamayan, klişe olarak nitelendirebileceğim olay örgüsüne sahip. Giriş bölümü etkileyici başlamış olsada devamında olay akışını tahmin edebileceğiniz, doğaüstü olayların türüne göre haddinden az olması ve konunun seyrinin donuk bir şekilde ilerlemesi beğenmediğim yönlerinden… Yiğidi öldür hakkını yeme demiş atalarımız. :) Kitapta beğendim diyebileceğim kısım ise ana karakterin çocukluğunu görebiliyor olmamız, kitap akışında ilerlerken yazarın bir anda geçmişe yolculuk yapmamızı ve karakterimizi daha iyi tanımamızı sağlıyor olması güzeldi. Ana karakterin zekası ve kişiliğini ortaya koyan betimlemelerin de hakkını vermek gerek hızlı düşünebilme yeteneğiyle etkileyici yanları bulunmakta. Dil ve anlatım tarzı olarak sıkmayan, tekrarlara yer vermeyen akıcı bir nitelikteydi. Zaman zaman güldüren bir tarafının olduğu da aşikar. Velhasılıkelam, Güzel yanlarına gölge düşüren konusuyla son 200 sayfası benim için işkence bölümüydü diyebilirim, yarım bırakmamak adına bitirdiğim bir kitaptı.
Locke Lamora'nın Yalanları
Locke Lamora'nın YalanlarıScott Lynch · İthaki Yayınları · 20201,135 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Ben yürümenin, marş adımı atmanın ötesine geçip uçabilenler için yazdım." diyor Zamyatin kitabın önsözünde. Günümüz şartlarına baktığımızda, 1924'de yazılmış olan kitap güncelliğini yitirmeden, geleceği öngörerek bize bulunduğumuz durumun vehametini anlatıyor... Cam fanuslar içinde yaşayan insanlar, kimin kiminle eşleşeceğini belirleyen pembe biletler, yemek saatlerinin ve alanının Tek Devlet tarafından belirlendiği bir dünya düşünelim. Baş kahramanımız hastalığa yakalanıyor, hastalığın adı ruh oluşumu... Ruh, Tek Devlet anlayışınde çoktan unutulmuş bir sözcük. Ruh oluşumu "tehlike" demek... Kitabı okurken bende oluşan ilk izlenim, şimdilerde gelişen yüz tanıma akımı, yüz tanıma özelliği ile yapılan kişilik analizleriyle cam fanuslarımıza doğru büyük bir adım atıyoruz. The Ekonomist'in hazırladığı rapora göre 2018 yılından itibaren kimlik beyanında yüzümüzü kullanmaya başlayacağız. Özgürlüğümüz giderek kısıtlanıyor. Zamyatin 1920'li yıllarda bu durumu görmüş bile... En sevdiğim kitaplar listesinde birinci sıraya kazık çakmış vaziyette. Geleceğe yolculuk yapmak isteyenlere tavsiye ederim ama bu yolculuk tokat yiyip dönmenize neden olabilir. Yolcuğumuz şiddet içeriyor olsada yolculuk yapmaya değer. :))
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20209,2bin okunma