İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden.
Ağacın kökü mademki derindir cidden, dalı kopmuş, ne olur gövdesi gitmiş, ne zarar o, bakarsın, yine üstündeki edvarı yarar, yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza; yine bir vaha serer kavrulan imanımıza.
Genellikle paylaşılan alıntıların çoğunun kitaptan değil de internetten olduğu bariz ortada. Çünkü biz millet olarak övülmeyi, yaptığımız işin bir başkası tarafından methedilmesini çok önemsiyoruz. Kendi düşüncelerimize verdiğimiz özgürlük, bizi biz yapan değerlerin çok uzağında kalıyor. Bir kalıp gibi sığındığımız riyâkârlık ise sürekli enâniyet olarak benliğimizde vücut buluyor. Ne yazik ki "ben" kavramına olan hayranlığımız dışardakilere "öteki" gözüyle bakmamıza sebep oluyor. Bu yüzden toplum olarak ilmi sancımız hâlâ devam ediyor.
Siyasetnâme geleneği açısından güzel bir örnek teşkil etmektedir. Nizâmülmülk gibi Selçuklular'a uzun süre hizmet eden birisinin tecrübelerini aktardığı ve yönetim sahibi kişilerin ne yapması gerektiğini anlaşılır bir şekilde dile getirmesi biz okurlar açısından önemli bir husustur. Yazarın Farisî olması hasebiyle yer yer pers motifleri görülsede bu, kitabın ihtişamını bozmamıştır. Nacizâne Fikrim; her dönemde liderlerin ve dahi tüm ilim talebelerinin okuma listesinde ilk sıraları meşgul etmesi gereken bir eserdir.
SiyasetnameNizamülmülk · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,410 okunma
Din ve padişahlık kardeş gibidirler. Memlekette ne zaman bir karışıklık olsa, dinde de bozukluk olur; kötü din sahipleri baş gösterirler. Ne zaman ki din bozulur, memleket de karışır, fesatçılar kuvvetlenirler, padişahı güçsüz bırakırlar