Hayat ve ölüm, ebedi bir çemberdir. Parçalanır, toprak oluruz, toprağımızdan yeni çömlekler, testiler yapılır; ama ölümden sonra yaşamayı sürdürmek konusunda hiçbir şey bilinmez.
Şefkatle alıp vermekten keyif almak doğamızda vardır. Ama maalesef bizi hem kendimizi hem de başkalarını incitecek şekilde konuşmaya ve davranmaya iten, hayata yabancılaştıran iletişimin birçok şeklini öğrenmiş durumdayız.