Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

september

september
@Neva__
922 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
“Akşam mı oldu? Sahi gidecek misin? Nereye? Biraz daha kal." "Peki, peki git öyleyse. Hayır, darılmadım. Hayır, sana kızmıyorum. Bütün kızgınlığım bu vakitsiz gelen ayrılık saatine, bu pis, bu manasız akşamüzerine." "Haydi git. Fakat unutma, yine seninleyim."
Reklam
"Gel, başını göğsüme daya, dilersen dizlerime yat. Sevişmenin kuralları yok, olmayacak da... Aşka her açıdan girebiliriz. Her yönden başlayabiliriz sevişmeye. Tenlerimiz birbirinin kokusunu aldı artık, aynı sıcaklığın içindeyiz. Çevremize arzudan bir daire çizildi, görüyor musun? Ondan kurtulamayız, boşuna çabalama. Bırak kendini akışına zamanın. Bırak; ellerin, gözlerin, dudakların sana sevişmeyi öğretsin.”
Sen geldin, değişti havası dünyanın, bulutların şekli değişti, denizlerin rengi değişti, kokusu değişti çiçeklerin. Sen geldin, en güzeli ben değiştim, anlıyor musun?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kimseden anlayış bekleme öyleyse. Bütün mustaripler gibi içine dön, kendine kapan. Bir dost eli mi uzandı sana? İnanma! Seni mi övüyorlar? Güvenme! Sevilen, alkışlanan sen değilsin aslında. Her insan senin o doludizgin yaşantında kendisini buluyor, kendisini seviyor. Sen onlar için, yapmak isteyip de yapamadıklarısın. Şiirlerin söylemek isteyip de söyleyemedikleri.
…bütün bencil duygularından sıyrılabilmişsen onun için her şeyi, ama her şeyi yapacak gücü kendinde buluyorsan, her hali sana ayrı ayrı güzel geliyorsa, karşısında kendini bir çocuk gibi hissediyorsan, istediği anda onun için ölebileceksen, onun için yaşıyorsan ve yine bir gün onun için bildiğin bilmediğin bütün düşmanlıklara karşı koyabileceksen, o her geçen dakika sende biraz daha büyüyorsa ve kendi kendine onu kendinden bile çok sevdiğini bütün samimiyetinle, inanmışlığınla itiraf edebiliyorsan, bir dua gibi adını söylüyorsan, bir gün o seni hiç, ama hiç sevmediğini söylese bile, senin sevginde azalma olmayacaksa ve ölünceye kadar en ölümsüzü ile sevebileceksen; işte o zaman onu seviyorsun demektir. O sana sevmeyi, gerçek aşkı öğretti. Sen onu hep sevecek ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın. O, hiç sen olmasan bile, seni bir parça sevmese bile…
Reklam
Her şeyin rengi seninle değişti. Duvarlar seninle aydınlandı, pencereler seninle ışıdı.Sende ne bulduysam hepsi birbirinden yeni, hepsi birbirinden güzel. Yokluğunun ne korkunç bir karanlık getireceğini anlıyor musun? Nasıl her şeyin rengi yine birdenbire değişecek? Mutluluktan yana ne getirmişsen hepsini bir bir acımadan geri götüreceksin. Ardında taş taş üstüne kalmayacak, çiçekler açmayacak, kuşlar ötmeyecek. Şimdi varsın, var olmaktan öte bir şeysin. Yokluğunu da varlığın gibi yudum yudum içeceğim. Seninle varım, gidersen seninle yok olacağım. Anla biraz.
Sonra bir gün sen çıktın karşıma, içimde küllenen duyguları yeniden yaktın. Yeniden can verdin bana. Bir sabah uyanmanın o eşsiz mutluluğunu tattırdın. Her gün seninle beraber olmanın tadı ılık ılık yayılmaya başladı kanıma. Unuttuğum arzuları, yitirdiğim hazları getirdin bana. Artık yalnız, yaşamayı düşünür oldum. Ölüm düşüncesinden gitgide uzaklaştım. Kurumuş dudaklarıma su verdi ellerin. Bakışların yepyeni ışık verdi gözlerime. Seninle var olduğumu anladım. zaman bir korkulu rüya gibi uzaklarda kaldı. Uzun süren nekahat devresinden sonra dünyaya yeniden gelmiş gibiydim. Belki sen yoktun, hepsi yalandı bunların. Ne çıkar? Senin için söylüyor, senin için yazıyordum ya!
Milyonlarca kalbin çarptığı bir şehirde yapayalnızdım. Yaşamamı gerektiren bütün bağlar kopmuştu. Oysa, o da bu şehirdeydi. O da bir zaman çaresizliğin tunç kapılarını zorlamış, açamayacağını anlayınca her şeyi olduğu gibi kabullenmişti. O da yalnızdı, ama benim kadar değil. Çünkü çevresinde hiç kimse olmasa bile, yine bir kendisi vardı. Beni, benim gibi bensiz kalacak kadar sevmemişti ki!
Olduğun yerde en basit bir şey bile apayrı bir değer kazanıyor. Duyguları böylesine en güzel, en harikulade haliyle bulduktan sonra bir gün onları kaybedivermek korkusu içimi tarifsiz bir acıyla dolduruyor. O zaman bu yokluklara dayanamayacağımı anlıyorum. Belki hiçbir mutluluk sürekli değil bu dünyada. Her sevgi bir ayrılıkla sonuçlanmaya mahkûm! Yine de verdiklerin hiç bitmesin istiyorum.
Ama geldin bir kere; ister bilerek gelmiş ol, ister bilmeden... Geldin ya! Şimdi her şey güzel seninle. Yürümenin, konuşmanın, nefes almanın bir başka anlamı var artık. Sen varsın, her şey bambaşka gözlerimde.
Reklam
Sana gelinceye kadar sonu gelmez bir arayıştı sevgilerim. Bir zaman başkalarında aradım seni, başka yüzlerde, başka ellerde aradım. Aldandım, fakat bir gün seni bulmak ümidini kaybetmedim. Nasıl olsa gelecektin bir gün. Ve işte geldin de! Bana tatmadığım hüzünleri tattırmaya, bil- mediğim kederleri öğretmeye geldin. Acıdan yana ne kalmışsa yaşamadığım hepsini bir bir sen yaşatacaksın bana
Bazı duygular vardır anlatılmaz anlaşılır sadece. Sevenin sevdiğini bilmesi kadar; sevilen de anlar sevildiğini. Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez. Çoğu defa bir bakış yeter de artar bile... Yeryüzünde hiçbir kuvvet insanoğlunu sevme hakkından alıkoyamaz. Sevmek çoğu zaman var olmaktır. Sonunda bizi yok olmaya götürse bile. Ben şimdi varım ve seni sevmek hakkımı kullanıyorum.
Sevmek... Seni alabildiğine sevme ... Hiçbir şeyi umursamadan, bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek... Tutmak ellerinden o derinlere inmek, gitmek oralara, o yerlere. Orada hep sen olmak, seni yaşamak ve olduğun yerde bile seninle sensiz olamamak! Sonra da sensiz edemediğimi, edemeyeceğimi söyleyememek sana. Susmak, susmak; korkudan ölünceye kadar.
Dudaklarından çıkan her kelime, suya bir taş atılmışçasına büyüyor içimde. Nereye gitsem kulaklarımda o yarı karanlık, çocuksu sesin. Sonra kendine has kokun; o kokuların en çıldırtıcısı, en kahredicisi... Ve gözlerin; esmer bir akşamüstünün serin hüznünü getiren gözlerin... Görebildiğim, duyabildiğim her şey bana seni sevmeyi söylüyor. Uzaklaştıkça yaklaşıyorum sana. İşin en kötüsü, yaklaştıkça da uzaklaşmaktan korkuyorum.
Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi. İlk defa sevmenin tarif edilmez korkuları içindeydim. Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor ve korkularla yine sana doğru koşuyorum. Hep aynı soru düşüncemde: Ya seversem? O zaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni. İlk defa yenileceğimi anlıyorum. Karşımda kendinden emin gözlerin, dudakların, ellerin bunu söylüyor bana. Seni tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyorum. Önceleri hiç bilmediğim adını şimdi binlerce defa tekrarlıyor dudaklarım.
5,2bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.