Nikbin Hanım

Ey bu dünyaya her şeyden yoksun gelen sen! Başın toprakla örtülecek, avucunda da sadece yel kalacak! Devletin başına geçip otursan bile, bu dünyadan yine de avucundaki o yelle gideceksin sen !
Reklam
Öyleyse, hangi hileye ve çareye başvurursa vursun, bilesin ki hiç kimse ölümden yakasını kurtaramaz! Şu cihanda ecelden kimse kaçıp kurtulamaz. Ne gariptir ki kimse de ölümü hazırlık yapmaz! Ölüm ne kadar amansız ve insafsız olursa olsun, ona gönül rızasıyla boyun eğmesini bilmek gerek! Hayatta nice çileler çeker, dayanılmaz yükleri yüklenirz, ama en çetini ölmektir, ölmek!
Bilmez misin ki doğan ölür ! Toprağa geri döner ve sahip olduklarını yele verir ! Seni ölmen için besleyip büyüttüler, gitmen için getirdiler !

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nefsimizi büsbütün öldürmedikçe, varlığı sevinmeyip yokluğa yerinmedikçe, ruhumuz hür ve serbest olmayacaktır. Dünya bağlarından kendini tam anlamıyla kurtaramayan kimse, perdeden (perdenin ardındaki nurdan) uzak düşmüş bir leştir! Bu perdenin mahremi olacak kişinin uyanık bir gönle sahip olması gerekir. Zâhirî hayatla sıkı alışverişte olan, derûnî hayatın eri olamaz!
“Birkaç yüz bin insan, avuç içi kadar bir yerde toplanıp üzerinde sıkıştırdıkları toprak parçasını çirkinleştirmek için ellerinden geleni yapmışlardı: Bir şey yetişmesin diye, toprağın üstünü taşlarla örtmüş, yeşermeye başlayan otları yolmuş, ortalığı taş kömürü, neft dumanına boğmuşlardı . Ağaçları gelişigüzel budamışlar; hayvanları, kuşları yerlerinden etmişlerdi. Bütün bunları yapmışlardı ama bahar, şehirde bile gene bahardı. Güneş ısıtıyordu; canlanan otlar, yalnız bulvar çimenlerinden değil, kazılmayan her yerden hatta kaldırım taşlarının arasından bile yeşil yeşil fışkırıyordu." -Tolstoy, Diriliş
Reklam
"Bir çekirdegin manevi içeriginde milyarlar ve milyarlarca, daha doğrusu sayısız ağaç ve bitkiler mevcuttur. Aklen hükmedebiliriz ki zaman ölçüsünü ebediyetle değiştirirsek, o çekirdekte kuvvet halinde var olan ağaçlar, sayısız alemleri, sonsuz küreleri doldurur, yine sonu gelmez! Bu bir harika değil midir?" - Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi
“Nedir insan dediğin,/ ömründen bütün biçtiği uyku ve yeme içme ise,/ en fazla bir hayvan, değil daha ötesi./ bizi böylesine özene bezene yaratan/ bu yeti ve harkulade muhakeme gücünü/ vermemiştir hiç kuşkusuz/ durduğu yerde küflensin diye.” - #williamshakespeare , Hamlet
Benim servetim, kitaplarım diyordu o. Kitaplarım , yani hayatım..
Yaratılışının en önemli sonucu yaşamdır. En üst üründür yaşam. Yaşam gibi mucizevi bir netice elde edilmişken onun böyle fani, sıkıntılı, elemlerle dolu olan dünya yaşamıyla sınırlı kalması düşünülemez. Yaşam mucizesinin bu kısıtlı mutluluklardan çok acılara elverişli dünya hayatıyla sınırlı olması manasızdır. Gerçek ve layık sonuç ebedi hayattır; taşının, toprağının, ağacının bile canlı ve şuurlu ahiret yaşamıdır. En büyük ilahi sanat olan şuur ve yaşam, kendini ancak öyle bir alemde layıkıyla gerçekleştirebilir.
“Âlemin küfre göre hem başı hem sonu ‘hiç’… ‘İki hiç’ arasında varlık olur mu hiç ?” #necipfazıl
Reklam
Zayi olmayacaktır insan. Bir maddeye, bir bitkiye, bir hayvana veya toprağı dönüşerek bile değil, insan olarak kalacaktır. Nasıl insan olarak dünyaya gelmişse yine insan olarak yaşayacak ölümden sonra yoluna yine insan olarak devam edecektir. Üstelik ölüm öncesi hayatta yoluna kendi olarak, kendi benliğini ruhunda taşıyarak devam edecektir. Ölümden sonra yeniden kendine has karakteri ile, kendi duygularıyla, kendi öz latifeleriyle, yani kendi benliğini yitirmeksiniz yeniden yaratılacak ve hep var olmaya devam edecektir en hikmetle, en anlamlı, en tutarlı izah budur. Ahiret var diye düşününce her şey anlamlı hale gelir. Yaşamın sırrı, izahi en kolay mesele olur. İnsanın ne olduğunu ve neden dünyada olduğunun açıklanması en kolay şekilde ortaya çıkar. Ahiret, öncelikle şimdiki yaşamı net bir şekilde açıklanabilir kılar. İnsanın dünyadaki konumu; ahirete ve ebediyete dönük bir varlık olduğu gerçeği kabullenildiğinde aydınlana bilir..
İnsan denilen bu seçkin varlığın sonu ayak altında ezilen un ufak olmuş kemikler olamaz..!
Kâinatta yok etme yoktur, var etme vardır, en basit nesillerin bile en değerli şeylere çevrilmesi vardır ve bu tecelli her yerdedir. Bunun herhangi bir istisnası yoktur. Kâinatdaki ilahi iktisat, bu kainatı yaratanın mutlak iktisat sahibi olduğunu gösterir. Böyle bir ilahi tutumluluk ve iktisat, insan gibi bir varlığa katiyen israf etmez. İnsanı israf etmekle kâinattaki anlam ve hikmetleri ziyan etmez. İnsanın evrendeki kritik varlığını büyük bir sıfıra çeviren, onu en hikmetsiz duruma düşüren “yokluğa gönderiliş” gibi bir yaklaşım aklen tabii kabul edilemez..
Allah da dünyayı direkler, kutuplar ve imamlarla muhafaza etmektedir. Kainatın evi yani direği dindir, dinin direkleri risalet, nübüvvet, velayet ve imamettir. Risalet, dinin ana direğidir. İnsanlar, efendileri Hazreti Peygamber’in etrafında dönmelidirler. O, koca birey olan kainatın kutbudur, temel direğidir. Bir mescit bir beldenin göbeğinde yer almalıdır bütün noktaların oradan neşet etmesi elzemdir. Cüzü iradenizin direklerinin toplandığı yer mescidinizdir, köyünüzün göbeğidir.. İşte bedenimizin göbeğinde de ruhumuz vardır. Bedenimiz ruhumuza barınaktır. Bedenimizde Allah’ın bizlere üflediği ruhu iyi misafir edemezsek, sırat köprüsünden geçerken yürüdüğünüz köprünün altından akan su, Hakikat Arz’ının suları olmaz. O su, sizi daha köprüdeyken boğar ve Hakikat Arz’ının heva, özenti ve heveslerine düşkün ahalisinin karanlığına gömer. Eğer Allah’ın bizlere üflediği ruhu bedenimizde iyi misafir edersek, onun hizmetkarı olursak, Hakikat Arz’ının birbirine karışmayan, hareket ve akışta havadan daha latif olan denizlerinin berrak ve lezzetli suyundan içerken cennet hayatına kavuşuruz. O berrak suyu içmek için eğildiğimizde, suretimizin tüm letafet ve inceliğini görürüz. Bu akisler, bize üflenen ruhu suretimizin ortasına gömer. …
Şunu bilki bu alem, içinde muhtaç olduğun her şeyin bulunduğu bir ev gibidir. Gök tavan gibi yükseltilmiştir. Yeryüzü yay gibi uzatılmıştır. Yıldızlar kandiller gibi asılmıştır. Madenler hazineler gibi saklanmıştır.. -İmam Gazzâlî
367 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.