Fırat Koç

İçinizde kalbinize nakşeylediğiniz bir sevgilinin yüzü yaşıyorsa eğer, dünya hala sizin evinizdir.
Sayfa 40 - YkyKitabı okuyor
Reklam
Hiçbir derste öğrenmedim, hiçbir kitapta okumadım, hiçbir filmde görmedim; ah ne kadar da güzelmiş aşığın maşuğu uyuyuşunu doya doya seyretmesi, et melek.
Talih diye düşündüm, istatistik ve olasılığı bilmeyenlerin tesellisidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir sırrı içinde sakladıkça o senin kölendir. Bir başkasına söylediğin anda sen onun kölesi olursun.
Sayfa 158Kitabı okudu
Heyhat!.. Kim anlatacak bize, neden insan kalbi sevgi yanında kinle de doludur?..
Reklam
Canım, güzelim, kederli, felâketler zamanı gelip çattı, gel bana, nerede olursan ol gel, ister sigara dumanıyla dolu bir yazıhanede, ister çamaşır kokan bir evin soğanlı mutfağında, ister dağınık mavi bir yatak odasında, nerede olursan ol, vakit tamam, gel bana; yaklaşan korkunç felaketi unutmak için perdeleri çekili yarı karanlık bir odanın sessizliğinde bütün gücümüzle birbirimize sarılarak ölümü beklemenin zamanı geldi artık.
Sayfa 27
Sonuçta, içinde bulunduğumuz şartlar o kadar boktandı ki elimizden gelen tek şey, cehennemi gösterip arafa razı etmekti. Kendimizi ve çevremizi...
Sayfa 181Kitabı okudu
Kahramanlara, görevlerini, halk değil, kendileri verirdi. Dolayısıyla kahramanların halktan hesap sorma hakkı yoktu. Kahramanlar, cesur ve aptal insanlardı. Halksa korkak ve kurnazdı. Anlaşmaları mümkün değildi.
Sayfa 157Kitabı okudu
Gerçekten de, bir demokrasideydik artık! Lider yalanlar söyleyerek yönettiğini sanıyor, halk uyduğu bütün kanunların kendi iyiliği için konduğuna inanıyor, ülkedeki tek yayın organı olan radyonun spikeri de her şeyi görüyor, ancak deli taklidi yapıyordu!
Sayfa 147Kitabı okudu
Dünyanın en çaresiz çocuklarına en büyük hayalleri kurduran, umut denilen o doğal felaketten nefret ediyordum!
Reklam
Cehennemin varlığı cennetinkine kanıt değildi!
İnsanlık kendi geleceğinin denetimini elinde tutamadığında özgürlükten söz edilebilir mi?
Gelenekler ve töreler insana koruyucu bir ortam sağlar, ama onun toplum içinde farklılaşmasını ve kişiliğine yeni boyutlar katabilmesini de önmeli ölçüde kısıtlar.
Cahillerin hayallere, işçilerin işe, sanayicilerin kâra ihtiyaçları vardır. Vazifemiz, elimizden geldiği kadar, kârlı yalanları korumaktır.
Sayfa 104Kitabı okudu
Kaybettiğimiz hayatı ve düşleri yeniden ele geçirmek için, onları yeniden düşlemek gerektiğini herkes bilir: Ben hikayeme inandım!
Sayfa 122Kitabı okudu
Resim