Pindare'nin "bir gölgenin rüyası"ndan Calderon'un "Hayat bir rüyadır" sözüne, ve Shakespeare in "biz rüyaların özünden yaratıldık" cümlesine kadar; bu sonuncu söz, İspanyolunkinden daha trajiktir; çünkü: İngiliz, bizi rüya, rüya gören bir rüya olarak anlattığı halde, öbürü sadece hayatımızı bir rüya olarak görüyor, ama bizi rüya görenler olarak görmüyor.