Bir yerlerde birileri bana eski yüzümü, eski ellerimi eskiden oldukları haliyle geri verecek. Gülümsemem bile, eski bitkin gülümsemem bile gitti. Onsuz kaybolmuş haldeyim.
Çiçeğin üzerinde bulunan arı, bir çocuğu sokar. Çocuk arıdan korkar ve arının amacının insanları sokmak olduğunu söyler. Şair, çiçeğin tacına konan arıyı zevkle seyreder ve "arının amacı çiçeğin kokusunu emmektir" der.
Hayat herşeydir. Hayat Tanrıdır. Herşey yer değiştirir, hareket eder; bu hareket Tanrıdır. Hayat var oldukça Tanrıyı tanımak zevki vardır. Hayatı sevmek Tanrıyı sevmektir.
Arkadaş bu nasıl bir romandır?
Bütün olayları iliklerime kadar bende yaşadım. Kahramanlarla birlikte o duygu selinin içinde kayboldum. Yüzümdeki ifadeler değişti. Yeri geldi kaşlarımı çatarak okudum.
Ve kısaca değinmek gerekirse Fransa ve Rusya savaşını anlatan bir roman. Savaşla kalmayıp içine aşk, çaresizlik, öfke gibi duyguları da sokmuş Tolstoy. Her bir kahramanı çok özel. Hiçbiri ile ilgili genelleme yapamayıp hepsini ayrı bir yere koyuyorsun.
Bence mutlaka okuyun!!!!
"Aşk!.. Gizli güçlerle donanmış gibi gözüken o küçük kızı nasıl sevmiştim! Onun hakkında romantik aşk ve mutluluk planları yapmıştım! Ah, saf yürekli gençlik !"
Bir elma olgunlaşıp yere düşünce, bu düşüşün nedeni nedir? Sapının kuruması, ağırlığının elmayı yere doğru çekmesi, güneşin yakması, rüzgarın etkisi, çok ağırlaşmış olması ya da dibinde duran çocuğun onu yemek istemesi midir?
Neden bunların hiçbiri değildir. Burada söz konusu olan sadece her hayatî, organik, temel olayın gerçekleşmesine yol açan koşulların bir araya gelmesidir. Ve hücre dokusunun çürümesinden ötürü elmanın düştüğünü söyleyen botanik bilgini, ancak elma ağacının altında duran ve elmayı yemek istediği ve bunu Tanrıdan dilediği için düştüğünü söyleyen çocuk kadar haklıdır.