Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nur Koçoğlu

Nur Koçoğlu
@Nurkcgl
Dünya
13 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
aharda çimenler açıklı koyulu renkleriyle toprağı kaplar; bahar yağmuru, çimenlikler üzerinde tatlı dalgalar, menevişler meydana getirir; kırların ötesinde berisinde renk renk, yığın yığın çiçekler açılmaya başlar. Hafif ve tatlı bir esinti, suyun üzerinde, temiz bir alındaki çizgilere benziyen kırışıklar peyda eder. Ufak dalgacıklarla su kabarcıkları, rüzgârın önüne düşerek bir yere toplanmış yasemin döküntülerini hatırlatır. İşte o zaman, kırları zevk ve safadan kımıldamaya takati kalmamış bir deniz, denizleri şevkinden titri-yen bir kır sanırsın...
Reklam
Kimlikler üzerinden var edilmeye çalışılan her şey kısa ömürlü olmaya mahkûm.Bu genelleme de dahil.
En güzel yazarlık mesleği tarifini Çetin Altan'dan duymuştum:"Birini,boş kağıtlar ve sivriltilmiş kalemlerle bir odaya koyun,eğer oradan karnını doyuracak malzeme çıkarsa,işte yazar odur."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir de o kadar uğraşmışım storyteller olmak için. Tencere kapağız, yemeğin kokusu şimdiden nefis. Üstüne bir de şampiyon olduk mu! Kıllanıyorum ar- tık, her şey bu kadar kıyak gidemez diye...
Reklam
“Efendi, biliyo musunuz, ben bunun daha bilmen ne- lerini bilürün. Durun sizi deyivereyin. Bekçi olduğum- dan için geceleri mahallede dolanırken buna çat pat çak sokak ortasında irast geliyorun. Bir kere kendici- ğine “nerene geliyosun?” diye soracak oldum. Bana ne garşuluk virse iyu. “Taratordan geliyon” demesin mi? Bu beni maskaralığa alma değil de ne demektir? Bakın şu ahmağa!
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... Ahmet Arif
Birbirini hiç tanımamış, birlikte hiç kavga etmemiş, birbirini hiç tartmamış iki şempanze birbirine ne zaman güveneceğini, yardım et- meye değer olup olmadığım ve kimin daha üst sırada olduğunu bilemez.
Sapiens ise sonsuz sayıda yabancıyla çok esnek bir şekilde işbirliği yapabilir. İşte bu yüzden Sapiens dünyayı yönetirken, kanncalar bizim artıklarımızla beslenir ve şempanzeler de araştırma laboratuvarlannda ve hayvanat bahçelerinde kafes altındadır.
Reklam
Sınırlı sayıda sesi ve işareti kombine ederek her biri farklı bir an- lama sahip sonsuz sayıda cümle üretebiliriz. Bu sayede de etrafımızdaki dünya hakkında devasa miktarda bilgiyi algıyabilir, depolayabilir ve iletebiliriz.
Suskun
Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aydım yarı gecede Yeşil bir yağmur sonra... Yağıyor yeşil.
“Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.”
“Peki insanlar nerede? İnsan kendisini çölde çok yalnız hissediyor. “İnsanların içinde de öyle hissedersin” dedi yılan, “arada pek fark yoktur.”
“ Kendini yargılamak diğer insanları yargılamaktan çok daha zordur. Kendini gerektiği gibi yargılayabilirsen, çok adilsin demektir. “
"Bilirsin, insan çok mutsuz olduğu zamanlarda güneşin batışını izlemeyi sever."
Reklam
Hırsla çakarım kibriti, Ilk nefeste yargılanır cigaram, Bir duman alırım,dolu, Bir duman kendimi öldüresiye. Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin, Ama akşam erken iniyor mapushaneye. Ve dışarıda deli bir bahar, Seviyorum seni, Çıldırasıya...
İçeride on ikisi de öfkeyle bağırıyor, on ikisi de birbirine benziyordu. Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı. Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.
"Umutsuzluğa düşenler arkalarına bakmazlar,kötü kaderin kendilerini izleyeceğini bilirler."