Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mısra

mısra
@Nymphaea
Umut mu ? Umut her zaman var. Umutsuzluk diye bir şey yok. Deniz Gezmiş *1000Kitap premiumsuz
1685 okur puanı
Aralık 2015 tarihinde katıldı
İşkencede
Gerçekten de bu tür bir işte başarılı olmak için kafayı kullanmak gerekir. Ne zaman duracağını, ne zaman devam edeceğini bilmek lazım. İşin ilmini almış olmak lazım. Adam yeterince yumuşamışsa ona vurmaya değmez. Bu nedenle işi kendiniz yapmak zorundasınız, en iyi yorumu siz yapabilirsiniz. Adamı başkalarının eline bırakıp saatte bir gelerek nasıl olduğuna bakanlara karşıyım. Altın kural, adama sizden canlı kurtulamayacağı izlenimini vermemektir. Çünkü o zaman konuşsa bile hayatını kurtaramayacağını düşünür. Bu durumda ondan bir şey alma şansınız yoktur. Adam umutlanmaya devam etmelidir, onu konuşturacak şey umuttur. Ama beni en çok kaygılandıran, karıma yaptıklarım. Kafamda bir vida eksik mi ne! Beni iyileştirin doktor.
Sayfa 227 - İletişim Yayınları
mısra okurunun profil resmi
Üstleri ona mazeret izni vermeyi kabul etmediği ve hasta da bir psikiyatrist raporu almayı istemediği için, onu "mesai saatlerinde, çalışırken" tedavi ettik. Böyle bir tedavi şeklinin dezavantajları olduğu açıktır. Bu adam, sorumluluğu tamamen "var olan zorluklara" bağlamaya çalışsa da, rahatsızlıklarının sorguların yürütüldüğü odada olanlardan kaynaklandığını çok iyi biliyordu. İşkenceci olarak işini bırakmaya hiç niyeti olmadığı için (bu durumda istifa etmesi gerekeceğinden anlamsız olacaktı) benden vicdan azabı duymadan, davranış bozuklukları ortaya çıkmadan ve tam bir gönül rahatlığıyla Cezayirli yurtseverlere işkence yapmaya devam etmek için ona yardımcı olmamı açık bir dille istedi.* *Bu vaka hiçbir şeyi dokunmadan bırakmayan tutarlı bir sistemin varlığını ortaya çıkardı. Kuşları seven ve sakince senfoni ya da sonat dinlemekten hoşlanan bir işkenceci, sürecin yalnızca bir aşamasıdır. Bir sonraki aşama, radikal ve mutlak bir sadizmden başka bir şey değildir. s.228
Reklam
Sömürgecilere göre caz beş bardak viski içmiş, kendi şanssızlığına ve beyazların ırkçılığına ağlayan yaşlı bir "zenci"nin kırık, umarsız özlemiydi. Kendisini anlar anlamaz, tüm dünyayı farklı bir şekilde görmeye başlar başlamaz, umut ışığı görüp ırkçı dünyayı geri çekilmeye zorlar zorlamaz, borusunu canının istediği gibi çalacak, buğulu sesi yüksek ve berrak çıkacaktır.
Sayfa 204 - İletişim Yayınları
mısra okurunun profil resmi
Louis Armstrong - What A Wonderful World youtube.com/watch?v=2nGKqH2...
Her şeyin parçalandığı, "kargaşanın salın''dığı bu yeryüzünde içimiz içimize sığmıyordu. Ve güneşin doğuşunu seyrettik, sabah oldu... "Sabah oldu... sabah oldu I Cıgaram yanmaz oldu I Cıgaramın dumanından I Gözlerim görmez oldu"lu türküler söyledik.
Sayfa 96 - Ayrıntı Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bize çok uzak bir geçmişte kalmış gibi görünen o günlerin direnişçilerine büyük bir saygı ve sevgi duyuyorduk. Huşu içinde hüzünle, onlara yapılanlara duyduğumuz öfkeyle dinliyorduk. Avanti Popolo ... ve diğerleri... Bella Ciao...
Sayfa 93 - Ayrıntı Yayınları
Nazım Hikmet'in "'Eserlerine Girmeyen Şiirleri"nde yer alan: "Erzincan'da bir kuş var / kanadında gümüş yok. / Gitti yarim gelmedi / gayrı bunda bir iş yok. / Oy dağlar, dağlar dağlar... / Aldı ellerine kanlı başını / karın ortasında Erzincan ağlar... / O ağlamasın da kimler ağlasın... " dizeleriyle başlayan ve 27 Aralık 1939 gecesi olan Erzincan Depremi'nden sonra yazdığı "Kara Haber" adlı şiiri de depremle ilgili unutulmaz şiirlerden biridir. (…) Halk deyişlerinden yararlanan Nazım Hikmet şiirini şöyle bitirir: "Yayıkta yağ vardı, dövülemedi, / ak peynir torbaya koyulamadı, / hasret gitti ölüler / dünyaya doyulamadı... / Uyanıp kaçamadılar, / kuş olup uçamadılar, / açıldı kuyular kimse inemez. / Erzincan beygiri rahvandır amma / ölüler ata binemez / yan yana sırtüstü yatan ölüler... "
Sayfa 140 - Berfin Yayınları
mısra okurunun profil resmi
Nazım Hikmet -Genco Erkal - Kara Haber (1939 Erzincan Depremi) google.com/search?q=Naz%C4...
582 öğeden 6 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.