mısra

mısra
@Nymphaea
Umut mu ? Umut her zaman var. Umutsuzluk diye bir şey yok. Deniz Gezmiş *1000Kitap premiumsuz
(…) fakirlik aşırı derecede. Bu, kuzeydeki köylülerin bunlardan daha varlıklı olması demek değil. Fark, birinin yoksulluğun bilincine varmasında; ötekinin yoksulluğu bönlük, kapalılık, gelenekçilik ve din düşkünlüğünün uyuşukluğu içinde görmemesinde!
Sayfa 145 - Çağdaş Yayınları
Reklam
İnsan emeğinden bol ve ucuz şey yok.
Sayfa 139 - Çağdaş Yayınları
Sömestr tatili dolayısıyla Hindistan'ın güney dibine kadar yapılan bir seyahatten dönüyorum. Ama arada Agra, Luknow gibi şehirlere de daha önce gidip geldim. Çünkü burada bayramdan, tatilden ·bol şey yok. Bir defa din tatilleri: Hindu bayramları, Müslüman bayramları, bunların Sünni olanları, Şii olanları. Bizde bir gün ya da bir gecelik olan kandili Şiiler bir haftaya çıkarmışlar. Sonra devlet bayramları. Uluslararası bayramlar; yılbaşı tatilleri. Öyle ki, tatil olan günleri değil de tatilsiz günleri bellemek daha kolay.
Sayfa 95 - Çağdaş Yayınları

Reader Follow Recommendations

See All
Bunlar hala Türklerin vazifesinin Avrupa'yı Müslümanlaştırmak olduğuna inanıyorlar. Peki, olsun bu diyelim. Fakat kendileri ne yapacaklar? İngiliz idaresinden kalma sahte gösterişlerle laklakiyat yapacaklar! Türk de kanını dökerek Avrupa'yı fethedecek. Onlar da koltuk kabartacaklar.
Sayfa 16 - Çağdaş Yayınları
Konferans yerine girince şaşırdım. Ön sıralarda oğlanlar oturuyorlardı. Arka sıralarda peçeli, bir kısmı da çadır içindeki kız öğrenciler.. Bana merak oldu. Bunlar ne diye gelmişlerdi? Söyleyeceklerimin ne manası olacaktı bu çadır altındaki kızlara? Ben bunları düşünürken, kürsüde beraber oturduğumuz bölüm başkanı ayağa kalktı. Sözde beni takdim edecekti. Uzun bir nutka başladı. Sanki oradakiler onu dinlemeye gitmişlerdi. Türkler İslamlığı Avrupa'ya yayacaklardı. Ta Viyana kapılarına kadar dayanmışlardı. Avrupa'yı İslamın kılıcı ile titretmişlerdi. «But the Turks finally failed» («Fakat Türkler sonunda muvaffak olamadılar.» Bu «they failed» sözcüğü en çok kullanılan sözlerden). Neden Türkler «failed»? Onu da izah etti. Çünkü İslamı yaymayı ihmal ettiler. Hakimiyetleri altına aldıkları kavimleri kılıç kuvvetiyle Müslüman etmediler.
Sayfa 13 - Çağdaş Yayınları
Reklam
Yeni Delhi, 17 Ağustos 1958
Bu memleketin (Pakistan'ın) okumuşları, henüz bizim Tanzimat devrine bile gelmemişler. Okumuşların içinde çoğu · hala parmakları ile yer; kadınları çadıra benzer, baş tarafında gözler için hapishane kafesi gibi iki delik bulunan çarşaflar içinde dolaşır. Kuyu suyu içerler; konuşurken ayaklarını karıştırırlar. Fakat benim içerlediğim bunlar değil. Gerilik onların kabahati, suçu değil. Zamanla düzelebilir de. Benim asıl içerlediğim bu halleri aydınlarının görmemesi; üstelik bunları Müslümanlığın ideal modeli saymaları; bununla öğünmeleri! Bunları görmedikten başka, görenlere düşman olmaları; bunları beğenmemenin Müslümanlık düşmanlığı olduğuna inanmaları!
Sayfa 13 - Çağdaş Yayınları
293 syf.
·
Not rated
Asya Mektupları
Asya MektuplarıNiyazi Berkes
8.2/10 · 23 reads
Kitlelere acı çektiren yönetimler, çekilen acılar nedeniyle kitlelerin o yönetimler üstüne kafa yormalarından hiç hoşlanmazlar. Yazgıdan söz ederler.
Sayfa 225 - Günebakan Yayınları
Açlar, hiçbir şeyi savunamayan, korkak, gözü doymaz yaratıklar sayılırlar; ezenlere kuşkuyla bakanlar da birer haindir; işçiler, gördükleri işin gerçek değerini bilmeden emeklerinin hakkını arayan miskinler diye sıfatlandırılarak, tüm sövgüleri üstlerine çekerler. O düzenlerde düşünmekten daha aşağılık bir iş yoktur düşünenlerin adı kötüye çıkar.
Sayfa 223 - Günebakan Yayınları
Reklam
Biraz açık olsalar, tüm yıkımların nedeninin insan olduğunu ortaya serebilecekler! Çünkü içinde, yaşadığımız şu günlerde insanın yazgısını, insan çiziyor.
Sayfa 211 - Günebakan Yayınları
Ne sanatçıları, ne de onların tarihçilerini içinde bulunduğumuz durumun sorumluluğundan ayrı tutamayız; onları, koşulların değişmesi için çaba gösterme görevinden ayıramayız.
Sayfa 187 - Günebakan Yayınları
Tasarladığım oyun yazılmadı, onun yerine Marx'i okumaya başladım; o zaman, ilk kez o zaman Marx’i okudum. İlk kez o zaman yaşamımdan edindiğim kişisel, dağınık deneylerim, izlenimlerim gerçek anlamına kavuştu, dirimsellik kazandı.
Sayfa 181 - Günebakan Yayınları
6.2k öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.