Gökhan

Gökhan
@Obblomov
eve geç kaldım yalnızlık bekler.
Gebze/Kocaeli
1995
123 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Dünyanın bütün tavanlarına lanet olsun, arka üstü yatmaktan usandım!
Reklam
Kendimi, kitapların kahramanlarından daha mühim bulduğum için, okumaktan sıkılıyorum.
Bir şey ümit etmemenin rahatlığından başka barınacak ruhi bir köşem kalmamıştı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaman geçtikçe birbirimizi daha çok tanıyacakken, birbirimize karşı yenileşiyorduk. (Bütün bunlar aşka benzer şeylerdir, o vakitler bunu anlamıyordum.)
Her bedbaht gibi ben de bu basit nüktede bile bir merhametten, bir teselliden şüphe ettim: kendime güvenimi o kadar kaybetmiştim.
Reklam
"Dünyaya ne yapmaya geldiğinizi ve orada kalmak için neden bu kadar zahmete girdiğinizi merak ettiğiniz o kasvetli günlerden biriydi."
“hiçbir zaman sana ait olmaz, hiçbir yer senin olmaz. aradığın şey seni aramaz, rüyanda gördüğün rüyasında seni görmez. başka bir yerde ve başka bir zamanda sana ait bir şeyin olduğunu bilirsin, bu yüzden de geçmişe ait odalar ve günlerden geçip durursun. ama doğru yerdeysen zaman farklı olur. doğru zamandaysan yer farklı olur. tedavisi yok."
"derdi söze hapsedilebilir olan daha dertle tanışmış mıdır?"
Geçmiş zevklerimin tümü, şu andaki sıkıntılarımın tümü, hepsi gelip kalbimde eridi ve onu keder ve pişmanlıklarla doldurdu.
Evet, kalbimin üstüne bir buz parçası koymak istiyorum.
Reklam
“Zaman içinde arkadaşlıklar farklı şekillerde yok oldu. Bazıları aniden, sanki hiç yaşamamış gibi. Bazıları yavaş yavaş, mahcubiyet içinde, özür dilercesine.”
Kim böyle döndürüp çevirdi ki bizi, ne yaparsak yapalım, duruşumuz hep ayrılıp giden birinin duruşu? O nasıl durursa son tepede, ona vadisini baştan başa bir kez daha gösteren; nasıl dönüp bakar, durur, beklerse -, biz de öyle yaşar ve hep vedalaşırız.
Avcılar, yakaladıkları kuşları satmak için bir kafeste yemliyorlardı. Yedikçe şişmanladılar; içlerinden biri açlığa rağmen verilenleri yemedi. Öyle ki, bir gün kafesten çıkabilecek kadar zayıfladı; tellerin arasından çıkıp uçtu. Diğerleri öylece bakakaldılar.
Ne diyeyim allahım ben sana biraz platoniğimdir biliyorsun Ben bu şüpheyi sırtıma yük edindim, öyle yürüdüm, gocunmam da yükümden beni bilirsin. Ama bunlar çok iştahlı allahım ve görüyorsun nasıl da dünyevi. Bunlarmış senin kulların öyle diyorlar biz de kürenin üveyi. Öyle mi? Oysa allahım bilirsin ben en çok yeryüzünü, ve başımı yatırınca
258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.