Gökhan

Gökhan
@Obblomov
eve geç kaldım yalnızlık bekler.
Gebze/Kocaeli
1995
123 reader point
Joined on March 2018
"bir gün bile yaşamak, çok, çok tehlikeli"
Reklam
"hile" eskiden, ingiltere’de ölüm cezasına mahkûm edilen suçluların, kendilerini anatomicilere ve fizyologlara kadavra olarak satma hakları varmış. bu şekilde elde edilen parayı kimi içkiye yatırır kimi de ailesine bırakırmış. bu mahkûmlardan korkunç bir cinayetten ceza alan biri, bir tıp doktoruna haber göndermiş ve uzun ve bıktırıcı bir pazarlığın ardından, kendisini iki gineye satmış. ama doktordan parayı alır almaz, birden kahkahalarla gülmeye başlamış. – niye gülüyorsunuz?, -diye sormuş doktor şaşkınlıkla. – siz beni asılacak bir adam olarak satın aldınız -demiş suçlu gülerek- ama ben sizi kandırdım! beni yakarak öldürecekler! ha, ha, ha!
Yabancılara duyulan nefretin, daima, insanın kendisine duyduğu nefretle bir ilişkisi vardır. Eğer insanların, neden başka insanlara acı çektirip, onları aşağıladıklarını anlamak istiyorsak, önce kendi içimizdeki tiksindiğimiz şeylerle uğraşmalıyız; çünkü bir başkasında gördüğümüzü sandığımız düşmanı, ilk olarak kendi içimizde aramamız gerekir. İçimizdeki bu parçayı, bize onu hatırlatan yabancıyı yok ederek susturmak isteriz.

Reader Follow Recommendations

See All
bir kuş vuruluyor ama canevinden değil, sürdürüyor uçmayı...
"Kendi hikayemi kendime anlatmaktan, durmaksızın aklımdan geçirmekten bıktım. Artık içimde eskiyor. Dışa vuracak sözcükleri bulamıyorum."
Reklam
çiçek açsın mı gönlünüz? o zaman tebessüm ediniz zarifçe, tüm anlamsız boş hüzünlerinize...
“Bana oldum olası garip gelmiştir," dedi Doc. "İnsanlarda hayranlık duyduğumuz şeyler, kibarlık ve cömertlik, açık kalplilik, dürüstlük, anlayış ve duygudaşlık gibi nitelikler, aynı zamanda sistemimizdeki arızanın da ayrılmaz parçaları. Nefret ettiğimiz özellikler, kurnazlık, hırs, açgözlülük, gaddarlık, bencillik ve menfaatçilik ise başarının anahtarları. İnsanoğlu ilkinin kalitesine hayranlık duyarken, ikincinin meyvelerine bayılıyor.“
“Ben, çevresiyle ilişiğini içten ve toptan kesivermiş, insanlar arasında yabancı ve yalnız, evrenin curcunasına kulaklarını tıkayıp gönlünün tatlı melodilerini dinleyen bir insan.”
Büyükannemin her öğün sonunda tekrarladığı gibi: "Bitirmek lazım, yarına tadı kalmaz." Haklıymış.
Ben bir şey almayacaktım halbuki. Sadece saçımı düzeltmek için vitrine bakmıştım. Bu dünyada yalnızca bir müşteri olduğumu anladığım günden beri evden dışarı çıkmak istemiyorum.
Reklam
Tamir etmeyi öğrendiği şeyi, daha kolay kırıyor insan. Bilginin ayıbı bu!
Seni seviyorum, çünkü dünyayı batarken seyretmekten hoşlanıyorum. 
Kimsenin kuklası olmayacağım, özellikle de kendimin.
Derdi söze hapsedilebilir olan daha dertle tanışmış mıdır? 
Gelecekten kurtulmuş bir insan için korkacak bir şey yoktur.
258 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.