Ahmed Öksüz

Ahmed Öksüz
@OksuzAhmet
Aşık olun gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı…
Game Developer
İÜ RTS
İstanbul
11 June 2001
22 reader point
Joined on May 2020
Hangi noktada daha iyisiyle karşılaşacaksa artık. Acıdan kıvranmasana rağmen doğru olanı yapıyormuş. İki sene oldu doğru dürüst uyku bile uyumadı. Ne yani! Gün gelecek de bunların hepsi geçip gidecek mi? Beyaz atlının biri gönlünü çelip acılarından mı arındıracak? Birlikte olsalardı daha mı çok acı çekecekti ? Tamamen saçmalık!
Ahmed Mahmud Öksüz
Ahmed Mahmud Öksüz
Reklam
Keskin sözler kalbe zarar. Bir maceraya atılır gibi savaşmaya hazır savaşçılar bu harpte mağlup başlar. Çok güçlü olmak birinci şartı olsa da duygular gizlere sarılmış olmak durumundadır. Terazide ağır basmak dengesiz yüzeyde teraziyi devirir. Aynı hizaya gelinmiş olsa da iki taraf da yerle yeksan olur. Zayıf tarafı beslemek hiç bir zaman bir seçenek olmamıştır. Güçlü olanın duygularını mahkemelerde darağacıyla yargılamak her daim tek çözüm. Bu sebepten ikili ilişkilerde bağlar kuvvetlendikçe ilişki sarsılmaya başlar. Dengeyi sağlamak her babayiğidin harcı değildir. Tecrübelerimi soracak olursan da evlat. Ben böylesi babayiğidi daha önce hiç görmedim.
Ahmed Mahmud Öksüz
Ahmed Mahmud Öksüz
"Sigarasını yaktı, iyi geceler dedi ve yürüyüp gitti. 'Gel de şaşırma,' dedi fısıldarcasına. 'Aynasıza bak, sarhoş sandı beni, iyi mi?' Kendi kendine gülümsedi ve derin düşüncelere daldı. 'Gerçi öyleydim,' dedi ve peşinden ekledi: 'Bir kadının yüzüne bakıp sarhoş olacağımı hiç sanmazdım.'"

Reader Follow Recommendations

See All
Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci, Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten; Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci? Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten. İyi nişan alırdı kendini asan zenci, Bira içmez ağlardı, babası değirmenci, Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci... Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
Ülkü Tamer
Ülkü Tamer
Neler olduğunu bilmek fena oldu. Sabah uyandığında beni değil, bir başkasını düşünüyorsun. Sevgi dediğin şey zaten sizlere ömür. Neler yaşayıp hissettiğinden haberdar olmamak da bir başka felaket. Nefret edeceğim yerde halini hattını düşünüyorum. Daha iyi olman için dualar etmek geliyor içimden. Etmiyorum tabiki de. Yaşattığını yaşa istiyordum ya. İstemiyorum artık. Kıymet verdiğime, kapıldığına da pişman değilim. Lakin kitaplarım, onları geri verirsen sevinirim. Biraz kıymetliler de benim için. Kıymet bilen birisinde bulunsalar daha iyi olur…
Ahmed Mahmud Öksüz
Ahmed Mahmud Öksüz
Reklam
Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu…
"Nasılsın?" sorusuna cevap vermek için kafamda oluşan çelişkili kavgaya tahammülüm kalmadı. Aldatılmış hissediyorum, herkes tarafından. En başta ailem ve geleceğim hakkında plan yapan çok saygıdeğer büyüklerim, öğretmenlerim tarafından; delicesine sevdiğim sevgililerim ve benim adıma kararlar alan siyasetçilerimiz tarafından; her sabah kalktığımda bir gelecek olduğunu ve bizim de başaracağımızı söyleyen patronum ve iş arkadaşlarım tarafından; ölmek üzereyim dediğimde şaka sanıp gülen arkadaşlarım tarafından; kitap okuyarak kendime bir şeyler katarak, ömrümü tamamlamadan bir şeyleri değiştirebileceğimi iddia eden girişimciler, büyük şirket sahipleri tarafından; eşitlik adı altında ayrışmalar doğuran protestocular ve sadece kendisi için gelecek düşünen apolitikler tarafından. Bütün dünya tarafından aldatılmış hissediyorum. Hepinizi kendi yatağımda benim hayallerimle düzüşürken yakaladım. Hepinizden nefret ediyorum, ve sizleri seviyorum. İyi günler dilerim.
Aslında her şey tamam olmalı. Evvela ben bırakıp gittim. Olması gerekeni yaptığıma da eminim. Hem onun beni çoktan unuttuğu da kanıtlarla sabit. Galiba beni ona bağlayan, yarım kalan güzel şeyler değil, tamamlanmamış bir öfke.
Cemil Meriç, lise yıllarında hoşlandığı bir kıza aşk mektubu yazıyor. Kız mektubu okuduktan sonra Cemil Meriç ile dalga geçip, eğleniyor. Ertesi gün üstad, kızın kitaplarının arasına şu notu bırakıyor: "Sen kendime yaptığım en büyük saygısızlıksın."
Cemil Meriç, lise yıllarında hoşlandığı bir kıza aşk mektubu yazıyor. Kız mektubu okuduktan sonra Cemil Meriç ile dalga geçip, eğleniyor. Ertesi gün üstad, kızın kitaplarının arasına şu notu bırakıyor: "Sen kendime yaptığım en büyük saygısızlıksın."
Reklam
Ansızın içimi kaplayan sessizlik beni ortamdan bütünüyle kopartmıştı. Konuştukları şeyler ilgimi hiç çekmiyordu. Tam anlamıyla düşünüyor sayılamayacak kadar dağınık düşünceler içerisinde olsam da kendi zihnimde kaybolmuştum. Bir süre sonra bir fikire tutunarak kendimi çekip çıkartdım. Karşımda nefes molası dahi vermeden konuşan aptalın boğazına sarılmak istiyordum.
Ahmed Mahmud Öksüz
Ahmed Mahmud Öksüz
Etlerini pişirmeden yiyorlardı. Ateş keşfedilmişti fakat bu bir insanın kendi başına yakabileceği bir şey değil. Tanrılar tarafından kutlama yapılmak için gönderilmiş bir lütuftu. Insanlar ateşi ömürlerinde bir şanslılarsa iki defa görüyorlardı. Ateş yandığında herkes heycanlanıyor, etlerini pişiriyor,etrafında koşarak dans ediyorlardı. Ertesi sabah uyandıklarında çok fazla, pişmiş ve ölmüş hayvan bulabiliyorlardı. Ateşe çok fazla yaklaşlanların canın acımasını açgözlülüğün ve oburluğun bir cezası olduğunu düşünmüşlerdi.
Ahmed Mahmud Öksüz
Ahmed Mahmud Öksüz
Etlerini pişirmeden yiyorlardı. Ateş keşfedilmişti fakat bu bir insanın kendi başına yakabileceği bir şey değil. Tanrılar tarafından kutlama yapılmak için gönderilmiş bir lütuftu. Insanlar ateşi ömürlerinde bir şanslılarsa iki defa görüyorlardı. Ateş yandığında herkes heycanlanıyor, etlerini pişiriyor,etrafında koşarak dans ediyorlardı. Ertesi sabah uyandıklarında çok fazla, pişmiş ve ölmüş hayvan bulabiliyorlardı. Ateşe çok fazla yaklaşlanların canın acımasını açgözlülüğün ve oburluğun bir cezası olduğunu düşünmüşlerdi.
Ahmed Mahmud Öksüz
Ahmed Mahmud Öksüz
Toplum denen şeyin daha yeni yeni oluştuğu ahlak normlarının ilk fizilerini verdiği o dönemde en ayıp şey başkasının payına düşen yemeği yemekti. Çünkü birlikte olmak demek bir görev paylaşımı içerisinde olmak demekti ve yemeğe ulaşan kimse bunu tek başına yapmış sayılamazdı. Dolayısıyla da paylaşmamak sürüden uzaklaştırılmaya ya da toplum tarafından katledilmeye değer bir nedendi.
Ahmed Mahmud Öksüz
Ahmed Mahmud Öksüz
355 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.