Biz mi
Yaşıyoruz işte ..
Hepimizi alçaltan bir dünyayı
Sevmeyi öğrendik sonunda
İyi insan olduğumuz zamanlardan
Sessiz bir yara derinimizde..*
Yazık bize! Hepimiz korkunun ev sahipleriyiz.*
Kitap bitti ama nasıl bitti.. :) Ben şiiri Şükrü erbaşla sevmiş bir insan olarak her şiirinde kendime ait bir his bulabilirim zaten.. nerdeyse her sayfada altı çizili cümlelerim vardır.. onlar şairden çıkmış artık benim olmuşlardır :) Bu güzel eserde de derinlerde bir yere dokunuyor, içinizde bir his bırakıyor acı mı desem yıllardır aradığın kayıp hissin mi desem yaşamaktan korktuğun duygular mı desem bilemedim .. emeğinize sağlık sevgili yazar..
Bir gün yalnız bile olmayacağız.*
İçimizde bir uğultuyla bakacağız dünyaya..*
ilk 200 sayfa epey zorladı beni.. yine de devam ettim okumaya. Umberto Eco bu konuyla alakalı şöyle demiş: “…yayınevindeki arkadaşlar çok zorlayıcı ve usanç verici buldukları ilk yüz sayfayı kısaltmamı öğütlediler. hiç kuşkunuz olmasın, reddettim; çünkü, diye öne sürüyordum, bir insan manastıra girip orada yedi gün yaşamak istiyorsa, onun ritmini kabul etmek zorundadır. bunu başaramazsa, kitabın bütününü okumayı da hiçbir zaman başaramayacaktır. bu nedenle, ilk yüz sayfasının bir kefaret ve başlangıç işlevi vardır; her kim bundan hoşlanmazsa kendi bilir, tepenin eteklerinde kalır…”
Ben de az kalsın eteklerde kalıyordum :) Manastırlar, tarikatlar, kilise ,dinler ile ilgili dolu dolu bilgi var. Ben dini tartışmalar yapılan bazı kısımları atlayarak okudum zira aşırı saçma geldi :) “gülmek günahtır” “dindar hristiyan fakir mi olmalıdır” gibi.. Hem çok ağır hem akıcı bir kitap. Hikayesi sabredince sizi içine çekiyor. Betimlemeler oradaymış gibi olmanızı sağlıyor. Böyle bir roman yazmak her yiğidin harcı değildir diye düşünüyorum. William biraderi sevdim :)Kitap bitince yeniden okumak isteği oluştu. Çünkü ilk sayfalarda insanları yerine oturtmak çok zor o kadar çok insan var ki.. tabii şu an değil belki sonra .. hikaye açısından 10/10 olan bir kitap fakat betimlemelerin uzunluğu ve bilgilerin fazlalığı ve bazı kısımların sıkıcı gelmesi açısından 8/10 diyebilirim:)
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma
O kapının eşiğinde beklemişti uzun yıllar boyunca. Hayat kendisini o eşikten uzaklaştırmak için hiçbir şey yapmamıştı. Kendisini uzaklaştırsa ne olacaktı ki? İnsan kendisinden ibaret değildi. Eşikteki yıllar boyunca içinde biriken öfkeyi, zihninde duran sözlerle birleştirdiği zaman ortaya çıkan görüntüyü de sevmişti. Sevmiyorsun bunları, bu evleri, iş yerlerini. Sevmiyorsun bu insanları, sevmiyorsun lağım çukurlarını. Sana ait olanı sana ait kılmadı onlar. Sana ait olanı sana çok gördüler . Seni yok saydılar hakaret ettiler, çiğnemeye çalıştılar. Seni yok etmek için uğraştılar. Yaşam boyu direndin sen , hep var olmak için direndin…