Fulya Yüksel

Çünkü o yapı bir tek sütuna Tereza'nın sadakatine dayanıyordu, kaldı ki aşklar da imparatorluklar gibidir; üzerine dayandırıldıkları düşünceler unufak olduğunda, onlar da silinir gider.
Reklam
Tereza aşkın doğuş anında neler olup bittiğini bilirdi; kadın, ürkmüş, dehşete düşmüş ruhunu çağıran o sese direnemez; erkek ise ruhu kendi sesine karşılık veren kadına karşı koyamaz.
Tiksindi bedeninden. Bu beden Tomas'ın yaşamındaki tek beden olma gücünden yoksundu.

Reader Follow Recommendations

See All
...hiçbir yeri kendine yuva bellemeyen bir kadın için bütün alıp başını gitmelerin sonuna geldiğini düşünmek dayanılmazdı.
Sayfa 133
Peşine düştüğümüz hedefler hep bir parça sislerle örtülüdür. ... attığımız her adıma anlamını veren şey o adım hakkında hiçbir şey bilmememiz gerçeğidir.
Reklam
Yüzeyde, anlaşılabilir bir yalan; altında, aklın alamayacağı bir gerçek.
Ama aslını ararsanız, bir olay kendisini hazırlayan rastlantıların sayısı oranında önemli, anlamlı ve dikkate değer değil midir?
İçinde yaşadığı yeri terk etmek isteyen kişi mutsuz kişidir.
''Compassion'' sözcüğünün genellikle kuşku uyandırması da bu yüzdendir işte; aşkla uzaktan yakından ilgisi olmayan, ikinci sınıf, değersiz kabul edilen bir duyguyu anlatmaya yarar bu sözcük. Birisine merhamet duyarak sevmek gerçekten sevmek değildir. ... Merhamet denen iblisçe armağandan yararlanmakta yaya kalan herhangi bir kişi, Tereza'yı, yaptığından ötürü acımasızca kınayacaktır.
'Einmal ist keinmal' diyor Tomas kendi kendine. Sadece bir kere olan şey, diyor Alman özdeyişi, hiç olmamış sayılır. Yaşanacak bir tek hayatımız varsa eğer, onu hiç yaşamamış da olabiliriz.
Reklam
Sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz.... Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. .... yaşamımız dediğimiz taslaksa hiçbir şeyin taslağı değildir, bir resmin resme dönüşmeyecek ana çizgileridir.
Sonsuza Kadar Yinelenme dünyasında her attığımız adıma dayanılmaz bir sorumluluğun ağırlığı gelir çöker.
...doğasındaki geçiciliğin getirdiği hafifletici koşul olmaksızın belirir eşya.
Sayfa 12
...düşünün bir kere, her şey tıpkı ilk yaşandığı biçimiyle yineleniyor ve yinelenmenin kendisi de sonsuza kadar koşuluyla yineleniyor! Ne anlama gelir bu çılgın mitos?
Sayfa 11
Birden çocukken en sevdiği rengin sarı olduğu aklına geldi. Bu hatırlayış şaşırttı onu. Nasıl da değişiyordu insan zamanla. Uzun zamandır kendini solgun gösterdiğini düşündüğü sarıdan hiç hoşlanmıyor ve bu rengi üzerinde taşımak istemiyordu. Çocukken böyle şeyler düşünmüyordu insan ne de olsa. Güdüleri ve beğenileri üçüncü kişilerin gözüyle kirletilmiş olmuyordu henüz. Mutluluğun aranan bir şey haline henüz dönüşmediği zamanlardı onlar.
Yapı Kredi Yayınları
40 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.