F.A

Ölümle işbirliği içindeydi. Ölümün yüzbaşı Ortolan'la sözleşme imzalamış olduğuna yemin etseniz başınız ağrımazdı.
Sayfa 47 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
Reklam
Gerçekten Düşünmek için başına acımasız şeyler gelmesi gerek
Bir dangalağın beyninde herhangi bir düşüncenin şöyle bir dolanabilmesi için, önce başına bir sürü şey gelmesi gerek, hem de en acımasızından. Hayatımda ilk defa düşünmemi sağlayan kişi, gerçekten düşünmeyi kastediyorum, tümüyle bana ait pratik fikirler üretmeyi yani, kesinlikle binbaşı Pinçon oldu, şu işkenceci suratlı herif. Esamesi okunmayan bir figüran olarak katılmış olduğum, hem de... itiraf ediyorum, coşkuyla, balıklama atlayarak katıldığım bu inanılmaz uluslararası olayın içinde, tam teşkilatlı, zırhların yükü altında ezilerek, sarsıla sarsıla ilerlerken, bir yandan da elimden geldiğince yoğun bir biçimde onu düşünüyordum.
Sayfa 42 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
uyumak için gitme olanağı kalmadıysa, yaşama isteği de kayboluyor
Ah! şu çekip gitme isteği yok mu! Uyuyabilmek için! Öncelikle! Ve eğer uyumak için çekip gitme olanağı gerçekten kalmadıysa, yaşama isteği de kendiliğinden kayboluyor zaten. Çünkü yaşamaya devam ettiğimiz sürece alayı arıyormuş gibi yapmak gerekecek.
Sayfa 41 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dört haftadır sürüp giden bu savaşta, o kadar yorgun, o kadar mutsuzduk ki, yorgunluktan korkumun bir kısmını yolda yitirmiştim.
Sayfa 41 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
Her alanda, asıl yenilgi, unutmaktır, özellikle de sizi neyin gebertmiş olduğunu unutmak, insanların ne derece hırt olduklarını asla anlayamadan gebermektir.
Sayfa 40 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
Reklam
Savaşan insan İnsan leşçildir
şu dünyada yaşayan insanlardan biri, dış görünüş olarak bizlere benzese bile, aslında Havana'da, sintinelerini açıklarda boşaltan çöp ve çürü- müş et gemilerinin peşinde ağzı açık, kararsız dolaşan timsahlarla köpekbalıklarına bile taş çıkaracak yeteneklere sahip bir leşçildi.
Sayfa 39 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
İnsan şehvet bakiri olduğu gibi, Dehşet bakiri de olabiliyor
Sayfa 29 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
Üstelik de bizler pranga mahkûmları gibi çivisi çıkmış sıralarda oturup kürek çekiyoruz! Karşılığında ne alıyoruz peki? Hiç! Sadece kafamıza inen sopalar, sefillikler, palavralar, daha nice kazıklar. Çalışıyoruz ya! deyip dururlar. As- lında kepazeliğin dik âlâsı da bu ya, şu çalışmak dedikleri şey. Biz aşağıdayız, sintinede, anamız ağlıyor, leş gibiyiz, taşaklarımızdan ter damlıyor, işte bu kadar! Yukarıdaki güvertede ise efendiler, gölgede, pembe yanaklı, parfüm kokularını havaya salmış güzel kadınları kucaklarına oturtmuş, keyif çatıyorlar. Derken bizi gü- verteye çağırıyorlar. Sonra silindir şapkalarını kafalarına geçirip başlıyorlar bize sıkı bir zılgıt çekmeye: "Leş sürüsü, savaş çıktı!" diye böğürüyorlar. 2 No'lu Vatandaki pisliklerin gemisine saldıra- cağız, kafalarını uçuracağız! Haydi! Haydi! Ne lazımsa gemide var! Hep bir ağızdan! Önce hep beraber "Yaşasın 1 No'lu Vatan!" diye avazınız çıktığı kadar bağırın bakalım, yer gök inlesin! Sesiniz ta uzaklardan duyulsun! En sıkı bağırana hem madalya hem de Yüce İsa'nın vaftiz şekerinden vereceğiz! Ulan ne duruyorsunuz! Ayrıca, denizde gebermek istemeyenler isterlerse gidip karada geberebilir- ler, orada bu işler buradakinden çok daha çabuk halledilebiliyor!
Sayfa 25 - YKY Çev: Yiğit BenerKitabı okuyor
Sanat, ilan-ı aşk gibi bir şeydir. İnsanın diğer insanlara bağımlılığının bir itirafıdır. Bir aydınlanmadır. Bilinçsiz bir eylemdir ama hayatın asıl anlamını, yani sevgiyi ve fedakarlığı yansıtır.
Sayfa 198 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Sanat, bir insanın muktedir olduğu en iyi şeyi, yani umudu, inancı, aşkı, güzelliği ya da istediği ve umduğu en iyi şeyi güçlendirir.
Sayfa 198 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Reklam
Rusya'da yazar Korolenko'nun şu sözleri sık sık lekrarlanır: "Kuş uçmak için, insan mutlu olmak için doğar! " Bana kalırsa, insan varlığının özüne bundan daha aykırı bir görüş olamaz. Benim mutluluk kavramının ne an lama geleceği hakkında en ufak bir fikrim yok. Memnuniyet mi ? Huzur mu? İnsan hiçbir zaman memnun değildir ve daima somut, elde edilebilir görevlerin çözümüyle değil, aksine sonsuzluğa yönelir . . . Kilise bile insanın mutlak değerlere olan bu özlemini dindiremez, çünkü ne yazık ki kilise, kof bir dekordan, pratik hayatı örgütleyen toplumsal kurumların bir karikatüründen başka bir şey değildir. En azından günümüz kilisesi , maddeci-teknolojik üstünlüğü dinsel bir uyanış çağrısıyla yeniden dengelemeyi başaramadığını ispatlamıştır.
Sayfa 196 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Marx ve Engels bir keresinde, tarihin gelişmek için her zaman, var olanlar içinde en zayıf değişkeni seçtiğini söylemişlerdi. Bu soruna yalnızca var olmanın maddi yanından bakıldığında söyledikleri doğrudur.
Sayfa 195 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Benim gözümde 'fikri bunalım' her zaman bir sıhhat belirtisi olmuştur. Zira bence , 'fikri bunalım' kendini bulma, yeni inançlara kavuşma çabasıdır. Fikri bunalıma, fikri sorunlarla yüz yüze gelmekten çekinmeyen herkes, eninde sonunda düşmek zorundadır. Başka türlü olması da beklenebilir mi? Hayatın uyumsuzluklarla dolu olmasına karşın ruhumuz uyum diye yanıp tutuşmaz m ı ? İşte bu çelişki, hareketin uyarıcısı, ama aynı zamanda acılarım ız ve umutlarımızın kaynağıdır. Bizim fikri derinliğimizin, manevi imkanlarımızın onayıdır.
Sayfa 172 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Sanat, varlığımızın anlamını simgeselleştirir. Sanatçı hangi sebeple toplumun ulaşmaya çalıştığı yerleşik düzeni, istikrarı bozmaya kalkar?
Sayfa 170 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Bin kez okunan bir kitap, bin ayrı kitaptır.
Bin kez okunan bir kitap, bin ayrı kitaptır. Hayal gücü sınırsız bir okur, kısa ve öz tutulmuş anlatımları bile bazen yazarın düşündüğünden daha açık görebilir (yazarlar da aslında bu tür genişletilmiş okumalara bel bağlamışlardır).
Sayfa 160 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
7,3bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.