"... iyi insanların ne istediklerini az çok ben de anlamaya başladım."
Yegor çok ciddi, "Bunu anlıyorsanız, her şeyde onlar için gereklisiniz demektir anacığım."
O günlerde seçime giren adaylar aşağılık işlerden suçlu bulunsalar da partileri bunun üstünü kapatır ve hatta yandaş gazeteleriyle de hem partiyi hem de bu adayı överlerdi.
"Hiç siyasetçilerin parayla oy satın aldığı ya da seçildiklerinde başkalarına hükümette bir makam verme gibi vaatlerle rüşvet teklif ettikleri oldu mu?”
“Asla!
Padişah basına sürekli müdahale ederdi; hoşuna gitmeyen kişilere gazete çıkarma izni vermez, yazarlarını işten attırır ya da sürgün ve hapisle cezalandırırken kendisini sürekli öven Sabah gibi gazeteleri altına boğardı.
Asıl ilginç olan Namık Kemal ve Tevfik Fikret gibi hürriyet yanlılarının değil, Mehmet Âkif gibi geleneğe bağlı bir şairin Padişah hakkında ağır dizeler yazıp, ona "Kızıl Kâfir" demesiydi.