Bir şeyi beklemenin güzelliğini öğrendim. Yaşanan en güzel şey bile bekleme sürecinin değerine ulaşamıyor bence. Çünkü heyecan dolu bir eylem olan beklemenin büyülü bir güzelliği vardır...
Düşler ve tarih inilecek son istasyon
Burdayım işte güzel bir yanlıştayım şimdi
Beklemesini bilmiyor acelesi olan ve nedense
Çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki
O kadar azız ki mutluluk bile bizden çok
Odana dönüyor, soyunuyor, çarşafların arasına sokuluyor, ışığı söndürüyor, gözlerini yumuyorsun. Bu, çok çabuk soyunan düşsel kadınların çevrene üşüştüğü saattir; bu, yüz kez okunmuş kitaplardan bunaldığın saattir; bu, bir türlü uyuyamadığın yüz kez oradan oraya döndüğün saattir. Gözlerin karanlıkta faltaşı gibi açık, elin dar sedirin ayak tarafında bir küllük, bir kutu kibrit, son bir sigara aranırken, mutsuzluğun büyüklüğünü sakin sakin ölçtüğün saattir bu.
Okumak beni çekildiğim bu inzivada avutuyor hem aylaklığın ağırlığından hem de sohbetleriyle canımı sıkan misafirlerden kurtarıyor eğer çekilen acı altından kalkamayacak kadar ağır değilse okumak acının açtığı acılarıda iyileştiriyor. Tatsız düşüncelerden kurtulmak için tek yapmam gereken kitablara başvurmak.
Bana öyle geliyor ki, hiç öğrenmemiş olduğum ama yine de çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum... Evet sanıyorum ki herşey o zaman başladı.
Ama bu akşamda kendimi formda hissetmiyorum.
İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya
Başlar her gün biraz daha insan olmaya
Ve ölürken usul usul ne tuhaf
Aşık olur kedi besler isim verir eşyaya...