Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

gökay

gökay
@OysaHerkesOldururSevdigini
"Pazarları fırsat bulup da TRT'nin BBC'den devşirdiği Büyük Kedilerin Günlüğü'nü izlediğinde zaman zaman eve iş getirdiği hissine kapılırdı gerçi, ama avcının avına uzanmak üzere olduğu o en heyecanlı noktada, mesleki gözlüklerini bir kenara bırakır, olayın heyecanına kaptırırdı kendini. Ne pusu kurup taammuden avlanan bataklık aslanlarını yargılar, ne de hızlarına güvendiklerinden sürünün ortasına piyango misali dalan çitalara kızardı. Sonuçta hayatlarını sürdürmek için öldürüyorlardı; para hırsından, namus belasından, birikip de patlayan öfkeden, intikam alma arzusundan ya da psikopatlıktan değil. İntihar süsü vermiyor, şah damardan girdiklerini saklamıyor, leşleri yemiyor, kalanı akbabalara havale ediyorlardı. Kenyanın Masai Mara'sında Ankara'nın memur işi cinayetlerinden farklı, hesap kitap içermeyen, samimi bir tekinsizlik vardı.
Reklam
BeyinGöçü2020 güncellemesi
23 nisan 1920... Ankara’da büyük millet meclisi açılmıştır. Memleketin her tarafından birçok milletvekilleri gelmiştir. Bu yeni meclise gelenlerin bir kısmı Ankara’ da hiçbir şeyin olmadığını görünce, ümitsizliğe düşmüşlerdi. Bahsedilen ne Yeşilordu, ne hazine, ne yatacak otel, hiçbir şey yoktu. Sadece, Mustafa Kemal... ... Bazılarına bu dava çürük gelmiş olacak ki, memleketlerine dönmeye karar verdiler. Bunlar geri dönerlerse mecliste huzursuzluk olacağını anlayan Mustafa Kemal, kürsüye çıktı. O gün pek heyecanlıydı. Atatürk’ ün hayatında belki de böyle canlı bir tablo doğmamıştı. Milletvekillerine hitaben : - İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağı’ na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim !.. Diye feryat edince, herkesi bir heyecan dalgası sardı. Hiç biri gözyaşlarını tutamıyordu.
George steiner 1975 tarihli kitabı After Babel'da "sözdizimimizdeki ileriye yönelik uzlaşımların", "gelecek olayları ifade edebilme" yeteneğimizin, başka bir deyişle gelecek kipinin varlığının bizi nihilizmden, hatta toplu intihardan koruduğu konusunda akıl yürütüyordu. "Eğer zaman kipleri sistemimiz daha zayıf olsaydı belki de dayanamazdık." (Belli ki kahince bir ilhamla yazmış, zira her sene gelecek zaman kipinden yoksun düzinelerce dil silinip yok oluyor.)