Rabia ışıkara

Rabia ışıkara
@Ozgurabia
Sevdiceğiyle evli - Kitapsever Küçük yuvamda -Büyük mutluluk Özgür&Rabia
20 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Aşk yeryüzündeki en eski, en dirençli gelenektir. Âşık dışlanır ama dışlayamaz. Âşık incinir ama karıncayı bile incitmez. Âşık olunca anlarsın. Yireğin bir kadife keseye dönüşür,içinde sırma bir yumak; sen bu yufka gönülle kimselere kıyamazsın. Yaşayan ve yaşamış âşıkların safına katılırsın. Korkma! Aşkta yok olunca zahiri tarifler, zihinlerdeki kategoriler buhar olur uçar. O noktadan itibaren "Ben" diye bir şey kalmaz. Tüm benliğin olur koca bir sıfır. Orada ne şeriat kalır,ne tarikat,ne marifet. Sadece ve sadece hakikat...
Reklam
Ya cehennemden korkar,ya cennette ödül beklerler. Oysa aslolan Allah aşkıdır. Onu unuturlar!
Madem ki insan eşref-i mahlukattır,yani varlıkların en şereflisi,attığı her adımda Allah'ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul düşse,iftiraya uğrasa,hapse girse,hatta esir olsa bile,gene de başı dik,gözü pek,gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Aşk dediğim vazgeçebildiği kadardır insanın,terk edebildiği kadardır. Aşkın için neyi terk edebildiysen ve sahip olduğun neden vazgeçebildiysen aşka merteben de o kadardır. 'Aşk nedir?' diyorsun. Bilmeyeme nasıl anlatacaksın onu? Sen daha elif diyemezken ben sana koca bir kitabı nasıl kıraat ettireyim? Aşk varlık ile yokluk arasında daha beden yaratılmadan, âlem yaratılmadan, dünya yaratılmadan ve belki de yokluk dâhi yaratılmadan var olandır. Aşk ki,O'nu seçmenin,sevdiğini O'nun için sevmenin,sevildiğini O'nun rızası bilmenin adıdır. Değil mi ki O vardır, o vakit âşık yalnızca O'nunla olandır."
"Herkes kaybettiğini arar. İster kaybettiği şeyi bilsin, isterse bilmesine. Aklı bilmese de gönlü bilir. Bilir de alır bulacağı yere getirir onu. Bilse de arar bilmese de. Lakin ömrü onu aramakla geçer hep. Sen neyi kaybettinde arıyorsun? Kaybettiğin ve aradığının farkında mısın?"
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Aşk varsa ölüm yoktur ki. 'Öldün mü?'diyorsun bana. Böyle soruyorsun. Ben ölmedim. Bedeni toprağa gönlümü Allah'a verdim. Zira beden toprağın,gönül Allah'ındır. Hem aşk gönlün, ölüm ömrün zekatıdır..." dedi ve bir ah ile ağladı.
Sayfa 117Kitabı okudu
Aşkın aslı ile hemhâl olacak ademe bir an olsun görmüş olmak yeter. Ve bilmezsin sen elbet, lakin besmele ile başlayan aşk şahadet ile biter.
İstanbul yalnızca bir şehir değil, Henüz tamamlanamamış bir romandı...
"Sus! Kimseye anlatmadığın hikaye yalnızca senindir..."
Reklam
Öyle olurdu zaten; geçmiş olan seneler gün gibi,gelecek olan günler sene gibi hissettirirdi kendini insana. Zaman sinsiydi,hem de çok.
Aşk,güneşe benzer ve fazla bakarsan güneşe hiçbir şey göremezsin...
Mazi neler yutuyordu neler! Kederlerimizi,götürdüğünden ziyade sevinçlerimizi de gömüyordu. En büyük filozoflarımız bile geçmişle gelecek akımları arasında bizi sürükleyen şimdiden doğacak saadetleri bekleyerek yaşamıyorlar mı? Hayatın aldatıcılığında öyle bir sihir var ki,gelecek zaman,çektireceği bütün felaket ve uğursuzlukları tesirli bir söyleyişle yüzümüze bağırsa,yine maksadının korkunçluğunu anlamak istemeyeceğiz.
Ben yaşamak için çalışıyordum. O beslenme ihtiyacından, saldırı korkusundan kurtulmuştu. Hangimiz daha acınacak haldeydik? Elbette ben... Ölüm onu koruyuculuğu altına almıştı.Artık ona keyfine veya kanuna göre hiç kimse, hiç bir kuvvet saldıramazdı, onu korkutamazdı. O şimdi bütün saldırılara,haksızlıklara,işkencelere karşı iri siyah dişleriyle boyuna gülüyor, eğleniyordu.
Ve bir gün bizide bu hayvan gibi kurtaracak olan kurtarıcımıza dedim ki: Malikâne aldığın bu değersiz ceset senden adalet gördü. Şimdi onu çürüterek en küçük parçalarını dağıtacaksın. Bir insan ölüsüne yaptığının aynını yapacaksın. Eşitlik eşitlik diye bağıran insanlar işte senin bu eşitçiliğinden titrerler. Ah Sen ne müthiş bir alaycısın. İnsanlığın övündüğü en ulu filozoflarımızın zekalarını barındıran organı nasıl çürütüyorsun. Bu eşeğin beyincik maddesini de aynı kanunun dişlerine verecek, aynı kurtlara vereceksin.
Yaşamanın girdiğimiz her iki devresinde bir anlık huzur aramak ne abes bir ümittir.
Reklam
Esas kirlilik, dışta değil içte, kisvede değil kalpte görülür. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir,suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalpler de yağ başlamış haset ve art niyettir.
Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine,teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil,seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur ,hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Demek ki; herkes her işi yapamaz ama herkesin yapabileceği bir iş vardır? Ne yapacağını doğru tespit edenler,risaletin davasının ötelere taşınması için gayret ortaya koyabilirler.
Sayfa 124Kitabı okudu
Herkes ara ara şunun muhasebesini yapmak zorundadır: "Gerçekten ben tanındıkça sevilen biri miyim yoksa tanındıkça nefret edilen biri mi? Benimle insanî ve ticari ilişkiye girenler aman bir daha Allah onu benim karşıma çıkarmasın, diye zahmet mi okuyor yoksa Hatice gibi; 'Ya Rabbi! Onu bana daha yakın eyle' diye dua mı ediyor."
O, Muhammed'i (s.a.s.)gerçekten seviyordu. Seven sevdiğine ait ne varsa onları da severdi.
Tahir olmayanın tahire, tahire olmayanın ise tahir istemeye hakkı yoktur. Çünkü Allah(c.c) kötüyü kötüye,temizi ise temiz olana layık görecektir.
Reklam
Sevgili Dost, "Kalpler ancak Allah'ı anarak huzur bulur." ayetini biraz daha dikkatli okuyacak olsak, basınç odasının yerini göreceğiz.Evet, bu ayet, adına "stres" denen çağdaş basıncı düşürecek ilahi bir odaya, Kur'an'a çağırıyor bizi. Frankenstein'ın yaratığı değil, Allah'ın kulu olmak ne güzel! Ne güzel "Allah en büyüktür," sözü.
Pas tutan dilimin altına gül dalının dikenini batırdın ve oracıkta bıraktım sevgilim. Ani bunu bana neden yaptın? Zehirli zakkumlar arasında yara bere içinde kaldı sensizliğim.
Sayfa 220Kitabı okudu
Zira "ağlarsan anlarsın" diyordu Üftade "Ve anlarsan ağlarsın". Ve Hüdayi yalnızca ağlıyordu.
Sayfa 153Kitabı okudu
Allah için yaptığın letafet,nefs için yaptığın felakettir...
Sayfa 123Kitabı okudu
Mükemmel olan yegane mercii Allah'tır;demek ki hepimizin mutlaka bir noksanı var.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Kimse kendi doğruluğu ve paklığı sebebiyle bir daha asla hataya düşmeyeceğini iddia edemez
Eğer sevgi ortada yoksa,o zaman saldırgan bir dille eleştirmekten başka bir şey yapmış olmayız.