persona non grata

persona non grata
@PersonaNonnGrata
“Fear is the path to the dark side. Fear leads to anger. Anger leads to hate. Hate leads to suffering.” — Yoda — “Tell me Lord Vader, what is the thing you most hate in this galaxy?” —“Myself”
https://www.youtube.com/watch?v=oevDg-83X5g
1590 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
15-16.YY
"İşte Türklerin vahşi, barbar, kan içici, yamyam olduğu gibi yalanlar, o dönemde Avrupalı feodal beyler ve din adamlarınca, halkı Türklerden korkutup Osmanlı’ya sığınmaların önüne geçmek amacıyla uydurulmuştu."
Sayfa 491
Reklam
Margred Spohn
“Osmanlı imparatorluğu, (Avrupa’daki) çiftçilere, zanaatkarlara ve askerlere çok çekici geliyordu. (Avrupa daki) çiftçilerin ümitsiz durumları, feodal toplamlarda onlardan acımasızca vergi alınması, 1520 yıllarında, 15. yüzyılda ve 16. yüzyılın başında pek çok çiftçinin Osmanlı ülkesine göç etmesine neden oldu. (Bkz: Delumeau, sf. 399)"
Sayfa 490
Martin Luther
“Bizim halkımız, Almanlar, yabani, vahşi, yarı-şeytan yarı-insan bir halk olduğu için, pek çok kimse Türklere sığınıyor ve onlara katılıyor.” (...) “Ayrıca duyduğuma göre Alman ülkelerinden Alman hükümdarı ve Alman prenslerine bağlı olmaktansa, Türklere katılıp onlara sığınmak isteyen çok kişi var. Bu insanlarla Türklere karşı savaş verilmeli.”
Sayfa 490

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Rumeli'de 1812'de İşkodra'daki 600 tezgah 1821'de 40'a, Tırnova’daki 2000 tezgah 1830'da 200'e inecektir. Anadolu'daki merkezlerde de durum farklı değildir.”
Sayfa 489
"Batıdaki kapitalist gelişim sonucu 17.Yüzyıl ortalarından başlayarak daha ucuz malların iç ve dış piyasayı kaplaması ile gerileyecek, daha önce işlediği hammaddeleri, örneğin Ankara keçisi yününü ihraç etmeyen ülke yavaş yavaş bir hammadde ülkesi kimliği kazanacaktır. (...)
Sayfa 488
Reklam
"Osmanlı’nın ilk yüzyıllarında III. Murad’a (d: 1546-Ö: 1594) sunulan “Ki-tab Nur”da yer alan minyatürlerden birinde, gökbilimciler gözlem sırasında görülüyor. Sağ alt köşede, dünyanın küre biçiminde resmedildiği görülmekte."
Sayfa 488
"Osmanlı devletinin gümrükleri istediği gibi düzenleyerek yerli sanayiyi korumasına kapitülasyonlar engel oluyordu... Kısacası, Avrupa zanaat ve sermayesi, yerli zanaat ve sermayeyi yutmaya başladı... 19. yüzyılın ortalarından sonra ticaret dengesinde gittikçe büyüyen açık, halkı ve devleti günden güne fakirleştirdi.” (...)
Sayfa 487
"“Sanayileşen Fransa, İngiltere, Avusturya, Prusya, buhardan yararlanmayı bilmeyen ve sanayice geri kalan geniş Osmanlı İmparatorluğu’nun kendilerine işlenmemiş ham madde sağlayan ve kendilerinden işlenmiş ürün satın alan bir ticaret alanı, bir sömürü bölgesi halinde yaşamasını çıkarlarına uygun buluyorlardı.” (...)
Sayfa 487
"Bir memlekette ticaret dengesinin memleket zararına bozulması durumunda, mâliyenin düzeltilmesinin imkansız olduğunu ve maliye düzelmedikçe de ordu ve idarenin düzenlenmesinin mümkün olamayacağını layiha sahiplerinin çoğu tamamıyla kavramış görünüyorlar. Bu layihaların iktisadi ve mali meseleler hakkındaki görüşlerinden hiç birisi hayata geçmemiş olsa gerekir.” (...)
Sayfa 487
“Osmanlı toplumunun iktisadi alanda ilerleyememiş olduğu, 16. ve 17. yüzyıl başlarında görülen sanayi alanındaki gelişme derecesinin yükselmeyip aksine düşmesiyle anlaşılabilir.” (...)
Sayfa 486
Reklam
" “Süleyman döneminde Alman rahibi Luther bile “Türkler gelip de Almanya’da adilane idarelerini acaba kurmazlar mı?” ümidini besliyordu. O zamanların Almanları, İstanbul’ un fethi arifesindeki Rumlar gibi, Alman imparatorunun ve Alman feodal beylerinin zalimce idareleri altında bulunmaktansa, Türklerin yönetimi altına geçmek daha iyidir, diye düşünüyorlardı.” (...)
Sayfa 486
"16. yüzyılda Doğunun sanayi ve ziraatı Batı’dan üstündü. İhracat ithalattan fazlaydı. Süleyman’ın son günlerine kadar genel olarak bütçe açığı yoktu."
Sayfa 485
"Nürenbergli Hans Rosenblut adlı bir yazar, “Türkler Hakkında" başlığıyla yazdığı bir tiyatro kitabında Türklerin adaletini, aristokratları cezalandırarak halka refah verdiklerini gösteriyordu. Hatta Fatih’in hemen çağdaşı olan meşhur siyaset kuramcısı Makyavelli bile, Türk idaresinin o dönemde var olan idarelerin hepsinden daha iyi olduğunu yazıyordu.” (...)
Sayfa 486
"Türkler arazi işinde halkı koruyan bir usul takip ediyor. Balkanlardaki Hıristiyan köylüler, Türk idaresi altında, vasileus ve krallar zamanından çok daha mutlu ve müreffeh bir hayata kavuştular. Asla bağnaz olmayan ve çok iyi idare etmeyi bilen Türkler, köylülerin arazisine dokunmadılar.” (...) "
Sayfa 486
ATATÜRK’ÜN İKTİSAT KONGRESİ’NDEKİ KONUŞMASINDA OSMANLI TARİHİ
" ... Osmanlı’nın Batı’ya askeri olarak üstün olduğu yüzyıllar boyunca, aynı zamanda ekonomik ve bilimsel olarak da üstün olduğu gerçeğini özellikle vurgulamış; çöküşün askeri alandan önce ekonomik, bilimsel ve teknolojik alanlarda başladığı açık ve kesin ..."
Sayfa 485