Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Faruk

Reklam
Karanlıkta mutluyum. Işığa tahammülüm yok. Aynen bu akşam gibi olmalı —ay bulutların arkasında durmalı— Sırlarla dolu halde. Işık çok nezaketsiz.
Sayfa 107
Biz zaten doğayı hiçbir surette yakalayamayız en iyisi insanlarda bir his uyandırmak. Gerçek ağlamayı nasıl resmedebiliriz? Kişinin en içten gözyaşlarına boğulduğu zamanı tıpkı, zührevi hastalıklar hastanesinde gördüğüm kadının kucağında çıplak hasta bebeğiyle ağlaması gibi.
Sayfa 97

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hâl böyle olunca ilk öpücüğümü çaldı hayatın kokusunu çaldı benden yalan söyledi -aldattı- bir gün aniden gözüm açıldığında Medusa başını gördüm hayatın büyük bir bilmece olduğunu anladım.
Sayfa 86
Onu daha önce gördüğüm halde görüyorum — en son dört ay önce bana iskelede veda ederken ki haliyle. Birbirimize karşı biraz mahcuptuk — aslında ayrılmanın ne kadar acı verici olduğunu isteksizce gösterecektik — Her şeye rağmen birbirimize ne kadar da düşkün olduğumuzu. Onun inancını paylaşamadığım için geceleyin benim için nasıl da dua ederdi.
Sayfa 85
Reklam
Kendimi en kötü hissettiğim anda başımı şöminenin yanına yaslarım. Derken aniden içimde bir arzu belirir- öldür kendini, o zaman biter neden yaşıyorsun ki -böyle bir hayat yaşamak korkaklık. Hem zaten öyle uzun yaşamayacaksın Haline bir bak, dünyada sürünüp duruyorsun şu sefil bedeninle -ilaçla kirlenmiş- Bu nöbetçi kırılganlığın yüzünden nöbet başında. Yaşamak bu değil kesinlikle. Aslında sadece bir an bu —ölüm benim gölgem— bu etin kokacağı bu parmağın sertleşip moraracağı fikri var ya işte ona katlanamıyorum. Ve hayat sana el sallıyor iki ay sonra yaz akşamları sahiden güzel olabilir belki bir yaz daha güneşli günler.
Sayfa 83 - *
Böylece günler akıp gidiyor, hepsi birbirinin aynısı.
Sayfa 84
Bir akşam iki arkadaşımla birlikte Kristiania yakınlarındaki tepelik bir patikada yürüyordum. Hayatın ruhumu yırtıp açtığı bir vakitti. Güneş batıyordu ufkun altında
Sayfa 67
Bahar yazarın müjdecisi bahar kışındoğumu ölümün doğumu habercisi ölüm ise hayata giriştir
Sayfa 64
“Her şey ateş ve harekettir” dedim “bizler yanıyoruz, ağaçlar ve her şey gibi... ” “Evet, evet,” dedi “bizler dünyadan püsküren alevleriz.”
Sayfa 61
Reklam
ne kadar az şey vardı üstelik onlar da imkânsız ve hepi topu küçük bir parça yontulmuş... gövdeden kök yok orada ve insan bir ağaçtır gerçekte. |
Sayfa 56
neden biz birlikte aşkı yarayışlı kılmayalım, ondan istifade etmeyelim, avantaj kazanmayalım, ve aşkın baskısı olmadan buluşmayalım ki!
Sayfa 42
Bir çatının kenarında yürüyen uyurgezer gibiyim emin adımlarla ve sakin görmeden, duymadan yürüyor. Aha, biri ona bağırıyor gitgide daha yüksek sesle- uyanıyor uyurgezer ve çatıdan düşüveriyor rüyalarından düşüveriyor. Bunu bana yapma -bunu- Rüyalarımda sakince yürüyorum. Rüyalarım ki benim hayatım ancak böyle yaşayabiliyorum.
Sayfa 30
Hayat, onu idrak ettiğimden beri içimde depreşen tasa —bir hastalık gibi— doğduğumdan beri anneden de babadan da bana miras kalan. Yerleşti içime bir lanet gibi peşimi bırakmazcasına. Yine de bu hayatı -asayı— yaşamalıyım diye hissediyorum çoğu zaman. Benim için vazgeçilmez ve o olmasaydı ben de olmazdım tıpkı bir hastalığın gerekli olması gibi— onun da gerekli olduğunu hissederim çoğu zaman -bu hayatın, tasanın ve hastalığın olmadığı dönemlerde kendimi hep şiddetli bir rüzgârın önünde dümensiz giden bir gemi gibi hissetmişimdir— ve sordum kendime nereye böyle? Nerede karaya oturacağım? Bir yanda merhametin dipsiz derinlikleri diğer yanda hırsın yükselen dorukları (Nietzsche).
Sayfa 24
Konuşmak hastalıklı düşüncelerden bir nevi uzaklaşmadır, başkalarına karşı bir çeşit savunma. Şayet sözcükler insanları rahatsız edip beyinlerini zorluyorsa fazla anlam taşımıyorlardır.
Sayfa 23
10,1bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.