Burada beni düşüncelerimden, kuruntularımdan, kafamda yaptığım hastalıklı tekrarlardan uzaklaştırabilecek hiçbir şey yoktu. Onların amacı da buydu zaten. Boğazıma kadar düşüncelere batıp boğulmalıydım ve en sonunda onları kusmaktan, istedikleri her şeyi söylemekten, kanıtları ve insanları ele vermekten başka çarem kalmamalıydı. Bu hiçliğin korkunç baskısı altında sinirlerimin yavaş yavaş gevşemeye başladığını hissediyordum.