Mur@t
@ProleteryaDemokrat
“Bu benim inancım: mutluluk tek iyilik; akıl tek meşale; adalet tek ibadet, insanlık tek din ve sevgi tek rahip”
Emeğini Satan
İstanbul
218 reader point
Joined on May 2018
Şu anda okuduğu kitaplar
Biz, Türkiye’deki Marksist hareketin tarihine sonuna kadar saygılıyız. Ve onun bir devamı olarak kendimizi görmekteyiz.
Sayfa 43 - Parola yayınlarıKitabı okuyor
Aydınlık Sosyalist Dergi’ye Açık Mektup
Devrim yolu engebeli, dolambaçlı ve dikenli bir yoldur.
Sayfa 34 - Parola yayınlarıKitabı okuyor
1.Bölüm
Mahir Çayan, 14 Ağustos 1945 tarihinde Samsun’da doğdu. Ailesinin kökeni Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinin Gümüş Bucağındandır.
Sayfa 7 - Parola yayınlarıKitabı okuyor
Reader Follow Recommendations
Marx’ın Tarih Anlayışı: Tarihsel Materyalizm
Marx, ortaya koyduğu tüm sorunların gerçek kaynağını, kapitalist ekonomide bulmuş, tarihi de ekonomi temelli sınıf çatmalarının tarih olarak görmüş ve bu sınıf çatışmalarının da üretim araçlarını elinde bulunduranlar ve bulundurmayanlar arasında sürüp gitmekte olduğunu ifade etmiştir.
Sayfa 135 - Parola yayınlarıKitabı okudu
Marx’ın Tarih Anlayışı: Tarihsel Materyalizm
Marx’ın felsefi sisteminin temelinde sağdece Dünyayı anlamak, algılamak düşüncesi değil bunun da ötesine geçen dünyayı değiştirmek düşüncesi yer almaktadır.
Sayfa 116 - Parola yayınlarıKitabı okudu
Tarih Anlayışı
Marx ve Engels, Batı toplumlarının gelişmesini ve geleceğini, birbirini takip eden ilk dört döneme ayırır ve beşinci olarak gelecekte yaşanacağını varsaydıkları komünizm dönemini öngörür:
İlkel komünizm: Avcı ve toplayıcı dönemde, paylaşılan mülkiyete ve ilkel demokrasiye dayanan kooperatif aşiretler, kabileler.
Kölelik: Toplumun kabileden şehir devlete geçtiği, köleliğin, özel mülkiyetin ve aristokrasinin doğduğu, tarımın yaygın olduğu dönem.
Feodalizm: Kralın da dâhil olduğu aristokrasinin yönetici sınıf haline geldiği, dinin önemli bir yer tuttuğu üçüncü dönem.
Kapitalizm: Burjuva sınıfının yönetici, proletaryanın da ezilen sınıf olduğu, piyasa ekonomisinin işlediği ve üretim araçlarına ağırlıkla özel mülkiyetin sahip olduğu dönem.
Komünizm: İşçilerin devrim yaparak kapitalistleri kovduğu ve devletsiz, sınıfsız, mülkiyetsiz bir toplumun yarattıkları beşinci dönem.
Sayfa 33 - Parola yayınlarıKitabı okudu
Tarih Anlayışı
İnsanlar öncelikle “yaşamlarını sürdürmek gayesiyle içmek, yemek, barınmak ve giyinmek” gibi gereksinmleri karşılamak için ilişkiye girer.
Sayfa 32Kitabı okudu
"Uyku düzenim yok. İyiymiş gibi gözükmeye çalışıyorum. Hayattan keyif alamıyorum. Eski şarkılar dinliyorum.”
İçinizden hanginiz mutlu?
Tuzu kuru birkaç kişi dışında hanginiz borçsuz? Hanginiz kredi kartı ile ödemeden cebindeki parayı ezmek için tatile gidebiliyor ?
Hanginiz bir ürünü alırken fiyatına bakmadan alabiliyor ?
En son hangi arabanın fiyatına alamayacağını bilerek baktınız ?
Hastalandığınızda tedavi olabiliyor musunuz? Hangi hastaneye gidebiliyorsunuz?
Tamamen ücretsiz Eğitim sistemi size her olanağı sundu mu?
Şuanki maaşınız ile hayal ettiğiniz hayatı yaşayabiliyor musunuz ?
Maşının %60’ını kira için mi ödüyorsun ?
Restoranda yemek yediğinde fiyatı en uygun olanı mı seçiyorsun ?
Ayda kaç defa et tüketiyorsun ?
En son ne zaman pirzola tükettin ?
Çakma ürünü almak için kredi kartına taksit mi yapıyorsun ?
Anadoluya geçişte E-5 in 1.5 saatlik Trafiğinde beklemeyi tercih edip, Avrasya tüneli pahalı geldiği için geçemiyor musun ?
Yaşamak için mi yiyorsun yoksa Yemek için mi yaşıyorsun ?
Hala piyasasın en ucuz kahvesini satan starbuck’un lüks olduğunu mu düşünüyorsun ?
Bu sorulara verilen cevaplar sizin nerde durmanız gerektiğinin sebebidir.
Sınıfını bil !!
Ne inancın, ne ırkın, ne önyargıların umurumuzda değil! Açsın! İnsanca yaşamıyorsun. Ulaşım, gıda, konut, eğitim, sağlık hakların sana satılıyor.
Sen hâlâ sana biçilen deli gömleği içinde mutlusun…
Mutlu olduğunu zannediyorsun.
Yaşıyor musun sahi?
Mevzu gayet net ve anlaşılır. İki sınıf vardır. Çalışmadan yaşayan, ayrıcalıklı yavşaklar, bir de ezilen, sömürülen değersiz olanlar...
“ruhumdan başka dostum olmadı,ve derdimi dinleyen yalnız gönlüm vardı...”
"Yaşamı boyunca hiçbir zaman para karşılığı ya da mevki gücü için kendini bir erkeğe vermemiş, ya da ekonomik sonuçlarını düşünerek sevdiği erkeği geri çevirmemiş bir kadınlar kuşağıyla; para ya da mevki gücüyle bir kadını yüzüstü bırakmamış ya da geçimini düşünerek sırf çıkarı için sevmediği kadına bağlanmamış bir erkekler kuşağı yetiştiği zaman. İşte o zaman kadın erkek ilişkileri ve insan ilişkileri ahlaki yüceliğe ulaşacaktır. İşte proleter ahlak anlayışı budur..."
Friedrich Engels