Betimlemeleriyle insanın kafasında canlanan, kafanızda canlandığında hoşunuza giden, zevk alıp diğer sayfaları da okumak isteyeceğiniz, sizi kitabın diğer sayfalarına da bağlayan "ben bu sayfaya ne ara geldim ?" diyebileceğiniz bir kitap tavsiye ederim.
GökdelenTahsin Yücel · Can Yayınları · 2018980 okunma
"Bütün kadınlar yüreğinizin kuruluğunu fark eder, siz de hep mutsuz olursunuz. Pek az kadın size bunları söyleyecek kadar içten davranır. Pek az kadın bugün bu sadık dostunuzun yaptığı gibi size hiçbir kin duymadan dostluğunu sunacak kadar iyi davranır."
"Yetkin hıza ulaştığında cennetin kapısını buldun sayılır Jonathan.
Ve bu, ne saatte bin mil, ne milyon mil yapmakla, ne de ışık hızı ile uçmakla olmaz.
Çünkü sayılar bir sınırdır. Ancak yetkin bir hızla orada olunabilir, yavrum."
Kamil Bey, yarı karanlık yeraltı odasını birden doldurup soluklarını kesen umutsuz yalnızlığın ortasında kalakalmıştı. Dört yanına şaşkın şaşkın bakarak titreyen yumruğunu ağzına götürdü: "Yedi yıl! Burada bir başıma... Olmaz hayır, olmaz bu!" dedi.
"Yaşamak iyi şey diye geçirdi yine aklından. Keşke her şey bir düş olsaydı. Balığı hiç tutmamış, yatağımda eski gazetelerin üstüne uzanmış, uyuyor olsaydım."
"Bana kısa sürede boğulup gideceğim sulara girmem gerektiğini söylüyorlar. Doğruca suya girmeden önce kıyıya senin için bunu bırakıyorum. Onu bulman için dua ediyorum, kardeşim, böylece boğulmadan önce yüreğimden ne geçtiğini bileceksin."
"Koştum. Peşinde avaz çığlık bir çocuk sürüsü, deliler gibi koşan, yetişkin bir erkek. Ama umrumda değil. Yüzümü kamçılayan rüzgara karşı, dudaklarımda Pençer Vadisi kadar geniş bir tebessüm, koştum.
Koştum."