Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Murat Yiğit

Murat Yiğit
@Raskal
Fizyoterapist
Lisans
Eskişehir
192 okur puanı
Mart 2019 tarihinde katıldı
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir gün önce tuz isteyip tuz verdiği, çayını-çorbasını içtiği yahut ekmeğini paylaştığı yan komşusunun, bir gün sonra mallarına çökmeye çalışmak, canlarına kastetmek. Eline bir anda geçen ya da zorla ellerine tutturulan siyasi ve faşist gücün etkisiyle, tam anlamıyla güç zehirlenmesi yaşayıp vicdan ve ahlak gibi kavramları tamamıyla unutup, linç kültürünün ve gücünün de etkisiyle kardeşini, komşusunu, dostunu kendi elleriyle boğmak... . Boz bunu; 6-7 Eylül İstanbul olaylarında acı bir şekilde yaşadık, kapılarına çarpı işareti koyup fişlediğimiz alevi-sünni çatışmalarında yaşadık, biz bunu türk-kürt, sağ-sol ayrıştırmalarında yaşadık ve yaşıyoruz. Ne çok vurulduk, asıldık, öldük, öldürdük... . İşte Durgun Don'un üçüncü cildi tam da böylesi olayları anlatıyor. Ülke sınırlarında düşmanlarla savaş bitmiş, Ruslar nefes dahi alamadan, kazananın da kaybedenin de aynı halk olduğu amansız bir iç savaş başlamıştır. Düşmana karşı sinir savaşlarındaki acısız ve kolay ölümleri aratan cinsten...
Durgun Don - Cilt 3
Durgun Don - Cilt 3Mihail Şolohov · Yordam Edebiyat · 2021777 okunma
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Durgun Don - Cilt 3
Durgun Don - Cilt 3Mihail Şolohov
8.6/10 · 777 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Şu romanı Şolohov 23 yaşında yazmaya başlamış, yirmi üç...Düşünüyorum da biz 23 yaşında kahve köşelerinde şu kırmızı on bir atsak mı, atmasak mı diye düşünüyorduk, "ula masada kaç çay vardı" ydı tek kaygımız:) . "Er Ryan'ı Kurtarmak" savaşı en iyi anlatan filmdi benim için, Şolohov'un bu eseri de en iyi anlatan kitap diyebilirim henüz daha ikinci cildi bitirmiş olmama rağmen. Hem cepheyi, hem cephenin gerisini, hem de cephedekileri bekleyişleri nasıl güzel nasıl gerçekçi anlatmış. Sayfaları çevirdikçe kitap kokusuna eşlik eden ceset kokuları geliyor adamın burnuna... . İkinci dünya savaşı Çarlık Rusya'sı, sınırda düşmanlarla savaş, içerde kendi kendine savaş. Askeri darbeyle çarı devir, bolşeviklerle askeri devir, yerel yönetimlerle bolşevikleri devir, kardeşi kardeşe kırdıra kırdıra, devire devire hiç bitmeyen bir savaş ve o savaşın psikolojisi kalanda da ölende de, kazananda da kaybedende de, vuranda da kaçanda da...
Durgun Don - Cilt 2
Durgun Don - Cilt 2Mihail Şolohov · Yordam Edebiyat · 2018971 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu rusların eline bu kalem çok yakışıyor arkadaş. Mihail Şolohov'un dört ciltlik baş yapıtı "Durgun Don" ilk cildiyle beni mest etti. Aldı satırlarının arasına ne bir sokağa saldı beni, ne başka bir yere, odamın içinde hayatın gerçeklerinden tam bir kopuş haliyle Don ırmağının kenarındaki bir Kazak köyünün muhtar adayı gibiydim:) . Bu köydeki sıradan bir ailenin, sıradan geçen günleri, oğullarının çarpık bir aşk hikayesiyle önce bir çalkalanıyor, sonrasında hasat zamanı ekinler daha tarladan kalkmadan patlak veren savaş için iki oğul da cepheye gönderiliyor... . Müthiş bir anlatım gücü var Şolohov'un. Hem nesnel hem duygusal olarak çok iyi tasvirleri var. Bozkırı, coğrafyayı ne kadar güzel anlatıyorsa, aşkı, sadakatsizliği de o kadar güzel anlatıyor. Ama en güzel anlattığı şey savaş ve savaş sahneleri. Bu savaşlar kimler istediği için ve kimlerin uğruna oluyor ve biz neden insanca yaşamak varken oluk oluk ölüyoruz...
Durgun Don - Cilt 1
Durgun Don - Cilt 1Mihail Şolohov · Yordam Edebiyat · 20181,368 okunma
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Milli Eğitimin müfredat kitaplarından olması gereken bir kitap İçimdeki Müzik...11 yaşında dünyaya Cerebral Palsy'li olarak gelen, konuşamayan, yürüyemeyen, tekerlekli sandalyeye bağlı Melody'nin hikayesi...Uğradığı akran zorbalıkları, kaynaştırma sınıflarının bu tür özel çocuklarda ne kadar önemli olduğu, her çocuğun uğraşılırsa potansiyelinin neler neler olabileceğini anlatıyor... . Konuşamamasına rağmen, Melody'nin mükemmel bir fotoğrafik hafızası var, gördüğü duyduğu hiçbir şeyi unutmuyor, içinde binlerce kelime birikmiş ama dışarıya anne-baba dahi diyemiyor... . Yalın bir dille yazılmış, empati yaparaktan okuyunca bu tür özel çocukların ve onların ebeveynlerinin yaşantısının ne kadar zor olduğunu gözler önüne sermiş...
İçimdeki Müzik
İçimdeki MüzikSharon M. Draper · Timaş Genç Yayınları · 202130,3bin okunma
496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Ama ben bitimlimiliri sivmiyirim" diyorsanız sakin olun ve elinizdeki kitabı yavaşca aldığınız rafa koyun...Tanrı doğayı tüm ihtişamıyla yaratmış ve sonra demiş ki; Thomas Hardy'cim ben göze hitabımı bitirdim, sen de bi zahmet anlatıver... Kitap baştan sonra muhteşem betimlemelerle dolu, mesela bir bölümde sağanakla beraber şimşeklerin çakmasını tasvir ediyordu, ya ben delirdim, ya da şimşekler çaktı odamın içinde... . İngiltere'de bir kasaba geçiyor roman... Üç erkek karakterimiz var bir de esas ve esaslı kadınımız. Adamlardan biri aşk acısından huniyi geçiriyor kafasına, diğeri Aşık Veysel misali kadının pabucuna para bırakıyor, terkedip gittiği yerde mutlu olsun diye, diğeri de serserinin hovardanın önde gideni, bilin bakalım gönül ota mı konmuş, kime konmuş? . Betimleme demişken, Proust'a da bi selam çakalım, Proust'un doğa tasvirleri o kadar kusursuzdu ki, ona ulaşamıyordunuz hadi diyelim ulaştınız orda kalamıyordunuz, sonsuz bir dikkat ve sonsuz bir özen gerektiriyordu, tek kusuru bu kadar kusursuz oluşuydu...Hardy'nin dünyası ise daha bir samimi daha bi ulaşılabilir geldi bana, sanırım burda daha mutluydum...
Çılgın Kalabalıktan Uzak
Çılgın Kalabalıktan UzakThomas Hardy · Can Yayınları · 20192,964 okunma
248 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaklaşık bi 30 küsür sene geç kalınmış bir okuma olabilir, tavsiye ediyorum, çoluğumuza, coçuğumuza, çoğunluğumuza...Tüm canlılara karşı merhametli olmanın ve merhametli çocuklar yetiştirmenin önemini nasıl güzel anlatmış... . Hep insan sesi çevremiz, evde, işte, okuduğumuz kitaplarda, beynimizin içinde... Baş karakterinin ve anlatıcının bir at olduğu bu hikaye çok iyi geldi bana, saatimin alarmını at sesi yapasım bile geldi, atım orda kişneyedursun ben bi 10 dk daha yatayım:) . 1800' lü yılların İngiltere'sinde tüm işlerimizin, yolculuklarımızın yani tüm hayatımızın merkezini oluşturan o kadim dostumuz atların öyküsü ve bazen şefkati ve merhametleriyle ama çoğu zamanda zalimlikleri ve acımasızlıklarıyla bizler... . Şu kitapta atlara iyi davranan seyislerden tutup, atın sahiplerine kadar ne kadar şefkatli ve iyi davranan tüm herkese acayip bi yükseldim, bu olaya, karakteristik biseksüellik denebilir mi acaba:)
Siyah İnci
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Direk bi öz eleştiriyle başlayayım madem...Çağdaş Türk Edebiyatının niye bu kadar uzağındayım acaba, kafamı klasiklerden biraz kaldırmam lazım sanki, çok şey kaçırıyormuşum gibi geldi bu öyküleri okuyunca... . O kadar güzeldi öyküler ki; Hoca, Baba, Amca, Ben, bu dördüne beni de alın aranıza diye yalvarasım geldi, ilk 8 öykü bu dördünün arasında geçiyor, kitabın kapağını kaldırmanla burnuna yoğun bir anason ve arpa suyu kokusu geliyor...Baba Kemalist, Hoca komünist, Amca anarşist, üçüde emekli öğretmen, üçüde alkolik, Ben olan anlatıcı da şair, yazar ya da olmaya çabalayan diğer alkolik... . Öykülerinde sesli olarak güldüğüm yerler de oldu, boğazıma yumruyu yediğim yerler de...Kurguları güzel, dili oldukça güzel ve en önemlisi öykülerinin sonu vurucu, öyle eblek eblek bırakmıyor okuyucusunu... . Bir de belki de benim için en önemlisi, öyle güzel insanlara selam çakmış ki satır aralarında, Nazım'a, Ahmet Arif'e, Ahmet Aslan'a, Didem Madak'a, İlhan İrem'e, Yaşar'a, Zeki Demirkubuz'a...Bunca güzellik barındırırken bu satırlar, hiç objektif olamam, basarım tam puanı bu alkolik öykülere...Adını da not ettim buraya Uyurkulak okumaya devam...
Hoca, Baba, Amca, Ben
Hoca, Baba, Amca, BenMurat Uyurkulak · Can Yayınları · 2021205 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Evetttt, bir kez daha önyargılarımı İçimde patlatan bir kitapla, bir oyun, bir tragedyayla karşınızdayım. Ben bu kitabı okuyup muhtemelen bunun üzerinden W. Shakespeare'e övgüler dizecektim lakin Christopher Marlowe muazzam bir oyun çıkarmış ortaya, hele ki son perdenin son sahnesi, atın beni ateşlereee... . Kitabın başında Tanrılar karşılıyor seni, kendi aralarında harala gürele konuşuyorlar, tanrıların muhabbeti hiç çekilmiyor be, hep böyle üstten üstten konuşmalar:) sanki küçük dağları onlar yarattı. . Hani tahtadan bir ata yenik düşen bir kent vardı ya Troya, ordan kaçıp denizlere açılan, denizde de fırtınaya yakalanıp Kartaca Kraliçesi Dido' ya sığınan Aenas'ın öyküsü...Gerisi aşk, meşk, dedikodu, herkesin de harcı...Yalnız Dido'ya epeyce üzüldüm, kapatılsın bu erkolar:)
Kartaca Kraliçesi Dido
Kartaca Kraliçesi DidoChristopher Marlowe · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016179 okunma
603 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.