Aşkta haysiyet veya zillet aramayalım. Her ihtiras gibi, aşk da insanı en büyük irtifadan en derin uçuruma atar. Bu yükseliş ve alçalıştaki baş dönmesinin adıdır aşk.
"-Hiçbir şey düşünmediğin için böyle.. demir gibisin ya."
"-Demir gibi olmak isteyenlere de benim gibi yapmalarını tavsiye ederim."
"-Fakat, bir insan demir gibi değil, insan gibi olmalıdır."
..bir daha insani bir biçim, insani bir ses, insani bir hareket görmek istemiyordu. Kalabalıklara karşı bir yalnızlık müptelasının duyduğu kinli tiksintiyi, en büyük şiddetle duydu.
... zannediyorum ki benim ızdırabım yalnız bana mahsus bir şeydir, dünyada eşi yoktur ve hiç kimse benim çektiğimi çekmemiştir. Bu bir gaflet. Herkes ızdırabının nevini kendi şahsına münhasır sanır.
İzzetinefsin kendi kendisiyle mücadelesi, ruhi buhranların en dehşetlisini doğurur, beyni uğuldatan ve gözleri karartan öfkeler, insanı yaşamaktan caydıracak kadar şiddetli yeisler bu buhranların mahsulüdürler.