İki hafta boyunca kitap okumak,yürüyüşe çıkmak,hayal kurmak,rahatsız edilmeden uzun uzun okumak,iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak,konuşmak zorunda olmamak,bir anlamada rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum.
“Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
Belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
Nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
Etimde şîrpençe çıkar bu kızı alamazsam
Bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
zahit bizi tan eyleme
hak ismin okur dilimiz,
sakın efsane söyleme
hazrete varır yolumuz.
sayılmayız parmak ile,
tükenmeyiz kırmak ile.
taşramızdan sormak ile,
kimse bilmez ahvalimiz.
erenlerin çoktur yolu,
cümlesine dedik beli.
gören bizi sanır deli,
usludan yeğdir delimiz.
Çözemediğim bir şeyler var hayatımda
Sualtı gibi derinlerde sessizce bekleyen
Dirensem, daha ne kadar direnebilirim artık
Nereye kadar gidebilirim, gitsem? Aradığım nedir, o kentten bu kente?
Adressiz yaşamak da sıkar insanı gün gelir
Gider heyecanlar, istekler, gülümseyişler
Yüreğimdeki denizin suları birden çekilir. Özleyip de vardığım her yerden, hemen kaçsam diyorum
Ne aradığımı biliyorum, ne bulduğumu
Bilmem neresinde yanıldım ben bu hayatın?
Yüreğimi kabartan o sevinç, şimdi sonsuz bir acı oldu. Taşlar yığılmış önüne en güzel, en anlamlı duyguların
Uçsuz bucaksız bir tüneldeyim ve her yanım karanlık
Koluma giriyor bazı adamlar, bir şeyler söylüyorlar
Kalıplaşmış, sıkıntı verici, güdük. Oysa acı diye bir şey var bu dünyada
Ölüm var -ki yüreğimde bu boşluğu yaratan birazda odur. Yanıbaşımda ölüp gitti dostlarım, ben bakakaldım
Gözyaşlarının da bir yerlere gömüldüğü görülmüş müdür? Çözemediğim bir şeyler var hayatımda
Sanki ilk benim duyduğum garip, anlatılmaz duygular
Sürse daha ne kadar sürer bu, bilmiyorum
Ölümü ve hayatı yanyana düşünmesini ne zaman öğrenir çocuklar?
-Ahmet Erhan-