Reyice

Reyice
@Reyice
Sıkıntı… Belki de aslında, inançtan mahrum bıraktığımız derin ruhumuzun tatminsizliği bu, tanrısal oyuncağını elinden aldığımız biz hüzünlü çocukların çektiği derin, büyük üzüntü. Belki de, kendisine kılavuzluk edecek bir ele ihtiyaç duyan, ama derin duyguların karanlık patikalarında, düşünememenin sessiz gecesinden, hissedememenin bomboş yollarından başka bir şey hissedemeyen varlığın kaygısı… Sıkıntı… Tanrıları olan birini sıkıntı asla ele geçiremez. Sıkıntı, mitolojinin olmayışıdır. İnanç yoksa kuşku bile imkansızdır, o halde şüphecilik bile şüphe duyma gücünden yoksun kalır. Evet, sıkıntı budur işte: Ruhun kendine yalan söyleme yeteneğini yitirmesi, düşüncenin, gerçeğe uzandığı kesin olan, var olmayan merdivenin eksikliğini duyması.
Sayfa 338Kitabı okudu
Reklam
İnsan yüreğinin yalnızca kendini ezeni yazgı diye adlandırmak gibi kötü bir eğilimi vardır.
Arayış bir süreçti Ve bu önce kendini tanrıyı ve yaşamın anlamını aramakla başlamıştı Fakat ben ne kendimi ne de tanrıyı ne de anlamı bulabildim Bu sonuçsuzluğa karşın insan bir de sevginin peşine düşebilir miydi Bu duyguyu tadıp tattırabilir miydi Gerçekliğinden emin olmakta cabası.. Reyice

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ahlat Ağacı , Nuri Bilge Ceylan
Sinan: Hiç kimse vicdanıyla, özgür iradesiyle başbaşa kalan biri kadar güvenilir olamaz. Çünkü onu öyle hazır bulmaz vicdanıyla özgür iradesiyle onu sıfırdan yaratır ve her şeyi de günahıyla sevabıyla üstlenmek sahiplenmek durumunda kalır. İmam: Özgür irade dediğin şeyin o kadar özgür olduğuna emin olma ya.. öyle olsa bile onun ipiyle kuyuya inilir mi ya.. Sinan: Herkesin harcı değil zaten canım. O yüzden o cesareti gösteremeyenlerde var olmayı değil kul olmayı tercih etmiyorlar mı..
Kocakarı meselesi çok saçma! Evet, belki bir hataydı bu, ama sorun kocakarı sorunu değil! Kocakarı yalnızca bir hastalıktı… Ben onu bir an önce aşıp gelmek istedim. Ben bir insanı öldürmedim, bir ilkeyi öldürdüm! Evet, bir ilkeyi öldürdüm, ama üstünden aşıp ötesine geçemedim, bu yanda kaldım… Yalnızca adam öldürmeyi becerebildim. Hatta, anlaşılan bunu bile beceremedim… İlke mi ? Şu Razumihin denilen ahmak demin sosyalistlere niçin sövüyordu ki? Sosyalistler çalışkan adamlar… ve tüccar kafalı… ‘ Genel mutluluk için uğraşıyorlar… Hayır, ben dünyaya bir kez geldim ve birdaha da gelmeyeceğim ‘ Genel mutluluk ‘ falan bekleyemem… Ben kendim için yaşamak istiyorum, yoksa hiç yaşamayayım daha iyi… - Raskolnikov
Reklam
İnancın hayaletlerini bırakıp, aklın hortlaklarıyla haşır neşir olmak, sadece ve sadece yeni bir hapishaneye geçmek demektir. Sanat bizi eskimiş, resmi putlardan olduğu gibi, gene alalade birer put olan yüce gönüllülükten ve toplumsal meselelerden de kurtarır. Kişiliğini, onu yitirerek bulmak - inancın kendisi de, yazgımızın bu yönünü doğrular.
Ne istediğimi ifade etmek için doğru sözcüğü nasıl bilebilirim ? İstediğim şeyi, aslında istemediğimi nasıl bilebilirim ? Ya da istemediğim şeyi istemediğimi? Bunlar anlaşılması zor şeyler. Onları adlandırdığımız an güneşte kalan bir deniz anası gibi erir çözülür, ve anlamları kaybolur. Bilincim, dünyayı kendi tarafına çekmek için vejeteryan olmak istiyor. Ve bilinçaltım bir parça et için çıldırıyor. Peki ben ne istiyorum. Stalker (1979) Andrey Tarkovski
Mille piacer’ non vagliono un tormento. “ Zevklerin binlercesi bir acıyı telafi etmez. “
“ Her insan budalalığını, zafiyetini ve kusurunu şunu aklımızdan çıkarmayarak hoşgörüyle değerlendirmeliyiz: Önümüzde bulduğumuz kendi budalalıklarımızdan, zaaflarımızdan ve kusurlarımızdan başkası değildir; çünkü bunlar bizimde mensup olduğumuz insanlığın zaaflarıdır. “
Sayfa 40 - say
“ Ben gerçekten özgür müyüm? İstediğim anda, istediğim yere gidebilirim, beni hiç bir güç durduramaz; ama bu çok daha korkunç: Demir parmaklıkları olmayan bir kafeste gibiyim. “
Reklam
“ Özgürlüğün, insanların kendi istekleriyle yarattıkları durumlara tam larşıdan bakmalarını ve o durumların sonuçlarına katlanmalarını gerektirdiğine inanıyorum. “
“ Yaşayışın, basit bir temele dayanan ama bitmek bilmeyen bir isyan ve anarşi tiryakiliğiyle, seni düzene, ahlak sağlamlığına ve günü gününe diyebileceğim alışılmış yaşama iten derin ve güçlü bir içgüdü arasındaki çatışmdan ibaret! Sonuç şu ki sen, sorumluluğu olmayan ihtiyar bir öğrenci olarak kaldın. “
Artık hiçbir şey bilmemek istiyorum, hiçbir şey bilmediğimi bile bilmemek. Neden bunca sorun, bunca tartışma, bunca öfke var ? Neden bu ölüm bilinci? Yeter, dursun artık felsefe de, düşünce de!
“ Nasıl bir aforozdur kimilerine hiçbir yerde rahat vermeyen ? Ne güneşli ne de güneşsiz, ne insanla ne de onsuz… “
Resim