"N'oldu, Zezè?"
"Hiç, Godóia... Neden kimse beni sevmiyor?"
"Hep hinlik peşindesin de ondan."
"Bugün tam üç kez dayak yedim, Godóia."
"Hak etmedin mi ki?"
"Ondan değil. Kimse beni sevmediğinden herkes bana vurmak için bahane arıyor."
"Sence bu yarasa seni çok seviyor mu?"
"Sevmez olur mu..."
"Yürekten mi seviyor?"
"Kesinlikle."
"Öyleyse geleceğine emin olabilirsin. Biraz gecikebilir, ama bir gün mutlaka seni bulacaktır."
...
Gördüğümüz nedir?
Et kafalı askeri diktatörler, askeri diktatörlere taş çıkartan sivil ırkçılar ve bağnazlar, dini bağnazlığı bayrak edinmiş mollalar, dini ve kitabı sadece para olan, durmadan yüzümüze gülümseyerek yalan söyleyen politikacılar, bizi kurtarmak iddiasında olup, saf ideallerimizi ve duygularımızı sömürerek, bizi bağnaz bir savunucu, kör bir propagandist haline getirmek isteyen eğilimler... Ve yasaklar, bitip tükenmez yasaklar. Ve kan, kin, nefret, önyargı, göç, gözyaşı. Ve son karanlık; ölüm...