Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

RoadNotTaken

RoadNotTaken
@RoadNotTaken
damnant quod non intelligunt! / mediocrité partout! /eppur si muove! twitter.com/bogazicitv #BoğaziçiDireniyor #KabulEtmiyoruz #Vazgeçmiyoruz ______________________________________________________
224 syf.
·
Puan vermedi
Triology Bilgilendirmesi
De ki İşte
De ki İşte
Tümceler
Tümceler
Yürüme
Yürüme
Yazarın notu: "Bu ciltte (
Yürüme
Yürüme
) yer alan üç kitap (Biz/Yer,Yön,Yol/Kişi) kendisinden önce yayımlanan
De ki İşte
De ki İşte
ve
Tümceler
Tümceler
ile birlikte; onların -yazılış bakımından- birinci; yayımlanış bakımından -üçüncü cildinin oluşturucu kitapları olarak, üçlü bir bütünlük içinde düşünülmelidir."
Yürüme
YürümeOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20191,875 okunma
Reklam
124 syf.
·
Puan vermedi
DOPPLER SERİSİ hk. BİLGİLENDİRME
Erlend Loe'nin "Doppler" kitabı yayınlandıktan bir süre sonra serinin 2. kitabı olarak "Bildiğimiz Dünya'nın Sonu" isimli kitabı yayınlanmıştı. Ancak o dönem devam kitabını alanlar şaşkına dönmüşlerdi çünkü 2. kitap olarak yayınlanan aslında serinin 3. kitabıydı. Bu nedenle okurlar 1. ve 3. kitapları okuyup 2. kitabın çevrilerek yayınlanmasını beklemeye başlamışlardı. Bu yaşanan saçmalığı şans eseri o zaman öğrenebildiğim için seriye hiç başlamamayı tercih etmiştim. Ancak ilk kitap olan Doppler'den sonra devam kitabı olan "Volvo Kamyonları" okuyunca aslında sıra takip etmenin o kadar da gerekli olmadığını fark ettim. Yazar da bu kitapta bir yerde ilk kitabı okuyanların artıda olmakla birlikte okumayanların hanesine çok da eksi yazmayacağını belirtmiş. Yine de seriyi doğru sırada okumak isteyenler için sıralama şudur: 1-
Doppler
Doppler
2-
Volvo Kamyonlar
Volvo Kamyonlar
3-
Bildiğimiz Dünyanın Sonu
Bildiğimiz Dünyanın Sonu
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,4bin okunma
472 syf.
·
Puan vermedi
Çeviri üzerine
Yapı Kredi Yayınları'nın Ahmet Cemal çevirisi, çevirmenin ölümü nedeniyle sadece iki ciltte kaldığı için, bütünlüğü bozmak istemedim ve Aylak Adam Yayınları M. Sami Türk çevirisi dört ciltlik seti aldım. Birinci kitabı bitirdim ve ikinci kitaptan 100 sayfa okudum. Sami Türk'ün, çok "reyiz" izlemiş / dinlemiş bir çevirmenimiz olduğu yerli yersiz "noktasında" kullanımından net bir şekilde anlaşılıyor. Bu kelimeyi her duyduğunda / gördüğünde siniri zıplayanlardansanız, kendiniz için hayatı zorlaştırmayın derim. Yine de benim gibi bile bile lades diyecek olana son sözüm, "incinirsin, yine de sen bilirsin".
Niteliksiz Adam 1
Niteliksiz Adam 1Robert Musil · Aylak Adam Yayınları · 20181,052 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
192 syf.
·
Puan vermedi
ÇEVİRİYE DİKKAT!
Tanrısız Gençlik
Tanrısız Gençlik
Kitap hakkında inceleme yazmak değil amacım. Sadece kitabı okumayı düşünenler için çok önemli bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çünkü ne yazık ki çeviri o kadar kötüydü ki kitaptan beni soğuttu. Aslında çok ilgimi çekebilecek bir kitaptı. Muhtemelen ileri zamanlarda (şu dehşet çevirememenin izleri geçince) başka bir yayınevinden başka bir çevirmenle tekrar şansımı deneyeceğim. Zeplin Kitap - Irmak Cankul çevirisinden uzak durun derim. Çevirideki ciddi özne-yüklem uyumsuzlukları, anlatım bozuklukları, yanlış kelime seçimleri yetmezmiş gibi kitabın tamamına yayılan baskı-dizgi-imla hataları... Bir kitaptan tat almamak için gereken başka ne kaldı ki?
Tanrısız Gençlik
Tanrısız GençlikÖdön Von Horvath · Zeplin Kitap Yayınları · 20203,039 okunma
504 syf.
·
Puan vermedi
İNCELEME DEĞİL! UYARI / BİLGİLENDİRME Her ne kadar kitaplar ayrı ayrı okunabilirse de konu bütünlüğü, karakterlerin çözümlemesi için sıra takip edilerek okunmasını tavsiye ederim. Ayrıca şimdilik bir üçleme olsa da ana karakterin akıbeti belirsiz kaldığı için ben devamının geleceğini düşünüyorum. Sıralama şöyle: 1)
Kapak Kızı
Kapak Kızı
2)
Yeşil Peri Gecesi
Yeşil Peri Gecesi
3)
Osman
Osman
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,728 okunma
Reklam
46 syf.
·
Puan vermedi
Okuyucuların pek çoğuna tanıdık gelmeyecek bu yazarı ve kitabını okumaya nasıl karar verdim önce ondan bahsedeyim. Her ay için düzenli okuma listeleri hazırlıyorum. Bu listeyi oluştururken belirlediğim farklı kategoriler var. (Bunun haricinde sonradan anlık kararlarla listeme eklediğim kitaplar da oluyor.) İşte o kategorilerden biri "Nobel
Muzıkacı Yanko ve Kamyonka
Muzıkacı Yanko ve KamyonkaHenryk Sienkiewicz · Papersense Yayınları · 2014111 okunma
175 syf.
·
Puan vermedi
Sözlü destanlar denince aklımıza farklı coğrafyalara ait pek çok örnek gelir. Bunlardan bazıları bize oldukça tanıdık gelmekle birlikte pek çoğunu bilmiyoruz. (Bu biraz da kişisel bir ilgi meselesi tabi. Çok duyduğumuz, okul kitaplarında adı sıklıkla geçen Türk edebiyatında yeri olan destanların kaçını okuyoruz?) Mezopotamya’da ortaya çıkan Babil
Roland Destanı
Roland DestanıAnonim · Yapı Kredi Yayınları · 200532 okunma
266 syf.
·
Puan vermedi
Bu incelemeyi yazmaya beni yönelten şey, 1kda kitap hakkında oldukça kısa ve çok da açıklayıcı olmayan, hatta kitabın kötülüğünü belirtmek için yazılmış sadece bir yazı olması. Beğenmek beğenmemek tabi ki öznel bir durum ancak böyle bir kitap özellikle hakkında yeterince bilgi sahibi olmadan okunursa çok sert ve haksız eleştirilere konu olabilir.
Altın Eşek
Altın EşekApuleius · Alfa Yayınları · 2007125 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
"Canfeda" 1986'da basılmış. 1976 tarihli "Ölüm ve Oğlum" için yazdığım incelemede şöyle yazmıştım: ---Şiirlerin en belirgin özelliği, yaşadığı günlere ilişkin ipuçları vermesi, bir anlamda Can Yücel'in güncel olaylarla doğrudan, dolaysız bağ kurabilmesi denilebilir. Şili'de veya Japonya'da bir olay mı var, iki dizeyle şiire giriyor bunlar. Şiirlerinde her şey var: Politika, şehvet, doğa, tarih, arkadaşlar, zihninde oluşan çağrışımlar... ölüm ve yaşama dair her şey. Ancak Can Yücel'i ilk defa okuyacaklar bu kitabını tercih etmemeli bence. Çünkü özellikle bu kitabındaki şiirlerin, dönemin günlük olaylarını ya da arkadaşlarıyla arasındaki ince bir espriyi bilmeyen biz okurlar için anlamlandırılması zorlaşıyor.--- Bu düşüncem "Canfeda" kitabı için de aynen geçerli. Ek olarak güncel olaylarla ilgili şiirlere, arkadaşları için yazdıklarının da eklenmesi. Çok tanıdık isimlere ithaf edilmiş şiirler var. Mesela; Rıfat llgaz, Aziz Nesin, Cevat Şakir, Turgut Uyar, Metin Eloğlu, Tezer Özlü, Haldun Taner, Cemal Süreya, Cahit Külebi. Şu ana kadar Can Yücel'in Papirüs Yayınlarından çıkan Bütün Eserleri serisinden ilk beş kitabı okudum. Ne ilginçtir ki sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan ve Can Yücel'e ait olduğu söylenen şiirlerin bir çoğuna hiç rastlamadım. Acaba yine başka bir sosyal medya çarpıtması da bu konuda mı var yoksa serinin ilerleyen kitaplarında mı karşıma çıkacak o şiirler, açıkcası merak içindeyim. Seriyi okumaya devam...
Canfeda
CanfedaCan Yücel · Papirüs Yayınevi · 19971,145 okunma
123 syf.
·
Puan vermedi
Yayın tarihi 1976 olan "Ölüm ve Oğlum" Can Yücel'in hapisten çıktıktan sonra yazdığı şiirlerden oluşuyor. O günleri şöyle anlatıyor şair: "O devre, hani atları maneje sokarlar ya, öyle bir şey... Hapishaneden çıktıktan sonra Kınalıada'da oturdum. O zamanlar daha güzeldi Kınalı. Orada halkla da ilişkiler oldu. Zahrat vardı, Ermeni şair, onunla ilişkim oldu. Bir açılma oldu yani... " Hapishane sonrası yaşadığı ferahlık bu şiirlerde hissediliyor. Peki neden "ölüm"? "İnsanın kötümser, karamsar olduğu zaman değildir bence ölümü düşünmesi. Çok mutlu olduğu zaman insan ölümü düşünür. Çünkü ölüm, mutluluğun bir parçasıdır. Ölümü böyle görmek gerekir. Yarı ölü olduğun zaman ölümü düşünmek bir şeye yaramaz." "Gökyokuş" ise 1983'te haftalık Somut gazetesinde yayımladığı şiirlerinden oluşuyor. Bu bölümdeki şiirlerin en belirgin özelliği, yaşadığı günlere ilişkin ipuçları vermesi, bir anlamda Can Yücel'in güncel olaylarla doğrudan, dolaysız bağ kurabilmesi denilebilir. Şili'de veya Japonya'da bir olay mı var, iki dizeyle şiire giriyor bunlar. Şiirlerinde her şey var: Politika, şehvet, doğa, tarih, arkadaşlar, zihninde oluşan çağrışımlar... ölüm ve yaşama dair her şey. Ancak Can Yücel'i ilk defa okuyacaklar bu kitabını tercih etmemeli bence. Çünkü özellikle bu kitabındaki şiirlerin, dönemin günlük olaylarını ya da arkadaşlarıyla arasındaki ince bir espriyi bilmeyen biz okurlar için anlamlandırılması zorlaşıyor.
Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş
Ölüm ve Oğlum - GökyokuşCan Yücel · Papirüs Yayınları · 1998716 okunma
Reklam
135 syf.
·
Puan vermedi
Can Yücel'in asıl ününe ulaşması 1965'ten sonra siyasal şiirlere yönelmesi ile olmuş. İlk basımı 1974'te yapılan "Bir Siyasinin Şiirleri" kitabında hem günlük siyasetle ve doğrudan cezaevi hayatıyla ilgili hem de lirik aşk şiirleri var. Siyaset veya aşk... konu ne olursa olsun artık onu şiirindeki üslubundan tanımak mümkün. Çünkü şiirlerinde öfkesini alaycı, boyun eğmeyen bir konuşma diliyle, halkın sık kullandığı ifadelerle, yer yer küfürlerle ifade ettiğini görüyoruz. Şair bu üslubunu Freud'a bağlayarak "kişinin, dış baskıların hışmı karşısında kendi özünü hırpalattırmamak için, hatta yitirmemek için kullandığı bir savunma mekanizması", "baskının, acının üstüne gidiş" olarak açıklıyor. Ve son olarak beni gülümseten bir anekdot: "Başlangıçta kimseye de özenmedim doğrusu. Türk şiirinde bir devre, hani çok şaşaalı devresinde öğrendiğim şeyler oldu tabii. Garip'ten, Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan öğrendiğim şeyler oldu. Bir ara, çok küçükken, lisedeyken Nazımvari şiirler yazdım. Hatta o zaman yazdığım bir şiirim var, devrim üzerine. O zaman evrimci sosyalistim ben. İşin yavaş yavaş olacağına inanıyorum. 'Sezaryene lüzum yok, dokuz ay bekleyelim' diye Nazımvari bir şiir yazdım. Babam bir arkadaşıyla oturuyor, 'oku' dedi bana şiiri. Okudum. Arkadaşı, 'Ali' dedi, 'bu çocuğa dikkat et, komünist oluyor.' Oysa ben başka bir şey söylüyordum. Ama Nazım'ın üslubuyla yazmışım ya beni komünist sanıyor."
Bir Siyasinin Şiirleri
Bir Siyasinin ŞiirleriCan Yücel · Papirüs Yayınları · 19971,236 okunma
118 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle Can Baba'nın "nev-i şahsına münhasır" şiirini irdelemek gibi amacı yok bu yazının. Amacım yazım süreci hakkında öğrendiklerimi kayıt altına alarak hem kendime hem de ilgilenenlere bir kayıt oluşturmak. "Yazma", Can Yücel'in ilk kitabı. 1950'de kendi yayını olarak çıkmış ama kitabın çok daha eskiye dayanan öyküsünü
Yazma - Sevgi Duvarı
Yazma - Sevgi DuvarıCan Yücel · Papirüs Yayınevi · 20154,712 okunma
423 syf.
·
Puan vermedi
"Her şeyin fazlası zararlıdır ya, Fazla şiirden öldü Edip Cansever” -Cemal Süreya- Cemal Süreya'nın da söylediği gibi şiire aşırı bağlılığı ile anılıyor Cansever. Şairler içinde lakabı "Kuyumcu şair". Nedeni de her bir kelimeyi bir kuyumcu hassasiyetiyle işlemesi, biçime verdiği önem. Cansever, II. Yeni Hareketi'nin en önemli isimlerinden birisi. Bu noktada II. Yeni şiir akımının genel özelliklerini bilmekte fayda var (bu tarz şiirin size hitap edip etmediğini anlamanızı sağlayacak ipuçları bunlar) : Mantıksal işleyişin olmadığı, gerçeküstücülük; anlama değil imgeye önem verme, konuşma dilinden uzak edebi ifadeler, kelimelerin yarattığı çağrışımlar, Garip akımının yoksulların yaşam koşulları ve zevk anlayışını yansıtan şiirlerinin aksine kentli, aydın, elit kesimin zevklerine hitap etme, şiirde biçimi içerikten daha önemli sayma ve siyasete asla bulaşmama. Gelelim bu akımın E. Cansever'deki yansımalarına. Cansever'in de şiirlerinde anlaşılması güç, kapalı diye tabir edilen bir anlayış var. Şiiri için bir kişi seçiyor, onun üzerinden soyut ve somut arasında ani geçişler yapıyor. Değişik bir söyleyişi ve imge düzeni var. Taklit edilemeyecek bir özgünlüğe sahip olduğu söyleniyor. Ama bu özgünlük, imgeler, kapalılık okuru çok zorlayıcı. Bilinçli bir seçim olarak okunmadıkça okura keyif vereceğini sanmıyorum.
Şairin Seyir Defteri
Şairin Seyir DefteriEdip Cansever · Adam Yayınları · 1998129 okunma
227 syf.
·
Puan vermedi
KIZIL VEBA - İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
İNCELEME DEĞİL SADECE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI MODERN KLASİKLER DİZİSİ BASIMI İÇİN BİLGİLENDİRME Kitabın bu yayınevinden olan basımında sadece "Kırmızı Veba" değil, ayrıca "Güney Denizi Hikayeleri" de yer alıyor. Kitap 227 sayfa... İlgilenenlere duyurulur. İÇİNDEKİLER: Kızıl Veba 9 Güney Denizi Hikayeleri 73 * Mapuhi'nin Evi 75 * Balina Dişi 101 * Mauhi 113 * "Hah! Hah! Hah ! " 131 * Kafir 145 * Korkunç Solomonlar 167 * Kaçınılmaz Beyaz Adam 183 * McCoy'un Soyu 193
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032bin okunma
656 syf.
·
Puan vermedi
Daha fazla sayıda Türk okurun ilgisini çekeceği düşünülerek Notre Dame'ın Kamburu olarak sunulsa da romanın asıl adı Notre-Dame de Paris. Asıl adı da aslında konusunun bir kamburun aşkı olmadığını, aksine Notre Dame Katedrali olduğunu anlatmaktadır. Peki neden bir katedral için bir roman yazmıştır Hugo? Birkaç nedenden birisi; 19. yüzyıl
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Can Yayınları · 201932,5bin okunma
375 syf.
·
Puan vermedi
"SINIF'ın ozanıyım mimli HABABAM SINIFI'nın yazarıyım ünlü" Kendisinin de ifade ettiği gibi Hababam sınıfıyla ünlü ama aslında o öncelikle kendini şair/ozan olarak tanımlıyor. Bu nedenle de Hababam Sınıfı ilk olarak basıldığında isminin yerine "Stepne" lakabını kullanıyor. (Bu kitapla ilgili de söylenecek çok şey var ama yeri bu inceleme değil. Sadece "defalarca izledim ben" diye düşünerek kitabını okumaya gerek duymayanlara sözüm şudur: O izlediğiniz gerçek Hababam Sınıfı değil, popülist amaçlarla saf güldürüye indirgenmiş, eleştiri boyutu -ki kitabın asıl amacı bu- yok sayılmış bir uyarlama... Kitabı okuyunuz...) 1940 toplumcu sanat kuşağının büyük şairlerinden biri olarak tanımlanan şair, şiirinde en iyi bildiği insanları oldukça gerçekçi bir şekilde anlatıyor...Kim onlar? Vitrinleri seyreden yoksullar, geride miras değil borç bırakarak ölen memurlar, kapıcılar, emekliler... Şiirinde isyan, kin, nefret yok... Anlattığı basit, sıradan, gürültüsüz ama "iyi" insanlara karşı alabildiğine sevgi ve merhamet var. Yoksulluk edebiyatı da değil yaptığı... Yaşamın zenginliğini anlatmak... Biçim olarak da şiire ölçülü uyaklı hece şiiriyle başlamış. Ama yıllar içinde Nazım Hikmet' in serbest şiirine hayranlıkla bakarken Garip akımını da gözlemiş. Salt biçimcilikten kesinlikle uzak durarak, nihayetinde "bir sınıfın ihtiyaçlarının müdafaasını yapmak" kadar "zevkini aramak, bulmak, sanata onu hakim kılmak" amaçlarıyla kendi şiirini oluşturmuş.
Bütün Şiirleri 1927-1991
Bütün Şiirleri 1927-1991Rıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2010166 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
İkinci Yeni'nin öncülerinden olan şairin özellikle ilk şiirlerinde biçim kaygısı ağır basar, yeni bir imge ve söyleyiş peşindedir. Çağrışımlardan yararlanır. Kendi şiirini tanımlarken: "Benim şiirim erotik bir şiirdir." der. (Şiirde erotizmden hoşlanmayanlar için uyarı olsun bu. Zira bazı incelemeleri okurken şiirlerdeki erotizmden çok
Üvercinka
ÜvercinkaCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 200818,5bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Hasretinden Prangalar Eskittim, Ahmed Arif'in kendisi hayattayken 1968'de yayınlanan ilk ve tek şiir kitabı. Kitabın adını ilk başta Dört Yanım Puşt Zulası olarak belirlese de daha sonra yakınlarının uyarıları üzerine değiştirmiş. Kısa süre içerisinde kitabın ünü dilden dile yayılıp eser baskı üzerine baskı yapmış. 70 ve 80 darbelerinde işkence
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201739,7bin okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
Kitap ilk olarak 1993'te yayınlanmış ve hemen yasaklanmış. 1994'te filme çekilmiş ve aynı yazgı filmin de başına gelmiş. Ancak kendi ülkesinde yasaklı film, Cannes Film Festivali'nde Büyük Ödül'e (Grand Prix 1994) layık görülünce kitabın da dünyada tanınmasını sağlamış. (Filmin kitabı iyi yansıtamadığı, kurguyu bozduğu vb eleştiriler olmasına rağmen) Yu Hua modern Çin edebiyatının en önemli yazarlarından kabul ediliyor. (Bir diğeri Mo Yan. Yazarın "Kızıl Darı Tarlaları" kitabını geçen yıl okumuştum. Çin toplumsal, ekonomik, siyasi hayatını merak edenler bu kitabı da okuyabilirler.) Yu Huan ilk kez bir Çinlinin aldığı James Joyce Ödülü'nün de sahibi. Yaşamak kitabında Çin'in belirli dönemlerini bir aile (Xu Ailesi) üzerinden okuyoruz. Baş karakter Fugui hayat hikayesini köy köy gezerek, hikayeler dinleyerek halk şarkıları derleyen bir gezgine anlatırken okuyucu da yaklaşık 40 yıllık bir dönemden geçiyor. Bu 40 yıllık dönem Japon işgalinin sona ermesinden (1945) 1970'lerin ilk yarısına kadar sürüyor. Kırsal hayatta bir baş kahramanın hayat öyküsüne yedirilmiş iç savaş zamanlarını, Japon işgalini, Çin Komünist Partisi'nin Komünist Devrimini, Büyük Atılım Projesini, Büyük Açlık ve Kültür Devrimi (1966-1976) zamanlarını okuyoruz. Dili akıcı, kolay okunuyor ama çok fazla ölüm var. ( Kitabın adı Yaşamak olsa da...) Duygusal bünyelere okumayı zorlaştırabilir.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,9bin okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
Brecht, 1938'de Almanya’da Hitler’in giderek güçlenmesinin büyük bir savaşın gelişini haber verdiğini düşünür. Bu nedenle de bir radyo oyunu olan Cesaret Ana ve Çocukları'nı yazmaya başlar. Almanya tarihinin karanlık bir dönemi olan, 1618 ile 1648 tarihleri arasında yaşanan Otuz Yıl Savaşları’nı tarihsel arka plan olarak kullanarak "yabancılaştırma" sağlamayı amaçlar. (Bu dönem, kültürel, ahlaki ve ekonomik açıdan Almanya’yı gerileten bir süreçti. Katolik ve Protestan monarşiler birbirlerine düşmüşlerdi.) Cesaret Ana -Anna Fierling- geçimini savaştan sağlar, kazancı değişkendir; barış olasılığı belirdi mi kazancı düşer, savaş başladı mı artar. Ancak Cesaret Ana, savaş zamanlarında kazandığı paraların bedelini çocuklarıyla öder; sırayla üç çocuğunu kaybeder. Brecht, Cesaret Ana’yı, kazancı için çocuklarını feda eden olumsuz bir karakter olarak sunar. O, ticaret güdüsü ile çocuklarını yitirmiş, ama savaştan yine de bir şey öğrenmemiştir. Brecht, Cesaret Ana savaşın kötülüğünü öğrenmemiş olsa bile oyunu izleyen seyircilerin bir şeyler öğrenebilecekleri inancını olmasa da umudunu taşıyordu. 1945'te İkinci Dünya Savaşı bittiğinde seyirci oyunun uyarılarını anlamış mıydı orası yoruma açık.
Cesaret Ana ve Çocukları
Cesaret Ana ve ÇocuklarıBertolt Brecht · Ara Yayıncılık · 1992605 okunma