Füreya bir şeyler söylemeye hazırlanıyordu ki, elini tuttu Şevki Bey, " Bana sakın 'etraf' deme," dedi. " Ben yaşlıyım, sen veremsin. Etrafa ayıracak zamanımız kalmamış olabilir."
Hatırlamaya çalıştı orta yaşlı adam... Ne günlerdi!... Çocuk kalbi... Ne hoş şeydir. Çokları; gençlik yıllarının coşkulu aşklarını birer saflık dönemi anısı olarak adlandırıp tebessümle yad eder. Ama o, öyle düşünmüyordu. Onları yaşamının en güzel duyguları olarak hep anımsıyordu. Hala o eski duyguları özleyen içli bir erkeği kim anlayabilirdi ki bu çağda?
Nice yitik düş... Nice bitik arzu... Nice sönmüş hayat... Hepsi de bir basit kaygı uğruna, endişe uğruna, sağlamcılık adına... Güvenceli bir hayat kurmak adına ertelene ertelene finale kadar sürgün edilmiş arzular...