Cem

156 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Cinayet Mevsimi'yle polisiye edebiyata ilk adımını atan Suat Duman, 4. kitabı Rakun'la, kendi söyleyişiyle, muammanın keyfini sürdüğü bir hikâye anlatıyor. Ama ne anlatmak! Kitabı kenara koymak mümkün olmadı, bir kaç saat içerisinde bitirmek zorunda kaldım. Büyük keyif alarak okudum. Çok eğlenceliydi. Yazarın youtube'da yayınlanan
Rakun
RakunSuat Duman · Alakarga Sanat Yayınları · 2018173 okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Turhan Yıldırım'ın ilk kitabını okumadım, ama ikinci kitabı, hakikaten insana batan, huzursuzluk verici bir çok imgeyi etkileyici bir irkilticilikle bir araya getiriyor. Kitabın kapağında öykü kitabı olduğu yazsa bile aslında bu kitap bir roman. Ve bu roman alaycılık, eleştiri ve kınama seslerinin öfke ve dayanışma hissiyle bir arada bir girdap hissi, bir yıkıcı hortum hissi verebildiği etkileyici bir atmosfer yaratıyor kesinlikle. Bu söylediğim şey elbette kitabın roman olan kısmı yani 'İçindekiler' için geçerli. 'Oda Müziği' kısmı yazarın serbest çalışmalarının koleksiyonu gibi geldi bana. Orada da batan, irkilten üslûp ve dil sürüyor. Ancak kitabın roman kısmında tutturulan yoğunluk hissi, küçük bir kasırga ya da fırtına diyebileceğimiz bu eserin başarısının esas sebebi. Başından sonuna dek birbirine eklenmiş, birbirine tutunmuş bu hikâyeler, bu hatırlatışlar, dille oynamalar, huzursuz etmeler ve bütün alaylar muazzam bir edebiyat tadı da veriyor. Benim hissettiğim buydu. Anlattığı şeylerin önemi ya da kıymetinin ötesinde onları insanı sarsacak ve insana huzur ve keyif vermeyecek bir şekilde yan yana, art arda, iç içe dizerek anlatabilmek, ve bunu başarabilmek takdiri hak ediyor, kanımca. Mutlaka, öneririm.
Modern Soslu Postmodern Makarna
Modern Soslu Postmodern MakarnaTurhan Yıldırım · İthaki Yayınları · 2023111 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
Nitelikli, güzel yerli polisiyeler nasıl da böyle keyifli keyifli edebiyat dünyamızın kenarından köşesinden tebessüm ediyorlar bize... Tuna Kiremitçi'yi sevebileceğimi düşünmezken şimdi sevdiğim bir polisiye yazar olarak söz etmeye başlayabiliyorum ondan. İlk kitaptan daha da iyi bir Perihan Uygur polisiyesi olarak Perinin Ölümü en az kapak fotoğrafı kadar güzel yazılmış, iyi bir türk polisiyesi örneği. Üslûp, hikâye, karakterler, önceki kitaptan süren devamlılık hissi ve diğer bir çok öge ile-mesela buram buram maharet kokan diyaloglar- Perinin Ölümü okunmayı hak ediyor.
Perinin Ölümü
Perinin ÖlümüTuna Kiremitçi · Doğan Kitap · 2022269 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
336 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
Dünya Ağrısı'na bir inceleme yazmak ancak bir ay kadar sonra mümkün oldu; kitaptan üzerime bulaşan bu aşırı kötümser, negatif, acı dolu ruh halinin, atmosferin azalmasını bekledim diyebilirim. Ayfer Tunç'un okuduğum ilk eseri Aziz Bey Hadisesi'ydi. O kitapta da buradakine benzeyen acı dolu bir hikâye vardı. O sebepten de yazarın
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,090 okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Fatma Nur Çeboğlu'nun Golconda üçlemesini bitirdim. Kitabın üçüncü ve son kitabı, yazarın da söylediği üzere, üçlemenin en aksiyon dolu, ilk iki kitaba göre çok daha iyi yazılmış, yeni karakterler tanıtmasına ve ağırlığı özellikle ilk yarıda bu yeni karakterlere vermesine rağmen enerjisini kaybetmeyen bir çalışma. İlk iki kitapla alakalı
Golconda - Geçmişten Gelenler
Golconda - Geçmişten GelenlerFatma Nur · Siyah Kuğu Yayınları · 20189 okunma
Reklam
372 syf.
·
Puan vermedi
Agota Kristof'un Büyük Defter, Kanıt ve Üçüncü Yalan adlı bu üçlemesini okuduktan sonra hiç bir şey eskisi gibi olamaz. 80'li yılların sonu ya da belki 90'ların başında Büyük Defter'i okuduğumu ve irkiltici bir roman okuduğumu hatırlıyorum. Kitabın devamının olduğunu bilmiyordum. Tabii aslında biraz önce bitirdiğimde gördüğüm şey şu: zaten bu üçleme tek bir hikâye anlatıyor. Hepsi birbirinin parçası, ama esas hikâye üzerine anlatılmak, yazılmak için yazılmamış. Tek başlarına okunsalar da aynı hissi vermeleri zor. Birbiri ardına okunarak tecrübe edilmeli. Kendi adıma; ben bu yaşıma dek bu kadar iyi çok az kitap okudum. Konusunun garipliği, sıradışılığı değil elbette sadece; yazarın hikâyesini anlatma tarzı üç kitapta da muhteşem bir çizgi tutturuyor. Düz bir çizgide ilerlemiyor bu anlatım tarzı, ve ama muhteşem bir şekilde bütün uçları birbirine bağlayarak muazzam bir sonuç çıkarıyor ortaya. Bunu ancak hakiki, gerçek edebiyat eserleri başarabilir. Bu üç romanda karşımıza çıkan insan hallerini, birbirine bağlanan hikâyeleri okudukça iyi edebiyatın neden böylesine etkileyici olduğunu anlamamız da mümkün oluyor. Nadir bulunan güzellikte bir edebiyat eseri bu üçleme. Tüyler ürpertici, acıtıcı, kafa bulandıran bir çalışma. Belki bir yumruk. Ya da insanı öldürebilecek bir baş dönmesi belki de. Faruk Duman'ın söyleyişiyle, bir diğer "güzel ölmek" vesilesi. Kimbilir kaçıncı kez iyi ki edebiyat var, hâlâ edebiyat var demek için yeni ve haklı bir gerekçe, bir zorunluluk. MUTLAKA !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,241 okunma
420 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Fatma Nur Çeboğlu'nun Golconda üçlemesinin ikinci kitabı aslında ilk kitabın devamı. Ayrı olarak yazılmamış bu kitap. Sadece çok uzun olduğu için kitap ikiye bölününce iki ayrı kitap olmuş. İkinci kitap ilk kitabın her anlamda devamı. İlk kitap için yazdığım ve söylediğim olumlu ve olumsuz her şey burada da devam ediyor. Kitabın son çeyreğine dek genel anlamda olaysız, heyecansız bir akış içerisindeyiz. Ancak bu durum kitabın akışını bozmuyor, zedelemiyor, aksatmıyor. Son çeyrekte hız artıyor, olaylar üçüncü kitapta karşımıza çıkacak bol olaylı finale bizi hazırlıyor. İlk kitabı okuyanların aynı keyifle okuyacağı bir kitap Golconda-Işığın Kalbi. Üçüncü kitabı okumaya devam ettiğim için ilk kitabını bir üçleme olarak yazan yazarın konuları birbirine bağlama yeteneğine şapka çıkarıyorum. Bu kadar çok, bu kadar karmaşık olayı birbirine açık vermeden bağlayabilmek yazarın fantastik edeibiyat için neler yapabileceği konusunda olumlu düşünmemizi sağlıyor.
Golconda - Işığın Kalbi
Golconda - Işığın KalbiFatma Nur · Siyah Kuğu Yayınları · 20169 okunma
314 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Emre Güler'in Yoldan Düşme Zamanı adlı eseri oldukça iyi bir ilk eser. Oldukça iyi. Artık yeni yazardan bol ne var diyeceğim, ama abartı olacak belki de. Yine de yeni yazar sayısı az değil. Artık kitap çıkarmak kolay, zahmetli mi değil mi o da belli değil. Sırf yazıyor olabilmek, yazar olmayı haklı çıkarıyor mu, o da ayrı bir mesele.
Yoldan Düşme Zamanı
Yoldan Düşme ZamanıEmre Güler · Sapiens Yayınları · 20215 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
dark polisiye serisinin dördüncü kitabı çok iyi. Büyük keyifle okudum kitabı. Her hikâyesinden keyif aldım, hiç bir hikâye hayal kırıklığı yaratmadı. Çok iyi düşünülüp bir araya getirilmiş hikâyeler bunlar. Okuması güzeldi, iyi yazıldığında polisiye daha büyük bir lezzet veriyor. Kitapta Dinçer Batırbek'in kitabın kapanışını yapan hikâyesi ve Mehmet Berk Yaltırık'ın hikâyesi bence zirvede. Diğer hikâyelerin de bu iki hikâye kadar iyi olduğunu söyleyebiliriz, ancak bu iki yazara bir anlamda haksızlık yapmış oluruz. Mehmet Berk Yaltırık'ın kendi kitapları varmış, onları okumak artık kaçınılmaz. Kitapta Armağan Tunaboylu, her zaman çok sevdiğim Çağatay Yaşmut ve yeni yazarımız Selin Bak -beraber yazmışlar hikâyeyi zaten, Kerem Kaş, Ercan Akbay- kitabın hissiyatı en farklı hikâyesiydi-, Gürsoy Uysal ne güzel yazmışlar... diğerlerini de yazmam gerek aslında. Hiç bir hikâyeyi eksik, kötü, sorunlu bulmadım. Ortaya çıkan okuma keyfi, lezzeti anlamında kesinlikle farklar var, ancak önemli olan yazarların bu hikâyelerinin bir aradalığının kitap olarak verdiği his, ve işte bu hissin başarıldığını düşünüyorum. Mutlaka öneririm kitabı.
Dark Polisiye 4. Kitap
Dark Polisiye 4. KitapKolektif · Dark İstanbul · 202215 okunma
178 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Okuduğum ilk Önay Yılmaz kitabı, beni yazarın diğer eserlerini okumaya çağırıyor. Basit, ve biraz da çabuk anlatılıyor hissi veren bu hikâyeler ilk başta emin olamasam da son hikâyelerde beni yazarın konusuna ve diline hakimiyeti konusunda ikna etti. Aslında yazarın yaptığı şey, ilgi çekici konular, karakterler yaratabilmek ve bunları ülkemiz polisiyesine dahil edecek hikâyelere dönüştürmek. Bence bu kitap da bu hedefin başarıldığını gösteren güzel örneklerle dolu. Polisiye okurken edebi beklentilerim fazla yüksek değil elbette, bunun tam tersi örnekler var, ve arada denk geliyorum ama, Önay Yılmaz'ın gezindiği yerler daha başka yerler. Oralarda da dolaşmak güzel. Ben en azından bir süre daha buralardayım, oralardayım. Kitapta en beğendiğim hikâyeler Doğuştan Katil ve Dut Reçeli oldu.
Öğleden Sonra Cinayetleri
Öğleden Sonra CinayetleriÖnay Yılmaz · Herdem Kitap · 202219 okunma
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Fatma Nur Çeboğlu'nun ilk kitabı aslında bir üçlemenin de ilk kitabı. Yeni yazarların acaba başarabilecek miyim? merak ve korkusu içerisinde yazarken bu yetmezmiş gibi bir de bu yazarın üçleme yazabilmesi... bu da yetmezmiş gibi bir de fantastik bir üçleme yazmış olması.. büyük cesaret. Ancak edebiyatın düzlükleri, tepeleri, koyları,
Golconda - Saklı Öykü
Golconda - Saklı ÖyküFatma Nur · Siyah Kuğu Yayınları · 201611 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Faruk Duman'ın yeni başyapıtı, yazarın hikâye dünyasında onu seven biz okurlarını en son bıraktığı yerde başlıyor: orman ve doğa. Faruk Duman okuyorsa bir okur, o artık hakiki yuvasının, memleketinin, gerçek vatanının neresi olduğunu çok iyi biliyordur: Bu yuva, bu hakiki vatan ormanın ta kendisidir. Bu orman; ağaçların boy boy uzadığı, hatta
Kargasabunu
KargasabunuFaruk Duman · Yapı Kredi Yayınları · 2023103 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Hastanede Cinayet yazarın bir önceki çalışmasıydı. Ve Cinayet Malikânesi'ne kıyasla çok daha iyi bir hikâyeydi. Cinayet Malikânesi ise ne yazık ki oldukça kötü bir eser. Bu kitap esprili, mizah ve gizem dolu yapısını olayların akışındaki hızı tutturamaması bir yana, bir çok olayı doğa üstü bazı gelişmeleri de içine alacak şekilde bir arada kullanınca ortaya kötü bir bulamaç çıkıyor. Bir yazar yazıp hikâye anlatabildiği için takdir edilmeli mi? Türk polisiyesi söz konusu ise, evet. Çünkü bunu yapamayan yazarlarımız da var. Acaba polisiye seçilmesinin sebebi ben bunu anlatırım diye kendini rahat mı hissetmek? Evet ama senelerce edebiyatla kitapla iç içe olan yazarların başka yazarları okumadığını düşünemeyiz, okuyorlardır herhalde. İnsanlar neleri anlatabiliyor hikâyelerinde, romanlarında; polisiye de kolay olduğu için değil, iyi olduğu için okunuyor olsa gerek. Kötü edebiyat her yerde kötü edebiyattır. Bu kitap da basılmadan önce birileri tarafından okunmuş olsa gerek. Ama nasıl oldu da bu kitap tekrar tekrar gözden gecirilmedi, yeniden yazılmadı? Çünkü sonuç hakikaten kötü. Sema Fener kitabın sonunda doğa üstü ve fantastik ögelere fazlasıyla yer verdiği için ikinci kitabında muhakkak bu fantastik ögeleri akla uygun şekilde izah edeceğini söylüyor, ama bu doğru bir yöntem mi bilmiyorum. Fantastik ögelerin bulunmadığı bir cinayet Malikânesi daha iyi bir sonuç verebilirdi, bunu da iyimser bir şekilde söylüyorum.
Cinayet Malikânesi
Cinayet MalikânesiSema Fener · Yitik Ülke Yayınları · 202212 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Kitabı beğendim evet, ancak bu beğeninin bir süredir okuduğum türk polisiyelerinde karşıma çıkan örneklere kıyasla eli yüzü düzgün bir örnek olması ile de alakası var kitabın. Kitabı bitirdiğimizde eksik kalan şeyler olduğunu düşünmeden de edemedim. meselâ, bu kadar detaylı cinayetler işleyen bir katilin yakalandığında hiç bir etki yaratamaması gibi. Veya başkomiserimizin olayı çözümledigi final bölümündeki akıl yürütme biçimi. Kitap içerisindeki zaman akışı gibi olay akışlarında da bizi ikna eden bir şey olmalı. İşte bu şey bize evet bu böyle olmuştur dedirten şey bir yandan da. Ama kitabın sonuna geldiğimiz için katil yakalaniyorsa ve başkomiser kitabın sonuna geldiğimiz için katilin yakalanmasını mümkün kılan o akıl yürütme biçimini önünüze koyuyorsa burada olay akışına ters düşen bir şeyler olduğu hissediliyor diyebiliriz. Örneğin kitabın son sayfasındaki romantik olay veya gelişme şaşırtmıyor bizi, çünkü yazar kitap boyunca bunun adımlarını teker teker önümüze koyuyor. Ancak detaylı cinayetler işleyen katilin bu hissi verememesi kitabın gerçeklik hissini zedeliyor. Bununla beraber eğer bu kitap yazarın ilk kitabıysa anlatımının iyi olduğunu, okuma keyfimizi bozacak sorunların neredeyse karşımıza hiç çıkmadığını söyleyebiliriz. Kurgu problemleri ayrı. İlk değil, üçüncü dördüncü kitabını yazıp da bir şey anlatamayan yazarlarımız da var ne yazık ki. Bu anlamda Elif Gümüş nitelikli, iyi bir yerden başlıyor yazmaya. Sessiz'i kusurlarıyla da olsa öneririm. Elif Gümüş'ten daha iyi eserler okuyacağız gibi geliyor bana.
Sessiz
SessizElif Gümüş · 202077 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Uzun bir aradan sonra bir Ayfer Tunç kitabı daha okumuş oldum. Aziz Bey Hadisesi'nden sonra diğer kitaplarını okumaya çalışmış, ama bir türlü başaramamıştım. Özellikle Dünya Ağrısı kitabında gördüğüm ya da öyle olduğuna o zaman ikna olduğum sürekli acıdan bahsetme tarzı beni biraz itmişti. Kuru Kız'ı okudum, bir anda karar vererek
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,564 okunma
511 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.