Hasan

Onat Kutlar
Onat'ın ne kadar dürüst ve sorumluluk sahibi bir insan olduğunu daha iyi anlamak için, bir zamanlar onun başından geçmiş, dost çevresinin yakından bildiği aşağıdaki trajikomik anektodu anlatmak gerekir. Sıcaklardan bunalan Onat, denize girip dinlenmek için bir Pazar günü Kumburgaz taraflarında bir plaja gider. Eline bir kitap alarak bir köşeye
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
İnadım İnat
İstediği kadar Su alsın kunduram Gemi değilim Batmayacağım Tutsunlar cehenneme atsınlar beni İnadım inat Yanmayacağım Vursunlar belime Kahrolsun vücudum Yıllarca kahırdan beter olmuşum Ölmeyeceğim İstediği kadar Dönsün bu dünya Yaşadım Yaşıyorum Yaşayacağım ( 1947 )
İkinci Dünya savaşı öncesinde Türkiye'mizde kuşkusuz sağ da vardı, sol da vardı. Yasaklanmış bulunan örgütsel faaliyetler ve işçi hareketleri bir yana bırakılırsa, Türkiye'de fikir alanında genel ve kesin bir taraf tutma, zıtlaşma daha oluşmamıştı; belkide saflar bile tam belirlenmemişti. örnek mi istersiniz: Sonraki yılların büyük komünist

Reader Follow Recommendations

See All
BİR ODA, BİR SAAT SESİ
Bir oda, içinde bir saat sesi, Hayatın sırtımdan giden pençesi, Ve beni maziye götüren bir el, Eski günlerimiz, sessiz ve güzel... Bulduğum kayıplar, her günkü yerin, İşte konsol, ayna, köşe minderin, Seccaden, tesbihin, namaz başörtün. Bir şey değişmemiş, sanki daha dün. Yine ortancalar altı camının, Dışarıda sükunu yaz akşamının, Bahçemiz sulanmış, ıslak her çiçek. - Kapı çalınacak, babam gelecek...
...İnsan öleceğini bilip dururken şundan bundan nasıl söz edebilir? Azrail öyle başımıza dikilmiş dururken insanca davranabilmenin, ölümün verdiği öfke ve korkunun utancından almalı bu. İnsanın eziyet etme ve eziyetten tat alması, kendini ve başkalarını yok etmesi, savaşlar, ihtilaller, devrimler, birbirlerine diş bilemeler; biz farkında olsak da, olmasak da ölümle burun buruna olma duygusunun kışkırtmalarıdır sadece. Korkuyla ölümün kılık ve yer değiştirmesi bu. Kendimizi hiç de iyi hissetmiyoruz, kendimizde değiliz. Ölümsüzlükten emin olmadıkça içimiz rahatlamayacak; sevmeye öylesine muhtaçken birbirimize diş biliyoruz. Ne kadar yazık! Bunca zulmü kusanlar bütün öteki zorbalardan nasıl olup da korkmayabileceklerdi ki? Her insan, bizzat kendisi olan bir başka insanoğluna kin güdüyor. Darbımeseldir: " yavrum birbirinizden sakının, insanoğlu çiy süt emmiş."
Sayfa 113Kitabı okudu
Geri16
95 öğeden 91 ile 95 arasındakiler gösteriliyor.