Oysa bende çirkinleştim, canımın en çok acıdığı yerden acıtmak istedim söylediklerimle inanmış kırılmıştı hissettiklerimi his ettimi bilmiyorum
Hissetse dönmez miydi yaptığı yanlıştan bırakıp gitmek yerine ‘benim’ diyip sahiplenmez miydi sevdasını,
Sonsuzluğa gömermiydi beni yüreğindeki sevdayı öylece ikimizi acı içerisinde bırakıp gider miydi sevdiğim adam benim der benide o sözün içine gömerdi Karşımdaki ise hiç umrumda değilsin der gibi git dedi hiç çaremin kalmadığını gördüğüm an toparlanmaya başladım her şeyi içime attım sustum, umudumda öldü o gün….
Aynı kitabı eline alıp aynı satırları okumak
o okurken onu izleyip dinlemek sen okurken onun seni izleyip dinlemesi,
bambaşka bir his bambaşka bir Sevdadır…
Tendürek Dağı’nda mis kokulu sabunlar
Sayfa:99
Söylemesem haberi yok, söylersem ayarım yok!
Bir insanı Ölüme yürüyecek kadar sevmek değer mi değmez mi diye
Sorgulamadan sonsuzluğa o huzurla kapamak gözleri..
Aşktan öte, akıl üstü bir şey değil mi?
Yüreğini gördüğüm gün deli fırtınaların içinde kendimi kaybettim ben önce,
Kendi benliğimde ne varsa sana yükledim Seni tanımlayan ne varsa
Sen yarım kalmış bir aşkın kaçınılmaz sürgünü,
katlanan göğsümdeki kayaya
Sen orda şimdi bir hüznü köpürt
Ben bir çoçuğa su vereyim burda
Ben ki kiracıyım bir acıya…