Kitaba adını veren "diri gömülen" adındaki ilk hikaye bunalımlı depresif karakterin içsel çözümlemelerine odaklıydı.Ayrıca Sadık Hidayet ' in kendi hayatından da esinlendiğini hissettirdi. Aradaki 7 hikâyeye değinme gereği duymayacağım kısa, küçük boyutlu incelemelerdi. En beğendiğim hikâyesi son hikâye olan "hayat suyu " hikayesiydi.
Hafif binbir gece masallarnı çağrıştıran, klasik bir baba ve 3 oğluna vasiyeti ile bir girizgah, doğu hikâyeciliğinin harmanlanmış bir örneğiydi. Beğendiğim metaforu ise altı saçan ülkesinin insanlarının kör oluşu ve altın içinde yaşamalarına rağmen pis bir hayat sürmeleri, Mehtap ülkesinin insanlarının sağır oluşu , içki ve esrar bağlımlısı olup bedbaht bir yaşam sürmesi. En küçük kardeşin ülkesi olan "kadife çiceği " nde ise hayat suyunun bulunması insanlarının ise meslek, zannat sahibi olması herkesin çalışması üretim yapması okuması , öğrenmesi gibi insana mahsus sorumlulukların mevcut olduğu olağan ve düzen içinde bir ülke. Yani mevzubahis, altın para veya lüks, ve nefsani bir yaşam insana sadece eziyet verir ve günbegün bitirir . Hayat suyu ise sadece hayatı bir bütün olarak hissedip, çalışıp, emek verip, her türlü sorumluluğa yer verildiği vakit ulaşılabilir mesajını veriyor.