Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rumeysa A. Pekaydın

80 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Kitaplar da kaderdir diyorum, boşuna değil. Değerli Ali Fuad Başgil Hoca zamanında benim gibi kararsızlığa düşmüş, bir şeyleri yapmak isteyen fakat harekete geçecek iradeyi kendinde bulamayan gençler için muhteşem bir başucu kitabı olan bu kitabı kaleme almış. Gençlere verdiği tüm güzel öğütler içinse bizden tek istediği kitabın sonunda da belirttiği gibi kendisini "hayırla anmamız" dır. ( Allah hayrını kabul edip rahmet eylesin inşallah ) Benim de öyle vakitlice bir zamanda elime geçti ki bu kitap; hayatım için önemli bir karar alacağım esnada kitabı bitirdim ve son sayfasında müteessir olduğum durumla birebir örtüşen bir olayı bizzat Fuad Hoca da zamanında yaşamış ve bu durum benim için fevkalade bir çıkış noktasıydı. Siz gençler ! Bu kitabı okuyun , tekrar okuyun ve en mühimi hayatınıza geçirin. İrade üzerine güzel incelemeler yapılan, başarılı olmanın püf noktalarını tayin eden ve gençlik için altın kurallar içeren bu kitap okunmalı çünkü...
Gençlerle Başbaşa
Gençlerle BaşbaşaAli Fuad Başgil · Yağmur Yayınları · 202115,9bin okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Tavsiye edilecek güzel kitaplardan. Ülkesindeki siyasal istikrarsızlıktan, eşitsizlikten ve yoksulluktan gün yüzü görmeyen insanlarının haykıran sesi Rosita. Aslında küçük kominist Rosita'nın tek amacı 1980-1990'lı yılların Peru'sunda yaşayan yoksul ailelerin, aç ve eğitimsiz çocukların da insan gibi yaşayacağı bir ülke. Ne yazık ki direniş çözüm göstermiyor üstelik kendi gibi dava arkadaşları da hapse tıkılıp yıllarca işkence ediliyor. O dönemde halktan yetmiş bin civarı insan hayatını kaybediyor. Gerçekten yaşanmış bir hikaye. Ve bu süreç içinde Rosa küçüklüğünden beri içinde olan sezgileriyle İslam'la tanışıyor ve kader onu Türkiye'ye savuruyor. İçindeki kasvet, sonuç vermeyen çabalar ve umutsuzluklar yeni müslümanca hayatında o kadar keskin cevaplar veriyor ki, Rosa'ya, kader ve sabrın mahiyetini tekrar ve daha kuvvetli öğretiyor ona. Bana ise son sayfalarında gözyaşlarımı tutamayacağım İman'nın insan hayatlarına akseden muhteşem örneklerinden birini daha tattırıyor.
Compañero Rosita
Compañero RositaNeşe Kutlutaş · Vadi Yayınları · 2016836 okunma
565 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Öncelikle büyük bir sabır ile kitabı sonlandırmak hiç kolay olmadı. Yani konusu, hikâyesi ilginizi çekiyorsa, merak ediyorsanız tabi ki tavsiye ederim. İlginç bir serüvendi. Fakat benim gibi farklı bir hikayeye yönelmek istiyorsanız üzülerek söylüyorum çok sabırlı olmalısınız. Hikayeye geçecek olursak umudunu yitirmeden kürek cehenneminden tüymenin yolunu arayan Henri'nin birbirinden ilginç serüvenlerine tanıklık edeceksiniz. 1930'lu yılların Fransa' sında geçen kaçma yakalanma periyodu benim bile içimi karartırken gerçekten bu maceraya ev sahipliği eden Henri Charrıere' nin koca umudu, bitmeyen enerjisi hoşuma gitti (yazar kendi yaşam hikayesini kitaplaştırmış). Bitmeyen enerjisinin sebebi aslında hiç işlemediği bir suçtan ötürü kürek mahkumu olması. Fransa ve çeşitli eyaletleri hakkında coğrafik bir çok bilgi edindim (özellikle Fransa'nın birçok cezaevi hakkında ). Kızılderililer, cüzzamlılar, farklı psikolojideki mahkumlar, aynasızlar ve mubassırlar hakkında da çok şey öğrendim. En çok ilgimi çeken durum ise, Henri'nin uygarlık kavramının yanlış yorumlandığını düşünmesi bunun nedeni de şehirlerde yaşayan ve üst rütbeli insanlar bile haksız yere birinin hayatını cehenneme çevirecek kadar medeniyetsiz olup buna karşılık köylüler ve fakirler dahi bir insana insan gibi muamele etmeyi bilecek kadar koca yürekli insanlar olmalarıdır. Kitapta beni olumsuz etkileyen şey ise uzun süre bu kitaba maruz kalıp edebi cümlelerden uzak kalışımdı. Sanırım beni besleyen bir kitap değildi ama değişiklik oldu işte...
Kelebek
KelebekHenri Charrière · E Yayınları · 20195,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
76 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitaba adını veren "diri gömülen" adındaki ilk hikaye bunalımlı depresif karakterin içsel çözümlemelerine odaklıydı.Ayrıca Sadık Hidayet ' in kendi hayatından da esinlendiğini hissettirdi. Aradaki 7 hikâyeye değinme gereği duymayacağım kısa, küçük boyutlu incelemelerdi. En beğendiğim hikâyesi son hikâye olan "hayat suyu " hikayesiydi. Hafif binbir gece masallarnı çağrıştıran, klasik bir baba ve 3 oğluna vasiyeti ile bir girizgah, doğu hikâyeciliğinin harmanlanmış bir örneğiydi. Beğendiğim metaforu ise altı saçan ülkesinin insanlarının kör oluşu ve altın içinde yaşamalarına rağmen pis bir hayat sürmeleri, Mehtap ülkesinin insanlarının sağır oluşu , içki ve esrar bağlımlısı olup bedbaht bir yaşam sürmesi. En küçük kardeşin ülkesi olan "kadife çiceği " nde ise hayat suyunun bulunması insanlarının ise meslek, zannat sahibi olması herkesin çalışması üretim yapması okuması , öğrenmesi gibi insana mahsus sorumlulukların mevcut olduğu olağan ve düzen içinde bir ülke. Yani mevzubahis, altın para veya lüks, ve nefsani bir yaşam insana sadece eziyet verir ve günbegün bitirir . Hayat suyu ise sadece hayatı bir bütün olarak hissedip, çalışıp, emek verip, her türlü sorumluluğa yer verildiği vakit ulaşılabilir mesajını veriyor.
Diri Gömülen
Diri GömülenSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20202,505 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Bir kadının hayatı boyunca unutamadığı, aklından bile çıkaramadığı o 24 saatin anlamı ne olabilir ? Dehşet verici bir olay, tüm hayatına mal olabilecek bir değişim yada daha kötüsü ne olabilir ? 24 saate ithaf ettiği o duygusal çöküntü, zannettiğimiz gibi olağanüstü bir şey değil elbet . Farklı kılan şey sadece o kadar fazla duygu değişimini ardınsıra yaşıyor olması. Hayranlık, fedakarlık, pişmanlık , utanç, hayal kırıklıkları, kaçış... Böylesine kavramları uzatacağim bir çok duygu değişimi. Yani insani duygular kadının hayatında kendini göstermiş Bu karakterde ise çok iyi gibi görünen ama aslında çok bitevi bir son karsılamış onu. Hayatın bir donemi kimine göre bir anı, kimine göre bir ders, kimine göre bir tecrübe olarak kalır. Bu kadın hayattan aldığı dersi unutamayanlardan. İkinci hikaye ise silik bedenlerin içindeki kasırganın vuku bulmuş haliydi. Yaşlı bir adamın yıllarca emek verdiği ailesinin gözünde hiçbir değer ifade etmeyen bir varlık oluşunu hissettirdi. Tüm hayatımız uğruna feda edebileceğimiz dünyevi şeylere mi bağlıydı bu ailemiz olsa bile. Bana bunu sorgulattı. Çünkü çektiğimiz acı da hissettiğimiz mutluluklar da sadece bizimle ilgiliydi . Bu yalnızlığın elle tutulur halidir ve bu yaşlı adamın yaşadığı tam da kendine bile itiraf edemeyen silik insanların çığlığıdır. Kısacası, Zweig; yine insana ait olan tüm içsel dürtüleri eylemleri ve hayat boyu bocalayışın harika betimleyişini bizlere sumuş.
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin Ölümü
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat - Bir Yüreğin ÖlümüStefan Zweig · Can Yayınları · 20166,7bin okunma
Reklam
221 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Güzel bir eğitim modeli. Darü'l Erkam' da nübüvvetin ilk yıllarında uygulanan eğitim modelinin başarısına dem vuran kitap günümüz eğitim sistemine de göndermeler yapıyor.Ki gayet olağan bir durum bu. "Benim oğlum bina okur döner döner yine okur" minvalinde olan eğitim sistemimizde haklıca bir tespit. Kitapta İslam'a giren ilk sahabiler, bu sahabilerin her açıdan çeşitliliği fakat iman noktasındaki hayreteşayan ortak heyecanları yer alıyor. Tabi mevzubahis Kur'an'ı anlama , eylemde bulunma noktasında en yetkin kişi olan Peygamber efendimiz hocalığında aldıkları eğitim. Eğitim için temel husus sevmektir. Severek yapılan işte başarıya ulaşmamak mümkün mü? Onlar Allah (c.c ) 'u sevdiler, rehberlerini sevdiler. Güvendiler, sorguladılar. Çünkü hakiki öğrenmede muhakeme yatar, ezber bilgi olmaz. (Ayetler bundan müstesna) İslami yaşayış hakkında ilk defa bilgi ediniyorlar takdir edersiniz ki muhakeme payı olmalı. Günlük yaşamdaki tüm öğrenim sürecine bu dahildir bence çünkü bizlerde birer " benim oğlum bina okur döner döner yine okur" konumunda sistemik bir eğitimin içinde hapsoluruz. Öğrenmede en çok hak kıldığım şeylerse; süreklilik, tedricilik, emel, hedef,düş konularıydı. Öğrenmek sevgi işi olmalı çünkü. Eğer o sevgi olmasaydı Allah'ın izniyle Darü'l Erkam talebelerinde asırlar önce büyük fedakarlıkla birkaç kişi ile başlayan İslam hareketi tüm küreyi sarar mıydı?
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l Erkam
Nebevi Eğitim Modeli Darü'l ErkamMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20201,765 okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Nedensizce sürekli bende okunma dürtüsü uyandıran bir yazar Mustafa Kutlu. Hiçbir öyküsünü okumadım lakin dergilerde gördüğüm yazıları, sürekli çevremden duyduğum bir Mustafa Kutlu figürü var içimde ama biliyorum o sıcaklığı hissedebiliyorum okumadan. Derken Mavi Kuş ile başlamak istedim. Okumadım, büyüklerimin anlattığı eski Anadolu kasabalarına misafir oldum gibi bir şey oldu. O kitap elimde kaydı gitti, tahmin edemeyeceğim bir sonla afallattı yazar. Ne oldu anlayamadım. Kitap bitmiş ve ben bize yaşatarak betimlediği Ceneviz sokağının da bulunduğu o kasabada ve bozkır boyunca tıngırdayan Mavi Kuş'un (otobüs) içinde kalmış gibiydim. Velhasıl yazar diyorum. Üslubu çok güzel, çok sıcak, baba gibi ve tüm kitaplarını okumam gerektiğini düşündüğüm ilk yazar. Kitaba kitap olarak bakan, yazarından soyunmuş olarak gören ben ve bir yazarın tüm kitaplarının okunması gerektiğini savunmayan ben bu tabumu Mustafa Kutlu ile bozuyorum, Mustafa Kutlu ile tanıştığım için memnuniyet duyuyorum ve sonraki kitabı olarak "Arka Kapak Yazıları" nı okumak için heyecanlanıyorum. :)
Mavi Kuş
Mavi KuşMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201112,1bin okunma
187 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Simyacı, bana düşlerimizin aslında bizim onları ne kadar çok istediğimiz ölçüsünde gerçekleşebileceğini öğretti. Yaşamımızda ne istediğimizi bilmek zorunda olduğumuz, bildiğimiz şeylere yönelebileceğimiz, istediğimizi elde etmenin ona ulaşmak için gösterdiğimiz gayrete dayandığını öğretti. Aslında bildiğim bir çok şeyi eyleme dönüştürme azmimi kamçıladı. Çünkü her şeyi sadece düşünüyoruz ve istemekle yetiniyoruz. Bu önce kendimize saygısızlık sonra da Yüce Yaradan'a. Kitapta da denildiği gibi "hayat hikayemiz ile dünya tarihi aynı El tarafından yazıldı" Varoluşumuz ve yaşadıklarımızın bir sebebi var ve biz zaten olacak olan şeyleri yaşıyoruz. Dolayısıyla bize hedefe ulaşmaktan çok o yolda öğrendiklerimiz ders olur ve hayatı anlamlandırır. Yani herkes kendi kişisel menkıbesini zaten yaşayacak, mukadderattır bu. Lakin bu yol çabaladıgımız için bize çok şey öğrettiği zaman anlamlıdır, durup beklemekle değil.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208bin okunma
95 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Yıllardır kütüphamde bulunmasına rağmen şu zamanlarda okumam tesadüf değilmiş meğer. Namazlarıma olması gereken gayreti ve önemi veremediğim (ve vicdanımı yaralayan bu durum) bu dönemde ilaç gibi geldi, ruhumu besledi. İmandan sonraki en mühim meselenin namaz olduğunu hatırlattı. Ve düşündürttü ; namaz olmadan ben neyim ki, bu kâinatta savrulan bir hiç gibiyim adeta beni ben yapan namazım ve imanımken nasıl olur da hayatımda en ehemmiyet vereceğim namaz yerine malayani şeylere vakit harcayabilecek kadar köreliyorum. Namaz kılanlar ! Çok eksiğimiz var. namazı vaktinde kılmamak, kazaya bırakmak, sabah namazını savsaklamak, huşu içinde kılmamak vb. çok şey. Ve namaz kılmayanlar ! Bu kitap gerçekten namaza başlamak için iyi bir vesile :)
Sabah Namazına Nasıl Kalkılır
Sabah Namazına Nasıl KalkılırCemil Tokpınar · Nesil Yayınları · 20022,022 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Sevginin gören gözlerde, yürüyen ayaklarda olması gerekmez. Seven kalplerin ritimleri duyulagörsün. Elli yıl bekleyegörsün. Aşk kalpten olduğunda başka kıtalarda da sevildiğini bilegörsün. Tin Win ve Mi Mi 'nin engellerini , sevginin aştığı güzel bir aşk hikayesi.
Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler
Her Kalp Kendi Şarkısını SöylerJan-Philipp Sendker · Koridor Yayıncılık · 20132,290 okunma
Reklam
205 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
İnsanlara bir de hayvanların gözünden bakan hatta sadece bunun için yazılmış bir roman okunmaya değerdir diye düşünüyorum. Yabanda doğan ve doğumundan itibaren hayatın tüm zorlu ve acayip aşamalarından geçen bir kurt kırmasının muhteşem romanı. Kendi içgüdüsel ve atalarından gelen kalıtsal özelliklere göre vahşi yaşama gerektiğinden fazla yatkın olan bu kurt (beyaz diş ) doğduğu andan itibaren olanca merakı ve azmi sayesinde bir çok zorlu duruma gögüs germiş. Zaten yaşamak zorunda kaldığı hayat onu vahşi olmaya zorlamış aksi halde hayatta kalmak imkansız olurdu. Zaten Beyaz Diş' inde enikliği döneminde keşfettiği yasa bunu gerektiriyordu; SEN YEMEZSEN SENİ YERLER. Yaşam ona çelme taktıkça o daha da güçlenerek kalktı, vahşi onu hor gördükçe o daha da öfke ile büyüdü , aç kaldıkça daha çok strateji geliştirdi, merak ettikçe daha çok keşfetti ve yabanın tüm varlıklarını da kendine düşmanı etti . Her hayvana özellikle kendi soyuna düşman olmayı bu yaban hayatı ona aşıladı. Derken Beyaz Diş, insanları tanrı bildi. Neden mi? onun sezgilerine göre çokta vahşi veya zararlı gibi görünmeyen bu insan hayvanlar aslında çok fazla güce sahipti, hayvanlar üzerindeki hakimiyetleri fazlaydı. Fazlası, bu cinslerin ellerinde silah ve para vardı ve bu iki unsur onları çok güçlü kılıyordu. Dolayısıyla bu vahşi hayvanları bile dizegetiriyordu. Beyaz Diş yaşamı boyunca kendi soyu ile beraber vaşaklardan, gelinciklerden, kartallardan, ve insanlardan çok çekti ve onu vahşi, güçlü keskin bir yaratık olmasını sağlayan da yine bunlardı. Bu arada Beyaz Diş'in kabuslarında gördügü en korkunç şeylerden biri de tramvaylardı...
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,9bin okunma
204 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Orhan Pamuk'tan tecrübe edindiğim ilk kitabı. Alıp götürdü beni desem yeridir. Nasıl mı? 1980'lerin Öngöreni, kasabanın tasviri kitabın başlangıcında beni o kasabaya götürdü öncelikle. Kırmızı saçlı kadın romana dahil olduktan sonra zaten istemsizce sayfaları çevirip mümkün olsa oracıkta kitabı bitireceğim gizem ve efsaneler yer aldı. Yunan mitolojisinin oideos (babayı öldürmek) ile İran edebiyatının Rüstem ile Sührab (oğulu öldürmek) hikâyeleri kitap boyunca etkisini yer yer hatırlatması güzeldi. Ve kahramanların hayatlarının bir parçası olacak kadar çok incelenmesi ayrıca konu itibariyle ilgi çekici olması romana bağlyışının bir başka nedeni. Kısacası aradığım her şeyi bu romanda buldum. İşin içine tarih ve efsanelerin dahil olması, güncel hayatın pürüzsüz yansıtılması,kitaptan ögrendigim bilgilerin olması ve en önemlisi okurken içimi sızlatan duygusallıklara yer vermesi. Okuyunc a buraya dökemedigim bir çok şeyi bulacağınıza eminim.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,6bin okunma
232 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
39 günde okudu
Bilginin İslamileştirilmesi kavramının detaylı olarak incelendiği bu kitapta ; Öncelikle İslam toplumunun başladığı ilk günden itibaren nasıl bir gelişmeyle devam ettiğini ve her dönem farklı kültürel kimliklere girdiğini ve yenilenerek geliştiğinden dem vuruyor. Lakin Koskoca İslam medeniyeti de ister istemez beşeri etkenlerle 17. yüzyıldan sonra sömürülmeye başlanıyor. ( İslam değil İslam'ı yaşadığını sanan toplumlar ! ) Özellikle Ortadoğu. Ekonomik nedenler bu sömürülmenin başında geliyor tabi ki. Velhasıl, İslam'ın modernleştirilmesi çalışmaları başlanıyor ve en önemli temsilcisi İsmail Raci Faruki. " Bilginin İslamileştirilmesi " kavramını açıklayan bu teori "modern düşüncenin doğru hususlarını, Kur'an-ı Kerim, sünnet ve sahih geleneksel düşüncenin verileri ile birleştirerek şekillendirmek ve bir kalıba dökmektir " ile tarif edilirken bir çok âlim tarafından türevleri ileri sürülüyor ve eleştiri de alıyor pek muhtemel. Fakat aydınlatıcı bulduğum modernleşme ilkeleri; öncelikle eğitim sisteminde temelden tevhid ve hakikat eğitiminden sonra beşeri bilimlerin verilmesi ve böylelikle toplumumuzda İnaç bütünlüğü ile kişiler yetiştirilirse zaten ele alınan her bilim islami bir bilim olarak değerlendirilecektir. Buna örnek olarak da " müslüman bilim adamının, kevni düzeni akıl yoluyla elde ettiği bilgi ile vahiylerden elde ettiği bilgiler arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü her ikisinin yazarı da Allah'tır. " Yani bilgiler vahiy ve bilimsel bilginin uzlaşmasıyla islamileştirilir...
Bilginin İslamileştirilmesi ve Çağdaş İslam Düşüncesi
Bilginin İslamileştirilmesi ve Çağdaş İslam DüşüncesiMevlüt Uyanık · Ankara Okulu Yayınları · 201442 okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Her kelamıyla, her adımıyla, her hareketiyle hayatımızda yönetici, lider, öğretmen kabul ettiğimiz ilk sıradaki zat efendimiz (s.a.v)' dir kuşkusuz. Bu kitap da bu nadide zatın yönetim ve iş hayatında ondan örnek almamız gereken hadislerle donatılmış. Yöneticilik vasfını iyi bir örneklikle bize aktarmış. Güzel Nebi bizzat hayatının içindeki yöneticilik ve iş hayatı ve hatta insan hakları, aile sorumluluğu, sosyal yardımlaşma, ticaret gibi önemli unsurları yaşayarak Ashab'a yaşattirarak günümüze de ışık tutmuş.
Yönetici Hazreti Peygamber Muhammed
Yönetici Hazreti Peygamber MuhammedAhmet Özel · Küre Yayınları · 201593 okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
·
46 günde okudu
İnsanı tanımanın kısaca kişinin çocuklukta yaşadığı olaylarda yattığını, karakter gelişiminin de doğuştan olmadığı aile ve eğitim kurumlarındaki yaşantısında edindiği durumlara göre şekillendiğini bir tıpçı ve psikolog diliyle anlatıldığı bilgilendirici kitap.
İnsanı Tanıma Sanatı
İnsanı Tanıma SanatıAlfred Adler · Say Yayınları · 20204,442 okunma
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.