Satranç kitabı ana fikri, bir kişinin zorlu koşullarda yalnız başına olsa bile kendisini keşfedebilmesidir. Aslında çok kötü durumlarla karşılaşan Dr. B. kendini biraz olsun iyi hissetmek için belki de daha önce hiç oynamadığı satranç oyununu öğrenir. İlerleyen zamanda kendini ne kadar geliştirdiğini fark eder. Aslında onun yalnızlığı, bir yerden sonra en büyük silahı haline gelmiştir.
Goethe’nin Genç Werther’in Acıları romanını kaleme alırken kendi yaşanmışlıklarını yazdığı bilinmektedir. Henüz 25 yaşında genç bir avukat olan Goethe, Wetzler Mahkemesinde birlikte çalıştığı arkadaşının nişanlısı Charlotte Buff ismindeki kadına aşık olur. Başına gelen bu karşılıksız aşk sonucunda düştüğü duygu ve ahlak karmaşasını Genç Werther’in Acıları adlı romanda anlatmaya çalışır.
Otomatik Portakal, “iyilik ve kötülük” kavramlarını, “şiddet, suç ve ceza” üçgeninde değerlendiren bir roman. Yazıldığı dönemi göz önüne alırsak, bir suçlunun devlet eliyle ıslah edilme biçimi ve bunun sonuçları üzerinden distopik bir gelecek atmosferi çizerek hicveden bir roman olduğunu söyleyebiliriz.
Körlük romanında yazar körleşen insanların çöküşünü daha sonra ise tekrar yükselişlerini göstermeye çalışmıştır. Karanlık, dehşet verici bir dünya, Saramago bu kadar iyi bir etki için kullandığı ayrıntılarla, 20. yüzyılın neredeyse tüm dehşetlerine değiniyor.