CEM AKDAG

CEM AKDAG
@STILIT
Gizemli kitaplarla alış verişim yok; ben ilgimi çeken, bana keyif veren, basit kitapları seviyorum. Kitaplardan tek beklentim bana keyif vermeleri, düzeyli bir biçimde bana hoşça vakit geçirtmeleri… . MONTAİGNE
224 syf.
·
Not rated
İlk paragraf (FEUILLE D’ALBUM) : Gerçekten katlanılmaz ve bir o kadar da utangaçtı. Ayrıca kendisi hakkında tek kelime etmeyecek kadar da ketumdu. Benzer başka özellikleri de vardı. Yanınıza geldiğinde, ne zaman gideceğini asla bilemezdiniz, siz artık çığlık atacak duruma gelinceye kadar oturup dururdu ve nihayet gitmeye karar verdiğinde artık ardından bir sopa fırlatacak kadar öfkelenmiş duruma gelirdiniz. Önce kitabın ismi beni cezbetti. Ancak sözün bu kitaptaki bir öykü olmadığını daha sonra anladım. "Yazgımı öğrenmeliyim dedi salyangoz, zarif, ipek örgü zırhının içinde iş işten geçmeden duvar boyunca sürünmeliyim." Daha sonra arka kapakta yazan, Mansfield ,Cheov , Maupassant gibi isimlerle birlikte “öykü” nün de ebedi bir tür olarak kurulmasında etkili bir yazardır, cümlesi ile bu derece ünlü bir yazarın on sekiz öyküsünü okumamın önemli bir kazanç olacağını düşündüm. Yıldız Ramazanoğlu’nun ön sözünden alıntılarla yazarı biraz tanıyalım; Virginia Woolf ile sürekli kıskançlık ve rekabet üzerinden gündem yapılmış olsalar da birbirlerini anlamaya okumaya özen göstermiş iki güçlü kadın yazar. Tarzı, olağan anların içinden olağanüstülüğü bulmak. Sanatın sorunları çözme görevinin olmadığını söyler. Aslında edebiyat görünmeyeni gözler önüne serme, karanlık kuyulara ışık düşürme çabası.
Yazgımı Öğrenmeliyim
Yazgımı ÖğrenmeliyimKatherine Mansfield · Ketebe Yayınları · 202132 okunma
Reklam
39 syf.
·
Not rated
Kitap Foucault’un ömrünün yetmeyeceği bir projenin takdimini içeriyor. Bu proje, bir asır önce yaşamış, haklarında pek bir şey bilinmeyen ancak kıyıda köşede kalmış bazı belgeler sayesinde hatırlanan sıradan ancak tuhaf insanlar hakkında. Emre Koyuncunun yazdığı ön sözdeki bir paragraf projeyi daha net açıklıyor; “Foucault metnin daha başlarında temel ilkelerini listelerken asıl yapmak isteğinin, kötü bile olsa belli bir şöhreti yakalamayı bilmiş “sahte” rezillerin bilindik efsanesini anlatmak değil, çok daha silik hakkında çok daha az şey bilinen karakterlerin onları unutturmuş, sönükleştirmiş iktidar mekanizmalarından intikam alma fırsatı bulacakları şekilde arzı endam etmelerini sağlamak, onları efsaneleştirmek olduğunu anlarız.”
Rezil İnsanların Yaşamı
Rezil İnsanların YaşamıMichel Foucault · Norgunk Yayınları · 2021125 okunma
408 syf.
·
Not rated
Sanırım bir gazetenin web sitesinde okunması gereken on kitap vardı ve ben “Uğultulu Tepeler” hariç on romandan dokuzunu okumuştum. Kitapçıda romanın 400 sayfa olduğunu ve arka kapakta 1800’lerin İngiltere’sinde ve taşrada geçen bir hikâye olduğunu görünce almaktan vaz geçtim. Ancak bu romanın, kadın yazarların hoş karşılanmadığı ve eserlerini farklı isimlerle yayımladığı bir dönme ait olduğunu öğrenince, daha önceki İngiliz kadın yazarlar tecrübeme dayanarak kitabı aldım. Yaklaşık seksen sayfa okuduktan sonra isimler ve yaş konusunda bazı tereddütlerim oldu. Ve kitaptan soğudum, daha sonra kitabın başına dönerek kahramanların isimleri yaşlarını daha dikkatli okumaya karar verdim, ilk seksen sayfayı hızlı hızlı geçerken isimler ve yaşlar yavaş yavaş yerine oturdu. Ve romanı kısa sürede bitirdim. Romanda yazarın yaptığı psikolojik analizler çok çarpıcı kahramanlar kolay kolay karşılaşacağımız tiplerden değil. Zaten romana ilgi duymamızı da bu özelliği sağlıyor. Başını dinlemek için şehirden uzaklaşarak, taşrada ev kiralayan entelektüel bir İngiliz adamın, ev sahibini ziyaret ettiği sırada, gördüğü farklı karakterli merak etmesi ile başlıyor. Aileyi iyi tanıyan hizmetçisinin anlatısı ile roman devam ediyor. Konu, taşrada yaşayan iki çocuklu bir aile babasının Liverpool’da sokakta bulduğu bir çocuğu eve getirerek evlat edinmesi ile başlıyor.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142.7k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
408 syf.
·
Not rated
1970’li yılların başında altyapıdan A takıma hızlı bir geçiş yaptım, seksenli yılların başında ise Galatasaray takımında kaptanlığımın üçüncü senesinde sakatlandım ve basketbolu bıraktım, daha sonra ise antrenör olarak basketbol hayatıma devam ettim. O zamanlar iletişim çok kısıtlıydı, NBA liginde Potaların daha yüksek ( üç buçuk metre ) olduğuna bile inanırdık. Türkiye’de Video değil, dergi bile yoktu. Amerikalı oyuncuların fotoğraflını bile görmemiştik. İzmir, Karamüsel ve Adana’daki Amerikan üstlerinin yanında bazı dükkanlar 2. el basketbol dergileri satardı. Biz de onları getirdik. Resimleri keser duvarlar yapıştırırdık. Neler olduğunu pek anlamasak da Larry Bird ve Magic’in NBA’ye müthiş bir ilgi sağlandığını çok iyi hatırlıyorum. Bu kitap o senelerde NBA’da neler yaşandığını anlatıyor. Basketbolun taktik ve teknik konusunu bir yana bırakırsak, bireysel olarak oyuncuların takımlarına, organizasyonlarına ve ülkelerine neler katabileceğini anlatan çok güzel bir kitap.
Oyun Biter Efsaneler Bitmez
Oyun Biter Efsaneler BitmezJackie Macmullan · Profil Kitap Yayınları · 201915 okunma
64 syf.
·
Not rated
Anlamakta zorluk çekeceğimi düşündüğüm için Nietzsche’nin kitaplarına her zaman temkinli yaklaştım. Uzun zaman önce ilk okuduğum kitabı “Zerdüşt Böyle Buyurdu” bu düşüncemi perçinlemişti. Sosyal medyada bazı sözleri hoşuma gittiği için zaman zaman acaba bir kere daha denesem mi diye düşünmeden de edemedim. Sanırım bu ince kitap ben de Nietzsche merakını başlatacak bir kıvılcım olacak. Ben çok beğendim tavsiye ederim.
Neden Bu Kadar Akıllıyım?
Neden Bu Kadar Akıllıyım?Friedrich Nietzsche · Can Yayınları · 20219.9k okunma
Reklam
Reklam
583 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.