Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muhammed Çiftçi

Reklam
Muhammed Çiftçi tekrar paylaştı.
Dünyaya bir misyonla gönderildiğine inanan insan, aklına koyduğu “misyon”u boyuna hatırlamak için çaba gösterirken tuhaf bir cilvedir, önemli bir hususu unutuyor: kul olduğunu.
Muhammed Çiftçi tekrar paylaştı.
Çok acayip güzel bir soru
Müslümanlar bile kendilerini anlamaktan uzaklaşmışken, başkalarının onları tanıması mümkün mü?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muhammed Çiftçi tekrar paylaştı.
Tanımı gereği, Müslümanın İslâm’dan taviz vermeye hakkı yoktur. İnsan ancak sahip olduğu haklar üzerinde tasarruf edebilir, ancak kendi haklarından feragatte ve fedakârlıkta bulunabilir. İslâm, Müslümanlara bir emanettir. Onun hükümlerini insan olarak ben getirmediğim için bu hükümlerden taviz verme hakkını da kendimde göremem. Kimse, haiz olmadığı bir hakkı başkasına devredemez. Dinin sahibi ve koruyucusu Allah’tır. Fakat onun emaneti Müslümanların üzerindedir. Halen yeryüzünde yaşayan Müslümanlar bu emaneti “ehliyet”le koruyabiliyor mu?
Kusursuz olan İslamdır, Müslümanlar değil ..
İslâm, Allah’ın indirdiği ve kabul ettiği tek din olarak, başka hiçbir dünya görüşüyle, başka hiçbir fikirle, amelle uzlaşmaya girmeye muhtaç değildir. O, kendi başına, insanın ihtiyacını karşılamaya muktedirdir. Bu bakımdan, zaaf İslâm’da değil, fakat onu yüklendiğini söyleyen insandadır. Aslında insan, tanımının gerektirdiği davranış manzumesini hayatına geçirdiği an, dinden taviz vermesine gerek olmadığını kendiliğinden kavrayabilir.
Reklam
Muhammed Çiftçi tekrar paylaştı.
Müslümanın en etken tebliğ aracı bizzat yaşayışıdır.
Muhammed Çiftçi tekrar paylaştı.
Kâfirler, Resulullah (sav)’a: “Biz sende diğer insanlardan ayrı bir üstünlük görmüyoruz, diyorlardı, sen de sair halk gibi yersin, sokakta gezersin. Dua et, Allah sana çok altın ve para versin, bostanlar versin, biz de inanalım.” Veya şöyle söylüyorlardı: “Bir merdiven dayayıp göğe çıkmadıkça ve oradan melekleri, bir de kitap getirmedikçe, sana inanmam.” Bu itirazlar, bu mülâhaza biçimi şimdi bize fazla mı ilkel görünüyor? Ama düşünülsün ki, küfür, baştan beri bu tür mülâhazalar içindeydi. Onların istekleri gerçekleştirilmiş olsa bile inançları değişecek değildir. Bu yüzden, bu tür taleplere verilecek cevap aynı mantık yolunu izlemeyecek ve cevap şu olacaktır: “Allah bu dediklerinizin tümüne kadirdir. Lakin bana bu gibi şeyleri talep etmeyi emretmedi.” (Hadis-i şerif meali).
Batılılar, sömürüyü, ancak Müslümanların tüketim (istihlak) standartlarını, tüketim alışkanlıklarını değiştirmekle sağlayabileceklerini bildiklerinden, İslâm âlemine ilk kancayı buradan attılar.
Müslümanlar, kuşku yok ki, antiemperyalisttir. Fakat emperyalizme karşı olmak Müslüman’ın biricik mümeyyiz vasfı değildir. Emperyalizme karşı olmak, Müslümanın güttüğü siyasetin sebebi ve gayesi değil, fakat sadece bir neticesidir. Müslüman, kâfire benzemeyi reddettiği için antiemperyalisttir, antiemperyalist olduğu için kâfire benzemeyi reddetmiyor.
Kâfire benzemeyi reddetmek, giyim kuşamdan, üretim ve tüketim kalıplarına, selamlaşmadan, ev içi döşeme stiline kadar hayatın en küçük ayrıntısını kapsayabilecek genişliktedir.
1.909 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.