"Ne biz unutuşa doğru gidiyoruz, ne de unutuş bize doğru geliyor, fakat birdenbire unutuş zaten hep buradaydı ve unuttuğumuzda, her şeyi zaten hep unutmuştuk: Unutuşa doğru harekette, unutuşun hareketsizliğinin mevcudiyetiyle ilişki halindeyiz."
Hayatımda mutlu günlerim olmustu elbette, ama mesele sadece mutluluk değildi. Önemli olan yaşadığın hayatın bir anlamı, bir değeri olduğunu hissetmekti.
Her bir insanın hikâyesi, bizi kendi başımızdan geçen olaylar kadar ilgilendirdi. Yeter ki kendi gerçekliği içinde kavransın. Her hikâye, sonuçta insan varoluşunun bir hikâyesi değil miydi? Ve akıp giden hayatın?