Mithrandir

Mithrandir
@SalisilikasitAnhidriti
Fakat kahkahalarının arkasında dalgın bir yalnızlık vardı. #61908803 #103745744 #160758571 #180726988
Öğrenci
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
215 reader point
Joined on December 2019
Şu anda okuduğu kitap
"Ya da belki de içimizden acıdan saklanan kişiler, öyle bir acıya giden yoldaki neşeleri asla bilemeyecektir."
Reklam
Belki bazı koşullar bazılarının -hatta birçoğunun- uygun bir eş bulmasına olanak tanır ama bu hayatta sadece bunu bulmaktan çok daha fazlası var. Belki de bazıları, diğerlerinden daha şanslıdır. Catti-brie'nin mavi gözlerine baktığımda, gülümseyişinin sıcaklığını ve yüreğindeki samimiyeti hissettiğimde, şanslılardan biri olduğumu anlıyorum. -Drizzt Do'Urden
Şu aşk denilen gizeme ne demeli? Anlaşılması en zor olan bu büyüyü oluşturan nedir? Birçok kez insanların tek aşklarının, ruhlarına bağlı olan tek kişinin eşleri olduğunu söylediğini işitmişimdir ve kesinlikle Catti-brie'ye karşı böyle hissediyorum ve onun da benim için aynı şeyleri hissetmesini umuyorum. Ama mantıksal açıdan bu mümkün mü? Bu dünyada bir kişinin ruhunu tamamlayacak başka birinin olması mümkün mü? Bu birbiri için yaratılmış iki kişi meselesi mi, yoksa koşulların oluşturduğu bir şey mi? Bilinçli yaratıkların birçok kişiyi sevme özelliği var da kader yerine koşullar mı onları bir araya getiriyor?

Reader Follow Recommendations

See All
Bana göre, bir şeyin değerini sonradan anlamak faydasız bir beceridir. Bizler, hepimiz, hayatlarımızda sayısız koşullar sonucunda bir yere geliriz ve eğer hayatta olduğumuz yeri beğenmiyorsak ilerlemek, seçtiğimiz yol bize uymuyorsa başkasını bulmak ve hakikaten yaşamımızın rotası buysa onun üzerinde mutlulukla yol almak hepimizin sorumluluğudur. Geçmişimizde yaşanan en kötü şeyleri dahi değiştirmesi şimdi olduğumuz kişiyi temelinden değiştirmek demektir ve bana kalırsa bunun iyi mi kötü mü olduğunu tahmin etmek imkansızdır.
Hüzünle gülümsedi ve omuz silkti. "Hayatımı elimden geldiğince iyi yaşamaya çalışıyorum," dedi. "Dürüst, iyi niyetli davranıyor, iyi dostluklar umut ediyorum ve en hayırlısı neyse onun olmasını umuyorum."
Reklam
Bazen hatırlamamız gerekir ki, bir gündoğumu sadece birkaç dakika sürer. Ama onun güzelliği sonsuza kadar kalbimizde parlayabilir.
Mithrandir tekrar paylaştı.
İnsan misafirliği kısadır dünyanın. Bir coğrafyaya doğarsın. Anan baban nereliyse, tenleri ne renkse, hangi ülkedelerse, hangi dili konuşup, neye inanıyorlar ya da inanmıyorlarsa onlardan olursun. Seçemezsin, kura gibidir. Birbirimizi bunlara bakarak isimlendirmek, düşman bellemek ve insanlık paydamızı, gelip geçici dünya misafirliğimizi unutmak, biz güya medeni insanlara yakışır mı?
Sayfa 45 - Doğan NovusKitabı okudu
Yaşlıların ve hatta orta yaştakilerin unuttuğu bu gerçeği gençler biliyor. Birçoğunun gençlere karşı sergilediği öfke ve kıskançlığın kaynağı da bu işte. "Ah keşke şimdiki aklımla o yaşa geri dönebilseydim!" Epey yaygın olan bu figanı birçok defa işitmişsinizdir. Bu sözler beni epey eğlendiriyor, çünkü aslında bu pişmanlık şöyle dile getirilmeli: "Keşke o zamanlar hissettiğim tutkuyu ve neşeyi yeniden elde edebilseydim!"
Hepimiz ölüyoruz, her geçen günün her geçen ânında ölüme gidiyoruz. Bu, varoluşun kaçınılmaz gerçeği. Bizi korkuyla felç edebilecek, ya da bize sabırsızlıkla enerji verebilecek, bizi keşfedip deneyimleme arzusuyla, her hareketten bir hatıra çıkartma umuduyla -hayır, demirden bir iradeyle- doldurabilecek bir gerçek. Güneş veya yıldız ışığının altında, açık veya fırtınalı bir havada hayatta olmak. Parlak, çiçeklerle dolu bahçelerde olsun, derin karın içinde olsun, her adımda raks etmek...
Muhtemel -ve sadece muhtemel- bir geleceğin yasını tutarken şimdi zamanın akıp geçmişe karışmasına izin vermekle ne büyük ahmaklık etmişim!
Reklam
Bu başlı başına aşikâr bir şeymiş gibi görünüyor -yani benim, bizim hayatta olmamız- fakat yine de korkarım ki bu basit gerçeğin önemini kolayca unutuyoruz. Gerçekten hayatta olduğunuzu ya da en azından gerçekten hayatta oluşunuzun değerini bilmeyi, her gündoğumunu izleyebileceğinizi ve her günbatımının tadını çıkarabileceğinizi takdir etmeyi unutmak çok kolay. İkisinin arasındaki zaman zarfında, akşam karanlığından sonraki tüm o saatlerde, her ne isterseniz yapabileceğinizi. Yolumuzun kesiştiği her kişinin, iyi ya da kötü bir hadise ve bir anı olabileceği, geçen anıların monotonluğunu kırabileceği ihtimâlini gözden kaçırmak çok kolay. Diyorum ki, harcanan o anlar, tekdüzelikle, rutinlerle geçen o saatler bizim düşmanımızdır. Onlar, hayatın anları içindeki küçük ölüm kesitleridir.
"Ne ekersen onu biçersin," diye tercüme etti. Zira gerçekten de Le'lorienel'in ismi, gayet yaygın bir Elf deyişinin bir türevinden başka bir şey değildi. "Saygı ve dostluğun felsefesi değil mi bu?" diye sordu yaşlı büyücü. "Ayrıca intikamın," diye sertçe yanıtladı Tunevec.
2,162 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.