Ona cehenneme inandığımı ve benim gibi ölümden sonra yaşama inanmayanların öldükten sonraki cehennemi kaçıracakları için ölmeden önce cehennemde yaşamak zorunda olduklarını ve kim neye inanıyorsa öldüğü zaman başına onun geleceğini söylemiştim.
Sessizlik, yaşamın çakıllarını, kabuklarını ve tüm darmadağın yıkıntısını çırılçıplak ortaya sererek çekiliyordu. Sonra gerçekle hayalin sınırında birden toparlandı ve kocaman bir dalga gibi beni uykuya sürükledi.
Bilirsin, zihnimizde karanlık bir ezber odası vardır ve şartlar oluştuğunda orada uyuyan ezberler dilimizden yahut hareketlerimizden dökülür de biz hiç hissetmeyiz onların böyle dökülüverdiğini.