...........................................................................................
"Sadece haksızlığı ya da başkalarının kendilerine yeter
derecede değer vermedikleri durumları değil, örneğin
havayı kaale alabilen insanlar da mevcuttur. Bu gülünç
gözükebilir ama gerçektir. İnsanlar; iklimi, sıcağı, soğuğu,
karı, yağmuru kaale alabilirler; havadan rahatsız olabilir,
ona kızgınlık ve öfke gösterebilirler. İnsan, sanki dünyada
mevcut her şey, ona zevk vermek veya aksine rahatsızlık
ya da tatsızlık yaratmak için özellikle hazırlanmış gibi her
şeyi böylesine kişisel bir biçimde ele alabilir."
"Bütün bunlar ve diğer birçok şey, sadece birer eş koşma biçimidir. Böyle kaale almalar, bütünüyle 'ihtiyaçlara' dayanmaktadır. İnsan, kendisinin ne kadar dikkate değer olduğunu başkalarının görmesine, onların kendisine,
zekasından, güzelliğinden, kurnazlığından, akıllılığından,
soğukkanlılığından, orijinal oluşundan ve diğer niteliklerinden ötürü duydukları saygıyı, itibarı ve hayranlığı sürekli olarak ifade etmelerine içinden 'ihtiyaç' duyar. İhtiyaçlar ise, pek sık olarak mütevazı görünümlü kimseler arasında olduğu gibi, insanların kendileri hakkındaki fantastik bir sanıya dayanmaktadır. Örneğin: muhtelif yazarlar, aktörler, müzisyenler, sanatkarlar ve politikacılar hemen hemen istisnasız olarak hasta insanlardır. Ve
neden dolayı ıstırap çekmektedirler? Öncelikle kendileri hakkında besledikleri olağanüstü kanaatten, sonra ihtiyaçlardan ve sonra kaale almaktan, yani anlayış ve beğeni görmedikleri takdirde cephe almaya önceden hazırlıklı
bulunmaktan."