En muhtaç durumdakilerin en nefret ettiği şey minnettarlıktır, sırf kendilerini yeniden iyi hissetmek için ilk fırsatta saldırırlar.
Sayfa 269
Baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.
Sayfa 7
İnsanın zihninde gizli olan madenleri kazması için bir bahtsızlık yaşaması gerekiyor; barutu patlatmak için basınç gerekiyor.
Sayfa 187
Reader Follow Recommendations
Öyle bir aşk derdi çekmişim, öyle bir ayrılık zehri tatmışım ki, sorma!
Alemi gezip dolanmış, sonunda öyle bir dilber seçmiştim ki... sorma ve dudaklarımla duyduğum sözleri!
Niye bana bakıp söyleme diye dudağını ısırıyorsun? Ben öyle bir lal dudak ısırmışım ki, sorma!
Sensiz yoksulluk kulübemde öyle eziyetler çektim ki, sorma!
Sorma, Hafız gibi aşk yolunda gurbete düşüp ne makama eriştiğimizi!
Sayfa 289
Sen daha yeniayken ben sana aşıktım, şimdi dolunay oldun, bana görünmeden çekinme!
Sayfa 271
Hafız, getir şarabı... biz, daima suçları örten Tanrı'nın bağışlamasına güvenmişizdir, güveneceğiz de.
Sayfa 257
Ah ne ahmaklık benimkisi! Şimdi artık tehlikeden uzaktayken yapmadığım şeylere hayıflanıyorum! Madem o zaman korkaktım, ödlektim, şimdi utanç içinde, pişman ve divane düşüp ölmeyi hak ediyorum.
Sayfa 301
Yaşamda ölümü
Hastalıkta sağlığı arıyorum,
Mahpusta özgürlüğü
Kapalı yerde çıkışı
Hainde ise sadakati.
Fakat kendisinden
asla bir şey beklemediğim talihim
Tanrı'yla anlaşmış ki
İmkansızı isterim diye
Mümkün olanı da vermez bana.
Sayfa 387
Yıldızların kaderinde öfke ve şiddetle koşarak felaket getirmek varsa, yeryüzündeki hiçbir gücün bunu durduramayacağı, hiçbir insan zekasının buna engel olamayacağı muhakkaktır.
Sayfa 296
Süleyman tahtının bile yele gittiği bir yerde, sen bir hiçe gönül korsan, eline yel geçer, yel!
Sayfa 245
Güz mevsimi, bu bahçeye yağmaya gelince, dilerim senin uzun boylu selviye benzer uzun boyuna yol bulmasın.
Sayfa 243
Kim yapıyor bunu, acıyı hem çektiriyor
Hem de ölesiye taptırıyor?
Sayfa 243
Tehlike, umutlardan ağır bastığı zaman geri çekilmek kaçmak olmadığı gibi, beklemek de korkaklık değildir.
Sayfa 240