Bir bebeği annesine bırakıp, dipsiz bir ruhsal çöküntünün kucağına... Uçaklara el sallayarak büyüyen çocuğun bildiği en derin kelimeydi gitmek...
Korkutulduğu en acımasız ve en yüksek sesli düşünce.... Büyüklerin hep yaptığı ya da yapmak istediği şey işte... İçinden hiç uzak olmayan...Ama dönse de artık bir daha yakın edemeyen... Son bulsa da hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı... Gitmek...
O çocuğun büyümesine asla izin vermeyen duygu...Gitmek...
Yıllar sonra yeniden, yeni bir kılıkla karşımda duran... Hayata tutunduranımı almaya gelen... Daha yürümeyi yeni öğrenmişken saklanmaya çalıştığım.... Şimdi beni sobeleyen; Gitmek...
Çocuklar uyuduktan sonra özgürce gözlerimden akan... Geçmişimde gizlenen bir rövanş... Bir boşluk ki valizime sığmayan... Bir daha hiçbir zaman dolmayacak olan... Ardında bırakmak mıdır gitmek? Öyle çaresizce, öyle yapayalnız... Gitmek... Ardında bırakıp kendini.