Fazla felsefik geldi bana. Anlamakta zorlandım. Zihnimin dolu olduğu bir dönem olduğu için belki de.. Üniversite makalesi tarzındaydı. Bu tarzı severseniz okuyun.
Sonu çok şaşırttı. Katilin belirsiz kalmasından korkmuştum ama öyle olmadı. Çok akıllıca kurgulanmıştı. Sonunun böyle olacağını bilsem daha hızlı okurdum :)
On KişiydilerAgatha Christie · Altın Kitaplar · 202132bin okunma
Hiçbir amacı yoktu. Gereksiz küfür içeriyordu. Arkasında keskin mizah duygusu yazıyor ama ben hiç eğlenmedim. Hatta bazı yerlerde Ülker'e sinir oldum. Sırf bitirmek için okudum. Sadece sonu iyiydi.
Yazar konuyu daha felsefik bir yerden ele alır diye düşünmüştüm. Aldatma dışında bir şey anlatmamış. Kadın evli diye "başkasının malı" demesi de hoşuma gitmedi. Ödüllü kitap olduğu için okuyayım dedim ama umduğum gibi çıkmadı.
Edebi bir değeri yok bence. Fazla şahsi geldi mektuplar bana. Neredeyse burnunun akmasını bile yazmış :)) Karşı taraftan da cevap olmayınca bir anlamı olmamış. O yüzden 6 puan verdim.
Orhan Kemal'i severim ama fazla nostaljik geldi bu eseri bana. Türk filmi gibiydi. El Kızı eseri de öyleydi ama oradaki dil daha yetkindi sanki. Onu bir solukta okumuştum. Bu kitapta biraz içim şişti :)
Çok güzel bir eser. Kalın olması gözünüzü korkutmasın. Araya tatil girdiği için benim okumam uzun sürdü ama normalde bir haftada bitirebilirsiniz. Sadece 7. bölümdeki "Dün, Bugün, Yarın" kısmında sıkıldım. Gereksiz uzatılmıştı orası. On dördüncü bölümü hiç noktalama işareti kullanmadan sayfalarca tek bir cümleymiş gibi yazması takdire şayan. Selim'in günlüğü kısımları güzeldi. Bu zamana kadar kitaba tutunabilir miyim bilmediğim için okumaya cesaret edememiştim. Ama en doğru zamanda okuduğumu düşünüyorum.
Yarışma için okudum. Pek de bir şey anlamadım. Çok fazla isim ve alakasız olay vardı. Gak, Gall Adam, Bay Wolf, Klaus, Kara Yorgi, İstvan, Molnar Yanoş, Arşidük Karoli vs. bir sürü isim kafa karıştırıcıydı.
Ben deneme türündeki kitapları pek sevemiyorum. Bu kitap da biraz sıkıcı geldi açıkçası. Özellikle son deneme oku oku bitmedi. İsmi ilginç geldiği için almıştım kitabı ama pek sarmadı.
İlk kitap daha güzeldi bence. Bu kitap Bruno'dan çok bağımsız yazılmış gibi geldi. Ondan daha fazla iz bulmak isterdim. Gretel'in babası tarafından kampa götürülmesi ve kardeşine tel örgülerin öbür tarafına girmesi için akıl vermesi filmde de ilk kitapta da değinilen durumlar değildi. Okurken bunlar hiç olmadı ki diye söylenirken buldum kendimi. İlk kitap Bruno'nun gözünden anlatıldığı için yoktu belki ama yine de bu kitabı oluşturmak için uydurulmuş hissi uyandırdı.
Edirne'nin Köprüleri hikayesinin adı İshak Amca'nın Gelini, Su Ustası Miraç hikayesinin adı da Ağa Oğlu Vedat olmalıymış bence :) Vedat'ın hikayesini ayrı bir eser olarak da okumak isterdim. Merak uyandırıyordu. En vurucusu son hikaye Haraç'tı. Zaten genelde böyle olur. Parasız Yatılı biraz daha uzun olabilirdi. Kitaba adını verince daha uzun bir hikaye okumak istiyor insan.
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,650 okunma
Kitap çok farklı bir teknikle yazılmış. Çift sayfalarda Ekmel Bey'in, tek sayfalarda ise Derya'nın günlüğünü okuyoruz. Ben önce Ekmel'in sayfalarını bitirdim. Derya'yı okumaya başladığımda çok şaşırdım. Beni şaşırtan kitaplara bayılıyorum. Yazarı ilk defa okudum. Bu gidişle son olmayacak.
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,7bin okunma
Kitap; Baskın, Sorgu, Şafak isimli 3 bölümden oluşuyor. Akşamdan şafak vaktine kadar süren bir sorguyu anlatıyor. Yer yer geçmişe dönüşler yaşanıyor. Romanın tekniğini çok beğendim. Mutlaka okuyun.
Başları güzeldi ama bir yerden sonra çok fazla dini söylem vardı. "Aklınızda bulunsun, biz bunları yaşadık." üslubu bana güzel gelmiyor. Daha önce de Tarık Tufan okumuştum ama bu ilk kitabıymış. Tarzı sonradan daha güzel olmuş bence.
Tam bir Servetifünun romanıydı. Yasak aşk, cemiyet hayatı, partiler, Fransızca özentiliği, piyano, biri fettan diğeri safça olan iki kadın ve "İkisini de aynı anda seviyorum." diyen çapkın bir erkek :)
Ben beğendim. Sadece dili ağırdı. O da zaten dönemden kaynaklanıyor. Ben alanımdan dolayı eski kelimelerin çoğunu anlasam da birkaçı için bile arkadaki sözlüğe bakmak vakit kaybı gibi geldi. O yüzden bir puan kırdım. :)) Bu tarz dili olan kitapları şimdiki nesil pek tercih etmiyor. Onlara sıkıcı geliyor. Ama ağızda güzel bir tat bırakıyor bence.