Semra Demirkaya
Semra Demirkaya
@Semiramis_26
PR
Lisans
361 reader point
Joined on November 2021
Okuma Hedefleri
Tolkien Efsanesi!!!
Merhaba kitapseverler!
Öncelikle bir Yüzüklerin Efendisi hayranı olarak bu kitabı şimdiye kadar neden okumadım diye çok kızdım kendime. Her zaman kitaplar, filmlerinden veya dizilerinden çok çok daha keyif vermiştir bana. Bu eserde de düşüncem değişmedi. Fakat filmlerine de haksızlık edemem. Muhteşem yapımlar, müthiş emek harcanarak yapılmış filmler. Yüzüklerin Efendisi kitabı filmlerinin bir tık üzerinde kaldı diyebilirim.
Kitapta Tom Bombadil karakteri kilit rol oynuyor. Önemli gelişmelere vesile oluyor. Sanırım bu açıdan filmde bu karaktere yer verilmemesi en büyük eleştiri.
Kitaptaki bir çok detay kafamdaki soruları cevaplamam açısından son derece tatmin ediciydi.
Bunun dışında kitap ile söyleyeceğim pek bir şey yok. Her açıdan mükemmel, keyif verici bir okuma oldu benim için.
Keyifli okumalar dilerim…
Enteresan ve Zorlayıcı
Merhaba,
Benim için çok zorlayıcı bir okuma oldu Usta ile Mergarita… Daha önce defalarca Rus Edebiyatı okumama rağmen, sanki ilk kez okuyorcasına bocaladım. Sanırım birden fazla okunması gereken eserlerden…
Kitabın başındaki isim listesi bana çok yardımcı oldu. Zira karakter açısından zengin bir kitap. Bu kimdi, şu kimdi diye sık sık başa dönüp bakmak zorunda kaldım, haliyle konsantrasyonumu fazlasıyla bozdu bu durum.
Hikaye içinde hikaye barındıran kitapları severim. Fakat yine de içine alamadı beni kitap…
Bol zamanınız olduğunda, sindire sindire okumanızı tavsiye edebilirim.
Keyifli okumalar, kitaplarla kalın…
Bir kez daha hayran kaldım!
Merhabalar.
Haruki Murakami eserlerini daha önce deneyimleme şansını yakalamıştım. Her kitabı gibi Sahilde Kafka’yı okuduktan sonra, yazara hayranlığım bir kat daha arttı. Bu sebepten Haruki Murakami külliyatını okumak istediğim ender yazarlardan…
Haruki Murakami’nin kitapları genelde “tuğla kitap” diye tabir ettiğimiz kalın kitaplardan olmasına rağmen, son derece akıcı ve sürükleyici kitaplar. Kesinlikle sıkılmadan, merak seviyenizi düşürmeden, heyecanla ve hayal gücünüzü tatlı bir zorlamayla okuyabileceğiniz muhteşem kitap Sahilde Kafka!
Eserin içeriği hakkında bilgi vermeyeceğim. Ensest ilişkiye dair çok fazla eleştiri almış. Ancak beni Vladimir Nabokov’un Lolita’sı (orada ensest ilişkiden ziyade sübyancılık söz konusuydu) kadar rahatsız etmedi. Burada da yazarın konuyu mükemmel bir şekilde işleyişi, size olay ve durumların olabilirliğini kabullendiriyor.
Ben naçizane bir okur olarak sizlere kesinlikle okuyabilirsiniz diye gönül rahatlığıyla tavsiye ederim Sahilde Kafka’yı!
Düşüncelerimi kitaptan kısa bir alıntı ile sonlandırmak istiyorum. Okuma aşkınız hiç bitmesin…
“Zamanın göreceli ağırlığı, çok anlamlı kadim bir rüya gibi üzerine çöküyor. O zamandan kurtulabilmek için hareket etmeye devam ediyorsun. Dünyanın öteki ucuna gitsen bile, o zamandan kaçamayabilirsin. Fakat öyle bile olsa, dünyanın öteki ucuna gitmek zorundasın. Dünyanın öteki ucuna gitmedikçe yapamayacağın şeyler de var çünkü.”
Reader Follow Recommendations
Merhabalar!
Bu naçizane incelememde sizlere Thomas Mann’ın Büyülü Dağ eserinden bahsetmek istiyorum…
Normalde çok hızlı bir okur değilim fakat orta hızda bir okur olmama rağmen kitap çok yavaş ilerledi. Bu sebepten, hayat ritminizin yoğun olmadığı bir dönemde sindirerek okumanızı tavsiye ederim.
Kitabın teması sanatoryumda geçen olaylar gibi gözükse de, detaylara baktığımızda; ölüm, resim, müzik, zaman, hastalık, savaş gibi bir çok konuda uzun diyaloglar barındırıyor.
Kitabın tek negatif yönü, çok fazla yabancı dilde kelime ve cümlelerin bulunması. Elbette bu durum dikkatinizin dağılmasına ve kitaptan kopmanıza sebep oluyor.
Kesinlikle kült bir eser olduğu düşüncesindeyim. Her okurun kitaplığında bulunması gereken ve çeşitli zamanlarda tekrar okunması gereken bir kitap.
Uzun zamandır heyecanla okumayı beklediğim bir kitaptı. Beklediğim heyecanın karşılığını alabildim mi? Şimdilik bilemiyorum… Ama ileriki yaşlarımda tekrar okuma fırsatım olursa fikrimin değişeceğine dair hislerim var…
Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Kitaplarla kalın…
İnsan evini ruhunda aramalı…
Evi nasıl tanımlardınız?
Evim var demek için nelerin olması gerektiğini düşünürdünüz?
Evi ev yapan kriterleriniz nelerdir?
Nermin Yıldırım, Serap karakteri üzerinden hepimizin bu hayattaki evlerine dair soru işaretleri sunuyor bizlere. Toplumda var olabilmek için, dört duvarı olan bir ev ne kadar yeterli? Bunun tamamlanabilmesi için aile kavramının da olması gerekmiyor mu?
Serap kendi içsel döngüsünü tamamlayamamış, kendini bir yere, hiçbir “ev” e ait hissedemeyen bir kadın. Bunun için bir karar verir ve uzun yolculuğa çıkar. Yolun sonunda aradığı evini bulabilecek mi, yoksa hayatta asla elde edemediği evinden tamamen uzaklaşacak mı?
Heyecanla okuduğum, yer yer melankoliye kapıldığım, bazen sıkıldığım, ancak sonunu merakla beklediğim bir roman oldu. Genel anlamda beğendim eseri. Fakat kendi açımdan okumak için uygun zamanı seçememişim diyorum. Ruhsal anlamda siz de kendinizi ve çevrenizi sorguladığınız bir dönemden geçiyorsanız, bu romanı okumak yükünüzü biraz daha arttırabilir.
Kurduğu cümleler, duyguları ifade ediş biçimlerini çok başarılı buldum yazarın. Öyle ki, işte ben de tam böyle hissediyorum dediğim duyguları, hissettiğim ama bir türlü ifade edemediğim duyguları ne güzel kaleme almış! Benim için asla pişman olmayacağım bir okuma oldu.
Kitaplarla kalın…
