SS

Herkese kendini beğendirmek de pek makbul değildir.
Sayfa 270 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Reklam
Ben henüz dünyada bazı iyi niyetlerin olduğuna inanacak kadar gencim.
Sayfa 269 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Demek insanları gerçek ve doğru biçimde yorumlamak için onların ölmelerini beklemek gerekiyordu.
Sayfa 251 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Mustafa inan
Mustafa Hoca çok devirler görmüştü. Hürriyet ve aydınlıkla birlikte her türlü fırsatçılığın da ortaya çıkmasından korkuyordu. Herkesin eşit olduğu düşüncesinin hemen istismar edilmesinden korkuyordu. Mehmet Akif gibi, “bilenle bilmeyenin elbette bir olamayacağını” düşünüyordu; eşitlik demek, bu demek değildi. Mustafa İnan tarih okumaya düşkündü: sokağa dökülen her insanın bu işlerin bilincinde olduğundan haklı olarak kuşku duyuyordu. Türk milleti Tanzimat’tan beri böyle nice heyecan yaşamıştı; kaç kere, işte hürriyet geldi diye sevinmişti. (…) (Ancak) hürriyetle birlikte akıl da gelmeliydi, huzur da gelmeliydi, bilim de gelmeliydi; evet çalışma gelmeliydi, yeni ve aydınlık bir düzen gelmeliydi. Hürriyet neden durmadan gelmek zorunda kalıyordu? Bunun üzerinde düşünülmeliydi. Bu hürriyet neden ikide birde geliyordu? Bunun üzerinde düşünülmeliydi. Hürriyet, düşünmesini bilenlerle birlikte gelmeliydi.
Sayfa 225 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Herkes efsane kahramanlanm, kendi yapamadığı ve yapmaya cesaret edemedigi işlerin adamı olarak görür.
Sayfa 204 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Reklam
Sandviç’in tarihi de ilginçti; 18. yüzyılda yaşayan İngiliz lordu Earl of Sandwich kumarbazın biriydi. Kumara öylesine düşkündü ki, yemek yemeğe oturacak vakit bulamıyordu. Bir yandan kumar oynuyor, bir yandan da ekmek dilimlerinin arasına koyduğu söğüş etleri yiyordu.”
Sayfa 166 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Herkes hafızasından, hafızasının zayıf olduğundan kolaylıkla şikayet eder; fakat asla zekasından yakınmaz. Bilmezler ki hafıza, zekanın bir unsurudur.
Sayfa 154 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Başkalarıyla hesaplaşmaktan, kendileriyle hesaplaşmaya vakitleri kalmıyordu ki.
Sayfa 131 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Bu büyük alemde kendimizi ayrı ayrı düşünecek olsak mutlak değerimiz sanki nedir... Eğer birimizin bir kıymeti varsa, o da diğerinin ona verdiği değerdir.... Aşk muhakkak derin bir dostlukla başlar.
Sayfa 115 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Birey olarak ortaya çıkmadıkça, uyuşuk felsefemizden vazgeçmedikçe ve tek tek katkılarımızı insanlardan esirgedikçe bizi kim değiştirebilir?
Sayfa 67 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Reklam
Her şey öğretilebilir. İyi yaşamak için neler yapmalı? Bunu bile öğretebiliriz insanlara. Çünkü iyi yaşamak da 'bilgi'ye dayanır. Bunu da göstermeliyim sizlere. Çünkü ülkemizin insanları daha yaşamanın acemisidir. Onlara insan gibi yaşaması öğretilmemiştir henüz. Nasıl yaşamak gerektiği de sezdirmeden öğretilebilir onlara. Hayatın yaşamaya değer olduğu öğretilebilir. Güzel sanatların da, edebiyatın da 'büyük ve güzel şeylerin' de varolduğunu öğrenmeli insanlarımız.
Sayfa 55 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
"Ne demiş adamın biri: İyi bir hayat hikayesi yazmak, bir hayat yaşamak kadar zordur."
Sayfa 48 - İletişim yayınları 67. BaskıKitabı okudu
Başımdan büyük işlere giriştim . Gülünç olma pahasına , kendime göre çok ciddi işlere giriştim . Hiç olmazsa bu bakımdan cesur sayılırım , değil mi ?
Sayfa 107Kitabı okudu
Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim.
Sayfa 107Kitabı okudu
İnsanlar, ölümün görüntüsüyle böylesine samimi oldukları için, hayatın anlamını bizlerden daha fazla takdir ederek yaşıyorlardı.
3,180 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.