Soru
Karar alıp harekete geçme konusunda yavaşım. Birçok fırsatı bu şekilde teptim. Her şeye tereddütle yaklaştığım için, enine boyuna düşünmek istediğim için çok zor ve geç karar veriyorum. Keşke bir turnusol kağıdı olsa da bir şey benim için doğru mu yanlış mı hızlıca gösterse. Her neyse. Sizin hızlı karar vermenizi sağlayan, bir şeyin sizin için doğru veya yanlış olduğunu anlamanızı sağlayan kriterleriniz var mı? Yazarsanız çok memnun olurum.
Okur Takip Önerileri
Bazen bazı şeyleri fazlasıyla ciddiye almak gerekebilir. Bazen bazı şeyleri hiç ciddiye almamak gerekir.
Bir kitap okudu
40 syf.
·
Puan vermedi
Senin iyiliğini yürekten istiyen biri. Fakat Homeros'un eserinde tanrı Athene "karşısındakinin tanrı mı yoksa insan mı olduğunu iyice ayırdedebilmesi için" Diomedes'in gözlerini saran dumanı nasıl dağıtıyorsa, bu kimsenin de önce, senin ruhunu şimdi kaplamakta olan dumanı öylece dağıtması, sonra da iyi ve kötüyü ayırt etmeye yarayacak ölçü ve bilgileri sana vermesi gerekiyor.
Bence, tanrılara paradan başka bir şey düşünmeyen kötü bir insan gibi hediyelerle doğru yoldan ayırmak düşünülemez.
Fakat bildirmek istediği düşünce şudur: birçok şeyler biliyordu, ama bütün bunları bilmek onun için kötü bir şeydi.
Yalnız, dostum, bu şair de hemen bütün şairler gibi, düşüncelerini bir çeşit bilmece kılığında söylüyor. Çünkü her cins şiir, özü gereğince, karanlıktır, bilmecelidir; şiirleri anlamak herkesin işi değildir. Şiirin, özünde, böyle olmasından başka, bir de şiir yazmaya içinden sürüklenen bir kimse, kıskançsa, bildiklerini meydana vuracak yerde elinden geldiği kadar gizlemek istiyen biri ise, şairin ne demek istediğini anlamak, içinden çıkılamıyacak bir iş olur. Bütün şairlerin en bilgesi, tanrılara en yakını olan Homeros' un, bir şeyin "kötü" bilinemeyeceğini anlamayan bir kimse olduğuna inanmazsın herhalde. "Pek çok şeyler biliyordu, ama hepsini de kötü biliyordu" sözü Homeros'undur ve Margites için söylenmiştir.
Bu duada şair aşağı yukarı "Hükümdar Zeus, iyi şeyleri ver bize, dilesek de dilemesek de" diyor ve kötü şeyleri, dilenilse de, uzaklaştırmasını istiyor. Bence şair çok güzel, çok doğru söylüyor.
Birinin kusurunu söylerken "birçok şeyler biliyordu, ama hepsini de kötü biliyordu" diyen şairin bu sözlerinin buraya pek uyduğuna iyice inanıyorum.
Çünkü bu bilgi olmadıkça talih insanı zenginliğe, sağlığa veya bunlara benzer herhangi bir şeye ne kadar uygun bir rüzgârla götürürse, bu hallerden doğacak yanlışların, tehlikelerin de o kadar büyük olacağını sanıyorum. "Çok şey bilme", "her hünerden anlama" dediklerimizi elde etmiş olmak, bunların arasında iyiyi öğreten bilgi olmadıktan sonra, bir şu bir bu bilginin arkasından gitmek, şiddetli bir fırtınanın oyuncağı olmak demek değil midir? Böyle dümencisiz olarak denizde kalmış bir kimsenin sağ salim uzun bir yol alacağını sanmıyorum. Birinin kusurunu söylerken "birçok şeyler biliyordu, ama hepsini de kötü biliyordu" diyen şairin bu sözlerinin buraya pek uyduğuna iyice inanıyorum.
Bu hüner sahiplerinden her birinin yer ve ün hırsiyle biribiri ile nasıl yarıştığını, devlet işlerinin yolunda gitmesindeki en büyük payı "kendisinin en büyük ustası olduğu alana mal ettiğini" görürsen bu düşüncen daha sağlamlaşır sanırım. Bu gibi ustaların bildikleri kendi sanat ve hünerlerinin dar çerçevesi içindeki "iyi" dir. Bence, işi iyi kavramayıp edindikleri yanlış düşünceye uyduklarından, devlet için, kendileri için iyi olanı, çoğu zaman bulamazlar. Bu şartlar içinde böyle bir devlette kargaşalık ve adaletsizliğin eksik olmayacağını ileri sürmekle yanlış bir şey mi söylemiş oluruz?
Herhangi bir halde herhangi bir kimse için bilinmemesi bilinmesinden daha iyi olan herhangi bir şey bulunabilir mi?
Bunun gibi, insanlar akılsızlığı da aralarında bölüşmüşlerdir. Biz, payları en çok olanlara deli, biraz daha az olanlara sersem, budala diyoruz. Kötü söz kullanmaktan çekinildiği vakit bunlara taşkın veya safdil, yahut kendi halinde yahut da tecrübesiz, sessiz adı veriliyor. Fakat bunların hepsi de akılsızlıktır; yalnız, bir sanatı başka sanattan, bir hastalığı başka hastalıktan nasıl ayrı bulduysak bunlar da öylece biribirinden ayгılırlar.